Deniz kirliliğiyle mücadele etmek ve yat/ tekne kaynaklı deniz kirliliğinin önüne geçmek amacıyla uygulanan Mavi Kart uygulaması yerini Denizcilik Atıkları Uygulaması’na (DAU) bıraktı. Gemi kaynaklı deniz kirliliğini önlemek amacıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürürlüğe sokulan bu uygulama ile yat ve tekne atıkları sıkı takip altına alındı. Mavi Kart uygulamalarının DAU ile birleştirilip geliştirildiği bu yeni sistem ile tekne sahiplerinin yanlarında mavi kart bulundurma zorunlulukları kalktı.

 

Uygulama ile birlikte fiziki işlemler için bundan sonra barkod sistemi ile işlemlerin dijital olarak yürütülmesi ve eş zamanlı takip edilmesi sağlandı. Mavi kart bulundurmama cezasının da son bulduğu bu uyguluma ile tekneler ücretsiz olarak barkod numarası alabilecek.

 

 

Bakanlık tarafından 2 Eylül tarihinde yürürlüğe giren DAU’nun eski uygulama ile “barkod sistemi” dışında bir fark taşımadığı belirten Tüm Yat İşletmeleri, Brokerleri, Acenteleri ve Yatırımcıları Derneği (TYBA) Başkanı Şeref Sevi, “Genelge çıktı ama uygulamada henüz bir değişiklik olduğunu görmedik” dedi. Yeni genelgenin uygulama biçimini takip edeceğini kaydeden Sevi, “Atıkların tamamına hakim olamadığımız için bu sistemin çok çok başarılı olabileceğini düşünmüyorum. Ama hiç yapmamış olmaktan daha iyidir. Bunun ise, şirketler tarafından usulünce yapılması, teknelerin kapasitesine uygun takiplerin yapılması şeklinde olması gerek” şeklinde konuştu.

 

Çözüm olmaktan uzak bir uygulama

 

Muğla başta olmak üzere tüm Ege kıyıları boyunca hafta sonları büyük bir yığılmanın yaşandığına ve teknelerin limanlara yanaşmak için yer bulmakta zorlandığına dikkat çeken Sevi, yeni uygulamanın bu sorunlara cevap vermekten uzak bir uygulama olduğunun altını çizerek, “Cumartesi-Pazar çıkışlarımız oluyor. Dışarıda durup bekliyor. Limanda bir yer bulursa tekrar içeri giriyor. Girer girmez yeni müşterisini karşılamak için hazırlık yapıyor. Zamanla yarışıyor. Orada bir sıkışıklık var. O esnada eğer limanda böyle bir olanak yoksa kime verecek atığını. Bu kısmının da düzenlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Önümüz kış, belki yönetmelikle ilgili çalışmalar yapılır ve bir düzen oluşur. Atık da mazot gibi, su gibi bir ihtiyaç. Bunu da düzenli olarak belirli noktalara çok sık bir şekilde verebilmemiz gerek. Karayla da uyumlu olan noktalara. Onun dışında bize çok da faydası yok” ifadelerini kullandı.

 

 

‘Önceliğimiz deniz temizliği

 

Pandemiyle birlikte özellikle yatçılık sektöründe bütün konsantrasyonun teknelerin temizliği ve dezenfekte edilmesi olduğunu vurgulayan Sevi, “Ama şu da bir gerçek. Bizim en büyük sermayemiz çevre. Hem kara hem de deniz. Teknemiz temiz olacak ama onun da öncesi çevre ve deniz temizliği var. Ki ekmeğimizi de buralara yaptığımız otellerden, plajardan ve teknelerden kazanıyoruz” şeklinde konuştu.

 

Teknik alt yapı ve yatırım şart

 

Kıyı ve koylarımızdaki atık alım tesisleri konusunda teknik alt yapı ve yatırım eksikliklerinin tamamlanmasının öneminden bahseden Sevi, şöyle devam etti: “Diyelim ki mavi yolculukta 500 teknemiz var. Bu teknelerin tamamının denize verdiği atık bir kasabanın ki kadar değil. Deniz dibine deşarj olarak veriyorlar. Böylece denizin dibine gidiyor ve akıntı götürüyor. İşte işin bu kısmı gerçekleşmeyince deniz üzerinde yapılan şey havada kalıyor. İnsanlar da ciddiye almıyor. Parasını ödüyor, gereken şeyleri yapıyor ama çok da gönülden değil.”

 

Gemide yangın çıktı: 2 kişi yaralandı Gemide yangın çıktı: 2 kişi yaralandı

 

Pratik değil

 

DAU’nun henüz yeni yürürlüğe girmiş olmasından dolayı süreçle birlikte eksik taraflarının görülebileceğini kaydeden Sevi, “Önceki uygulamayı bildiğim için çok umutlu değilim ama umarım yanılırım. Dört dörtlük bir uygulama olmasını arzu ediyorum. Çok pratik değil. Bununla ilgili teknelerin yeterli olmadığını görüyorum” değerlendirmesinde bulundu.

 

Denizcilerin kirlilikle ilgili büyük hassasiyetleri var

 

Denizcilerin denizi kirletmediğinin altını çizerek kirlilikle anılmasına tepki gösteren 12 Adalar ve Koyları Deniz Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi Başkanı Güven Altuğ ise, “Fethiye’de 2 tane 5 yıldızlı tatil köyü var. Pandemiden dolayı açık değiller bu nedenle bu sene körfez hiç kirlenmedi. Her şeyde teknelerden, denizcilerden bahsediyorlar. Ancak bu doğru değil. Bu konuda denizcilerin büyük bir hassasiyeti var” dedi.

 

Yeterli alt yapı yok

 

Mavi Kart uygulaması ve devamının başarılı bir uygulama olduğunu ancak yeterli alt yapıya sahip olmadığının altını çizen Altuğ, “Biz atıkları karaya basıyoruz. Yani belediyeye. O da kendi arıtmasına basıyor. Arıtması yeterli gelmeyince denize bırakıyor. Bunlar için ekstra bir arıtım tesisi olması gerek” dedi.

 

 

İşleyen bir sistem neden iptal edildi?

 

Yıllardır uygulanan Mavi Kart uygulamasının işleyen bir sistem olduğunu belirterek iptal edilmesini eleştiren İMEAK DTO Fethiye Şubesi Meclis Üyesi Ali Göçekten, “Çalışan bir sistem. Mavi kart işleniyor. Sahil Güvenlik gerektiğinde kontrol ediyor. Bu artık oturdu. Neden iptal edildi anlamış değiliz. Mavi Kart oturana kadar belli bir süre geçti. Yeni sistem için de öyle olacak. Hiç gerek yoktu. Biz sektör olarak içeriği ile ilgili net bir şey bilmiyoruz” dedi.

 

Çimen GÜMÜŞ

7DENİZ – ÖZEL

Editör: Haber Merkezi