Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından düzenlenen 2. Türkiye Denizcilik Zirvesi’nde konuşan denizcilik sektörünün yoğun katılımıyla gerçekleşti. Denizcilik ve Kabotaj Bayramı kapsamında Türkiye denizcilik tarihinde önemli bir yere sahip Tersane İstanbul’da gerçekleşen 2. Türkiye Denizcilik Zirvesi’ne Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu açılış konuşmasını yaptı.

 

Geçtiğimiz yıl ilki gerçekleşen Türkiye Denizcilik Zirvesi’nde ele alınan konuların takipçisi olduklarını ve çalışmalar yaptıklarını belirten Bakan Karaismailoğlu, II. Türkiye Denizcilik Zirvesi kapsamında Türk denizcilik filosunun geliştirilmesi, gemi insanı istihdamı, lojistik odağında deniz yapıları alt yapısı ve jeopolitik gelişmeleri başlıklarını ele alacaklarını belirtti.

IBIA ve BIMCO yakıt ve denizcilik sorunlarını ortaklaşa ele alacak IBIA ve BIMCO yakıt ve denizcilik sorunlarını ortaklaşa ele alacak

 

Deniz taşımacılığı sürdürülebilir ekonomik gelişim ve refah için olmazsa olmazdır

 

Dünya ticaretinin yüzde 90’ını üstlenin deniz ticaretinin dünya ekonomisinin merkezinde yer aldığını belirten Karaismailoğlu, “Deniz taşımacılığı, şüphesiz ki dünya ekonomisinin merkezi, küresel ticaretin de belkemiğidir. Dünya genelinde taşınan yüklerin yüzde 90’ı, değer olarak ise yüzde 70’i denizyoluyla taşınıyor. Düşük maliyet ve verimlilik avantajıyla deniz taşımacılığı sürdürülebilir ekonomik gelişim ve refah için olmazsa olmazdır. Denizyolu taşımacılığı; havayolu taşımacılığına göre 22 kat, karayolu taşımacılığına göre 7 kat, demiryolu taşımacılığına göre 3,5 kat daha ekonomiktir. Bu veriler bize ünlü Türk denizcisi ve devlet adamı Barbaros Hayrettin Paşa’nın 'Denizlere hakim olan cihana hakim olur' sözünü günümüzde de bize hatırlatıyor. Denizyolu ile yapılan yük hacminin son 50 yılda 20 kattan daha fazla büyüdüğü denizcilik sektörü, küresel ticarette en stratejik sektör konumunda. Ancak küreselleşmenin etkisini her geçen gün biraz daha fazla hissettiğimiz günümüzde dünyanın herhangi bir yerinde vuku bulan bir gelişme diğer ülkeleri direkt veya dolaylı olarak ziyadesiyle etkilemektedir” dedi.

 

 

Denizcilik sektöründeki maliyetlerin artışı arz-talep dengesini değiştirdi

 

Covid-19 pandemisinin nedeniyle yaşanan yüzde 30’luk ticari daralmanın 2008 finansal krizinden daha derin olduğunu dile getiren Karaismailoğlu, “Pandemi dönemi gibi zorlu süreçte ülkemizin lojistik tüm diğer ülkelerdeki gibi önemli bir sınav verdi. Pandeminin etkisiyle navlun fiyatlarının yüksekliği, boş konteyner bulunamaması, ham madde tedarikindeki gecikmelerden dolayı siparişlerin zamanında yerine ulaştırılmaması gibi birçok olumsuzluk yaşandı. İşletme ve navlun fiyatlarında tarihi rekorlar kırıldı… Denizcilik sektöründeki maliyetlerin bu olağanüstü artışı arz-talep dengesini değiştirdi” diye konuştu.

 

‘7 trilyon dolarlık ticaret hacminin olduğu bir pazarın tam ortasındayız’

 

Türkiye’nin sadece deniz taşımacılığında değil taşımacılığın her modunda lojistik bir üs olmaya aday olduğunu belirten Karaismailoğlu, “Türkiye 4 saatlik uçuş mesafesiyle 1,6 milyar insanın yaşadığı, 38 trilyon dolar Gayrisafi Milli Hasıla ve 7 trilyon dolarlık ticaret hacminin olduğu bir pazarın tam ortasında. Asya-Avrupa kıtaları arasında en kısa, güvenli ve ekonomik uluslararası ulaşım koridoru olan 'Orta Koridor'un anahtarı konumundaki ülkemizin uluslararası ticaretteki reddedilemez önemi her geçen gün artmaktadır. Çin’den Avrupa’ya doğru yola çıkan bir tren Orta Koridor ve Türkiye’yi tercih ederse 7 bin kilometrelik mesafeyi 12 günde kat ediyor. Aynı tren Rusya Kuzey Ticaret Yolu’ndan giderse 10 bin kilometrelik yolu en az 20 günde geçebiliyor. Güney Koridoru’nu kullandığında ise gemi ile Süveyş Kanalı üzerinden 20 bin kilometrelik yolu ancak 60 günde aşabiliyor. İşte bu nedenle Orta Koridor, şu an Asya ile Avrupa arasındaki en güvenli, en istikrarlı küresel lojistik koridordur. Bu ortam ulaşımın her modunda yaptığımız dev yatırımların sonucudur. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak 2003 yılından bu yana uluslararası ulaşım koridorlarını sürekli geliştiren ve güçlendiren bir ulaşım politikası izledik. Son 20 yılda ülkemizin ulaşım ve iletişim altyapısına 183 milyar dolar yatırım yaptık. Türkiye’nin yıllardır süren altyapı problemini büyük ölçüde çözdük ve ülkemizi Asya, Avrupa, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Kafkaslar ve Kuzey Karadeniz ülkeleri arasında ulaşımın her modunda uluslararası bir koridora dönüştürdük” ifadelerini kullandı.

