Yurt dışında Türk adlı bir köy olduğunu duymuştum: Belçika-Liege- Faymonville Türk köyü. Bu köyün tipik özelliği; sakinlerinin Türklerle doğrudan hiçbir ilişkisi olmamasıdır.  Köy halkına Türk denmesine ilişkin çeşitli rivayetler var: En önemlisi köy halkının Osmanlılara karşı yapılacak Haçlı Seferiʹne katılmayı reddetmeleri. Rivayeti bir tarafa bırakalım asıl önemli gerçeğe gelelim; 2. Dünya Savaşı sırasında Belçikaʹyı istila eden Naziler, köydeki Türk bayraklarını görünce köye hiçbir zarar vermeden geri çekilmiş. Birkaç yıl önce Grand Türk (Büyük Türk) ismine bir turizm broşüründe rastladım. Bu kez seyahat planımı ona göre yaptım. Türkiye’de hava yolu taşımacılığıyla da tanınmış ETS turizm şirketi aracılığıyla Miami’den kalkan kruvaziyer turlarından birinde yerimi ayırttım.7 günlük bir seyahat olacaktı. Doğu Karaip Adaları turunda gezeceğimiz yerler Nassau, San Juan, Porto Riko, St. Thomas ve Grand Türk Adasından oluşuyor. Turun başlamasından bir gün önce Miami Hava alanından bir gece kalacağımız otele götürülmek üzere eski bir limuzin bizi bekliyordu. O akşam otelimize yakın deniz kenarında bizim Rumeli Kavağındaki lokantaları anımsatan bir balıkçı restoranında yemeğimizi yedik. Ertesi sabah limanda diğer gemilerin yanında sefere hazır kruvaziyerimize bindik. Çok geçmeden gemimiz masmavi denizi, sualtı zenginlikleri, lüks otelleri, göz alıcı bitki örtüsüyle doğasever turistleri, balayı çiftlerini çeken Doğu Karaip turuna başladı. İlk günümüz denizde seyir halinde geçti. 2.gün Bahama Adaları’nın başkenti NASSAUʹya geldik. 1718`de koloni olan Nassauʹda Britanya’nın etkisi çok belirgin. Dünyanın en popüler liman kenti olan Nassau, Bahamalar’ın en büyük adası olmasının yanı sıra turizm açısından da en parlak üne sahip. Casinolarıyla da dünya çapında popüler olan bölge endüstri ve ekonomi yönünden de gelişmiş. Uluslararası ihtişam ve tropik rahatlığın kendine özgü bir karışımını sunan bu kentte yolcular dolmuş taksilerle bizim Büyükada’ya yaptığımız fayton turunda olduğu gibi adanın üst kısmına çıkıp bir süre muhteşem manzarayı seyrettikten sonra aşağıya dönüyorlar. Gemide kalmak isteyenler ise güneşlenip havuza giriyorlar. Yolculardan bazıları eşsiz manzarası olan Queen`s Staircase`den Fincastle Kale`sine tırmandı. Şubat ayı olmasına rağmen deniz suyu sıcaklığı 25 dereceydi. Tura katılanların bazıları da şnorkelle dalış için ideal bir yer olan Paradise Island`a gittiler. Turun ikinci günü denizde geçti. Kruvaziyerimizin denizde seyri sefer halinde olduğu belli değil. Çarşaf gibi Atlantik Okyanusu kıyısında Karayip Denizi’nde ilerliyoruz. Gemide bütün spor aletlerinin bulunduğu sağlık kulübünde (sauna ve buhar banyosunda) zamanımı geçirdim. Kruvaziyerde 2 küçük bir de büyük tiyatro salonu var. Bu salonlarda muhteşem animasyonlar seyretme fırsatımız oldu. Bu yüzen şehirde şık butikler akşamları piyasa diye tabir ettiğimiz yürüyüşleri yaptığımızı da söylemeden geçemeyeceğim. Tabii casino meraklıları için Camel Club Casinosu’ndaki rulet makinaları,bingolar da para yutmaya hazır bir vaziyette onları bekliyordu.Her kattaki yemek salonu dışında ayrıca özel balık ve et lokantaları mevcut .Özellikle Zümrüt Salonuna girer girmez nefis ızgara kokusunu duyabiliyorsunuz. Kruvaziyerimizde 7 gündüz ve gece boyunca  rüya içinde geçen bir aktivite yumağı; karaokesi, dans salonları, canlı şovlar, 24 saat ücretsiz pizza ve dondurma ikramı eşliğinde sürdü. 3.gün San Juan-Porto Rikoʹya gemimiz yanaştı. Porto Riko ABDʹye bağlı, içişlerinde bağımsız özerk bir bölgedir. Adı İspanyolca zengin liman anlamına geliyor. 4.günü Kahvaltı sonrası St.Thomasʹın kristal berraklığındaki suları ile tanışıyoruz. Büyüleyici Karayip adası gümrüksüz alışveriş imkanları ile de ün kazanmıştır. İçkilerden, porselen ve kristallere kadar her şeyde gümrüksüz ve uygun fiyatlarla alışveriş yaptık. St. Thomas Limanı`nın nefes kesici manzarasını görmek için teleferik (Skyline Drive) gezisine katıldık. 5.Gün Nihayet Grand Turk Adasına geldik. Grand Turk Adası, Turks ve Caicos adaları başkenti Cockburn Townʹın üzerinde bulunduğu adadır. Ülkenin resmi dili İngilizce, resmi parası ise Amerikan doları.Grand Turk adasına gemimiz yanaşırken ben de güvertede güneşleniyordum. Kruvaziyerimiz limana yanaşmadan önce yapılacak turlar hakkında yolculara,  kamaradaki TV’den ve girişteki ilan panosundan bilgiler veriliyor. Şehri ise sizi bekleyen minibüslerle geziyorsunuz. İsteyenler sırada bekleyen taksilerle pazarlık yapıp şoförün rehberliğinde adayı gezebiliyor. Ayrıca adada araba kiralayabiliyorsunuz. Ancak İngiltere’ye bağlı olduğu için trafiğin soldan olduğunu da unutmayın. Türkleri ve kayıkları anımsatan Turks ve Caicos Adaları ve Grand Türk isminin kökeniyle ilgili birkaç farklı hikaye anlatılıyor.  Bunlardan biri fese benzeyen, dolayısıyla da bir Türkü hatırlatan, bu yöreye has bir kaktüsten aldığını söylüyor. Bir diğer anlatıya göre, isim bir korsan hikayesinden kaynaklanıyor. Geçmişte “Türk” kelimesi “korsan” anlamında kullanılıyormuş. 15 ve 16’ncı yüzyıllarda, Osmanlıların Akdeniz’de kuş uçurtmadığı ve Avrupalı gemicileri huzursuz ettiği dönem olarak biliniyor. Bu nedenle de okyanusa açılan korsanların Turks ve Caicos Adaları’nı bir gizlenme yeri olarak seçtiği söyleniyor. “Caicos”un ise yerli dilinde “adalar dizisi” anlamına gelen “caya hico”dan geldiği sanılıyor. 15’inci yüzyılda Turks ve Caicos Adaları ile yerli halkı olan Tainos’lar da Kolomb ve mürettebatı ile karşılaşmış. Daha sonra Fransız, İngiliz ve İspanyol sömürgecileri adaya gelmişler. Tuz ticareti adanın zenginleşmesine neden olunca 18’inci yüzyıl sonunda Bahamalar’ın yönetimine giren adalar, 19’uncu yüzyılda Jamaika’ya bağlanmış.  1973 yılından beri Turks ve Caicos Adaları iç işlerinde serbest ama dış işlerinde İngiltere’ye bağımlı bir yönetime sahip durumda . Kızıl Deniz-Sharm-El Sheikʹde olduğu gibi burada da dünyanın en uzun mercan kayalıkları bulunuyor.Tabii dalma sporu da bir hayli gelişmiş bu adalarda. Ağustostan Ocak ayına kadar yılın en sıcak ve yağışlı günlerini yaşayan bu adaları görmek için en uygun zaman Şubat-Mart aylarıdır. Özellikle sömürge döneminden kalan birbirinden zarif yapılar ve doğal güzellikler el ele vermiş adayı süslüyor. İki kat üzerine inşa edilmiş 150 yıllık bir binada Turks ve Caicos Ulusal Müzesi var. 1852 senesinde İngiltere’den parçalar halinde getirilerek burada birleştirilen Grand Turk Deniz Feneri de turistler için ilginç bir yer. Fener, ülkenin tarihi eserler listesine dahil edilmiş ve İngilizlerin dünyaca ünlü National Trust kuruluşu tarafından da koruma altına alınmış. Adanın sokaklarında at ve eşek taşıma aracı olarak kullanılıyor. Grand Turk spor ve dans yarışmaları ile de ünlü. Dünya yörüngesini tamamlayan ilk Amerikalı Astronot  John Glennʹin uzay kapsülü Grand Turk Adası’nda sergileniyor. Malum olduğu üzere Glenn, Friendship 7 adlı kapsülüyle 20 Şubat 1962ʹde 5 saat içinde dünyanın yörüngesini 3 kez tamamladıktan sonra adanın birkaç kilometre uzağına iniş yapmıştı. Bu kapsül Grand Turk Adasına gelen yolcuların ziyareti için limanın girişine