 

 

Türk denizciliği gururumuzu katladı

 

Denizcilik sektöründe son 20 yılda büyük ilerlemeler kaydettiklerini dile getiren Karaismailoğlu, “Deniz ticaret filomuz 31.2 DWT’lik kapasitesiyle, ülkemiz küresel ticaret filosu bakımından 15’ini sırada. 2002 yılında 149 olan liman sayımızı, 37 olan tersane sayımızı 84’e çıkardık. Denizyolu sektöründe ülkemiz 2020 ve 2021’de büyüme kaydetti. Dünya genelinde konteyner elleçlemelerinde yüzde 1.2’lik bir düşüş, toplam yük elleçlemesinde ise yüzde 3.8’lik bir azalma kaydedilmiş olmasına rağmen, ülkemiz limanlarındaki toplam yükte yüzde 2.6’lık bir artış yaşandı. Elleçlenen konteyner miktarı bir önceki yıla göre yüzde 8.3 artarak 12.6 milyon TEU olarak gerçekleşti. Elleçlenen toplam yük miktarı ise bir önceki yıla göre yüzde 6 oranında arttı ve 6 milyon tona ulaştı. Dolayısıyla gerek pandemi sürecinde gerekse de pandeminin etkilerinin azaldığı dönemde liman elleçlemesinde ülkemizde dünya ortalamasının üzerinde bir artış görülüyor. Kabiliyet ve kapasite açısından son 20 yılda çok önemli mesafe kat eden Türk denizciliği ülkemizin itibarı açısından da kayda değer adımlar attı, gururumuzu katladı. Bakanlığımız olarak gerekli teşvikleri ve destekleri hayata geçiriyoruz” şeklinde konuştu.  

 

‘2053 yılına kadar 21.6 milyar dolar yatırım gerçekleştireceğiz’

 

Türkiye’nin 2053 vizyonu planlarına ilişkin de Bakan Karaismailoğlu, şöyle devam etti; “Türkiye’mizin 2053 vizyonu ışığında ülkemizi dünyanın ilk 10 ekonomisi’ içinde hak ettiği yere kavuşturacak, 30 yılık ulaştırma ve haberleşme yatırım planımızı tüm kamuoyu ile paylaştık. Bu plan kapsamında 30 yılda 198 milyar dolar yatırım öngördük. Denizcilik sektörümüze 2053 yılına kadar 21.6 milyar dolar yatırım gerçekleştireceğiz. Bu sayede 180 milyar dolar milli gelirimize katkı sunacağız. Üretime etkisi 320 milyar doları aşacak. 30 yıl boyunca istihdama katkısı ise 5 milyon kişi olacaktır. Kısaca '2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planımız' da Mavi Vatan’ımızın temeli, ulaşımdaki entegrasyonumuzun kilit noktası deniz yollarına özel bir yer ayırdık. Buna göre liman tesis sayısını 217’den 255’e çıkaracağız. Yeşil liman uygulamalarını yaygınlaştırarak, limanlarımızda yüksek oranda yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmasını sağlayacağız. Otonom gemi seferleri geliştirilecek ve limanlarda otonom sistemlerle elleçleme verimliliği arttırılacak. Limanların aktarma hizmeti kapasitesi genişletilerek bölge ülkelerine hizmet verebilecek çok modlu ve kısa mesafeli deniz taşıma alt yapısını geliştireceğiz.”

 

 

‘Kanal İstanbul Türkiye’nin deniz taşımacılığındaki rolünü güçlendirecek’

 

Kanal İstanbul’un tamamlanmasıyla boğaz trafiğinin hafifleyeceğini vurgulayan Karaismailoğlu, şu ifadeleri kullandı; “Yalnızca ülkemizin değil, dünyanın da en önemli ulaşım projelerinden olan Kanal İstanbul, Türkiye’nin denizyolu taşımacılığındaki rolünü güçlendirecek. İstanbul Boğazı’nda seyir emniyetini arttıracağız, boğazdaki gemi trafiğini azaltacağız. Tüm dünya denizciliğine mal edeceğimiz, deniz taşımacılığına yeni bir soluk getirecek Kanal İstanbul, dünyada ve ülkemizde yaşanan teknolojik ve ekonomik gelişmeler, değişen iktisadi yönelimler ve ülkemizin ulaştırma altyapıları konusundaki artan ihtiyaçları doğrultusunda ortaya çıkan bir vizyon projesidir. Kanal İstanbul tamamlandığında başta İstanbul Boğazı ve çevresinde can ve mal güvenliğinin sağlanması ve boğazın tarihsel ve kültürel dokusunu korumasının yanı sıra boğaz giriş ve çıkışlarındaki günlerce süren beklemeleri azaltarak İstanbul Boğazı’nın trafik yükünü hafifletecektir. Mavi vatanımıza tüm gücümüzle sahip çıkıyor, Türk deniz ticareti filolarının büyümesi için bakanlık olarak her türlü kolaylığı sağlıyor, ilgili paydaşların bu sürece destekleri için girişimlerimize devam ediyoruz. Çünkü, ülke menfaatlerimiz için Türk denizciliğin gelişmesinin ne kadar önemli olduğunun farkındayız. Türkiye denizcilik alanındaki ağırlığını gelecekte daha fazla hissettirecek ve rekabet gücünü yükselterek denizcilik sektöründe dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri olacaktır.”

 

 

7DENİZ 

Editör: Haber Merkezi