konmuş. Adadaki butik otellerden biri de Grand Turk Inn. 150 yıllık bir manastır restore edilerek 2005 yılında turizme açılan Grand Turk Inn’de palmiye ağaçlarının altında hamakta dinlenebilecek konaklama noktalarından biri. Muhteşem kumsallarıyla ünlü Providenciales (Provo)ʹde plajlarının en tanınmışı Grace Bay. Denizi kristal berraklığında. Yanı başındaki bembeyaz kumsal yaklaşık 20 kilometre uzunluğunda. Tarihten hoşlananlar için Cheshire Hall ve Richmond Hill görülmesi gereken yerler arasında olmalı. Cheshire Hall size 200 yıllık bir tarihe dokunma ve pamuk tarlaları ile kölelerin hikayesini dinleme fırsatı sunuyor. Dünyadaki tek kabuklu deniz hayvanları üretim çiftliği de burada. Grand Turk sahilinde ilk karşılaştığım tişört ve şapka satan seyyar satıcıya gayet safiyane şöyle dedim:ˮBen sizin hemşerinizim. Türk’üm. Türkiyeʹden geliyorum.ˮ Adam sırıtarak ˮAlışveriş yap ki hemşeri olduğumuza karar vereyim.ˮdedi. Tabii biz de hemşeriliğimizi gösterip pazarlık yapmadan tişört ve şapka aldık. Satın aldığımız tişörtlerin ve şapkaların üzerinde 1492 sayısı ve İguana sembolü var. Bu yörede nesli tükenmekte olan kaya iguanaları 9 harfinin içine sıkıştırılmış olarak konulmuş. 1492 rakamı ise Amerika’nın keşfedildiği tarihtir. Hindistan’a batıdan ulaşma çabasıyla yola çıkan İtalyan kaşif Kristof Kolomb,1492 yılında sadece yerlilerin yaşadığı bu kıtaya ayak bastığında bir Doğu Asya adasına vardığını sanmıştı. Aslında ayak bastığı ada Grand Turk’ün bulunduğu Bahama Adaları’ndan biriydi. Her ne kadar ansiklopediler buraya Türk denilmesinin sebebini Adada bulunan bir çeşit kaktüsün(Melocactus) üst kısmının fese benzemesinden dolayı denilmişse de burada tarihi bir yanlışlık var. Biz Türkler fesi Sultan 2.Mahmut döneminde ilk defa tanıdık. Oysa Türk sözcüğü daha 15.yüzyılda geçiyordu. 19.yüzyılda Osmanlı sarayında Avrupalı gibi giyinme modası baş gösterdi. Daha sonra bu moda ilim adamlarına ve halka yayıldı ancak Avrupa usulü şapkaların namaz kılarken zorluk çıkarmaları, sipersiz bir şapka kullanımını gerekli kılmıştı. Bunun üzerine Kaptan-ı Derya Koca Hüsrev Paşa, Fasʹdan ˮFesˮleri getirmiştir. Dolayısıyla 2.Mahmud’un fermanı üzerine imparatorluğun resmi şapkası olan ˮFesˮin biz Türklerle ilişkisi 19.yüzyılda kurulur. Yukarıda da belirtiğim gibi ˮMüktesep Hakˮolarak kazandığımız bu ismi kaktüsle irtibatlandırarak bir tarihi yanlışlık yapılmaması için vatandaş olarak tavrımızı göstermeliyiz. Grand Turk aynı zamanda paravan şirketlere kara para aklama cenneti olarak bilinir. Adaların Türklerle kanıtlanabilen tek ilişkisi ise 2009’daki skandaldır. Karayipler’de bulunan Turks ve Caicos Adaları’nda satın aldığı adayla ismi rüşvet skandalına karışan bir Türk iş adamıyla ilgili açılan soruşturma. Adalarda rüşvet skandalının patlamasının ardından başbakan Michael Misick’in birçok işadamından rüşvet aldığı ortaya çıkmış, belgeler bir süre sonra Wikileaks’ta yayınlanmıştı. Grand Türk adasından ayrıldığımızın ertesi günü yani 6. gün yine denizde yol alıyoruz. Bütün gün ve gece animasyonlar, şovlar, klasik konserler ve tiyatro gösterileriyle günün ve gecenin nasıl geçtiğini anlamadan 7.günün sabahı Miami Limanı’na varıyoruz. Kruvaziyerin bir ekibi küçük bir ücret karşılığında valizlerimizi kamaranın önünden alarak Havalimanına transferimizi de sağladı. Roma aktarmalı uçak ile ülkemize Doğu Karaip’ten dönerken İngilizce bir deyimi mırıldandım: ˮEast or West, home is bestˮ  yani ˮNe Doğu ne Batı, en iyisi insanın vatanıˮ Av. Pekcan Türkeş [email protected]
Editör: TE Bilisim