Dosyamızın bu bölümünde yakın zamanda Türk denizciliğinin birer neferi olacak öğrencilerimizin görüşlerine yer verdik. İşte onların dilinden denizciliği neden tercih ettikleri, hayalleri, hedefleri ve tabii ki engel olarak gördükleri sorunlar…

 

Yıldız Teknik Üniversitesi Gemi İnşaatı ve Makineleri Mühendisliği 1. sınıf öğrencisi Aylin Ataşen:

 

Dürüst olmak gerekirse tercihlerden önceki son aya kadar böyle bir bölüm olduğunu bilmiyordum. O dönemde birden denizcilik kavramı aklıma geldi ve o andan itibaren bu bölümü istediğimi anladım. Bir geminin dizaynından suya iniş anına kadar şahit olma arzusu beni cezbetti. Bir kariyer hedefi belirledim kendime. O da yat sektörü.

 

Fırsat eşitsizliği elbette var. Bunun temelinin de önyargılardan oluştuğunu görüyorum. Etrafımdaki herhangi birine bile hangi bölümde okuduğumu söylediğimde “Gemi? Kadın? Zor olmayacak mı? Nasıl olacak?” diye sorular geliyor. Bunlar beni elbette üzüyor ama aynı zamanda da güçlendiriyor.

 

 

Üzgünüm ki sektörde örnek alabileceğim ve rol model olarak çizebileceğim bir kadın yok. Kadınların daha fazla ön planda olması gerekiyor ki bizlere örnek olsunlar. Hedeflerimden biri de bu. En iyilerden biri olmak istiyorum.

 

Bu sene yapacağım staj için aradığım birkaç şirket ihtiyaçları olmadığını söylemişti. Bu da beni biraz endişelendirmişti. Ancak uzun araştırmalar sonucu yer buldum. Stajdan beklentim ise beni daha ileriye taşıması. Okuldaki teorik bilgilerimizi pratiğe dökebilmek.

 

Dokuz Eylül Üniversitesi Güverte 2. sınıf öğrencisi Büşra Kuşçu:

 

Ailemde denizci yok. Bu konuda bir ilki gerçekleştiriyorum. Bu bölümü tercih etmemin nedeni mesleğin şartları. Birçok kişi şartlarından dolayı tercih edip, dayanamayıp bırakıyor olsa da ben insanların bazı şeyleri büyüttüğünü düşünüyorum. Kadın oluşumuz gibi. Uzun bir süre denizde kalıp, sonrasında yat sektörüne atılmayı hedefliyorum.

 

Kadın oluşumuz fazla büyütülmekte hatta küçük görülmekte. Kimi şirketler kadın stajyer almamakta kararlı. Şirketler, gemiye gönderdiği erkek personeline nasılsa, kadınlara da öyle olmalı. Kadının yeri sadece kara veya liman değil, böyle bir şartta yok.

 

Elbette bir rol modelim var. Ülkemizde nadir sayıda rol model edindiğim kadın olsa da her denizci öğrencinin gıptayla baktığı Kaptan Kate Mccue’yi burada rahatça söyleyebilirim.

 

Staj kaygısını her öğrenci taşır. Sadece bunlar ikiye ayrılıyorlar. Birinci grupta üst seviye kişilerin önerdiği, kabaca torpilli öğrenciler, ikinci grupta ise kendi çabasıyla bir şeyler yapmaya çalışanlar. Stajlarımda kendimi mesleki bilgi ve beceri olarak geliştirebileceğim bir gemide çalışmayı isterim. Ama şirketler kısa dönemli bizim gibi stajyerleri istemediklerini söylüyorlar ama alıyorlar. Peki, bu aldıkları öğrencilerin bu sıkıntıları yok mu? Eğer sistem böyle devam ederse staj problemimiz asla bitmez. Bizden tecrübe istiyorlarsa şayet kadın-erkek ayrımı yapmadan bize bu ortamı sunmalılar.

 

İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi Makineleri İşletme Mühendisliği son sınıf öğrencisi Eylül Sakur:

 

İTÜ mimarlık hayalimdi ama maalesef bu bölümü kazanamadım. Şu an okuduğum bölümü de tesadüfen gördüm. Araştırmalar yaptım. Açıkçası ailem bu bölümü seçmemi pek istemedi. Kayıt yapmaya babamla gelmiştim. Babam, erkek öğrenci sayısının hayli fazla olduğunu görünce iyice karşı çıkmıştı. Ben ise bu yola girmiştim ve vazgeçmeye niyetim de yoktu. Bu mesleği okuduğuma hiç pişman olmadım. Bir makine zabiti olarak stajda yaşadığım her türlü zorluk beni daha çok bağladı.

 

 

Bu meslek genel olarak insanlar için zor ve yıpratıcı. Bedensel güç yanında psikolojik olarak da yıpratıcı.

 

Stajyer olarak makine bölümü çok zor. Birçok şirket makine sınıfında kadınlara şans vermemekte. Kadın erkek eşitliği dillerden düşürülmese de bu böyle değil. Mesela mürettebat gece dahi limanda gezebilirken ben en geç 17:00’de gemide olmak zorundayım. Bu benim cinsiyetime yapılan bir hakaret.

 

Kaptan Radhika Menon, ismini sıkça duyduğum kadın denizcilerden. Onun cesareti ve başarısı bana hep yol göstermiştir.

 

Stajımı tamamladım ama herkes gibi bende kaygı yaşadım. Stajda mesleki olarak ne öğrenebilirsem öğrenmeye çalıştım. Sorumluluğunuzun az olmadığını, öğrenmeniz gereken çok şey olduğunu görüyorsunuz.

 

İTÜ Denizcilik Fakültesi Güverte Bölümü son sınıf öğrencisi İrem Yüce:

 

Denizciliğin farklı bir meslek olması ve açıkçası üniformalı olması ilgimi çekti. Ekonomik koşulları sebebiyle mesleğimi altın bileziğim olarak da görüyorum. Kendimi gemide uzun yıllar göremiyorum. Gerekli tecrübeyi kazandıktan sonra kara hedefim var.

 

 

Denizcilikte fırsat eşitsizliğinin olmadığı kabul edilemez. Bazı şirketlerin kız stajyer almıyoruz demesi bunun en iyi kanıtıdır. Her şirket böyle bir ayrım yapmasa da gemide bu tarz yaklaşımlarla karşılaşmayan kadın bence yoktur. Staj süresince özellikle bu görüşü aşmış firmaları tercih etmeye çalıştım ama sektörde “elinin hamuruyla erkek işine karışma” “evlenince ne yapacaksın?” “denizde kadın uğursuzluk” tarzı cümleler maalesef dillere pelesenk olmuş. Bu gibi söylemler beni bezdirmek veya caydırmak yerine daha çok hırslandırdı ve mesleğe daha çok bağladı. 

 

1 Temmuz da mezun olacağım. Okul hayatım boyunca mecburi olan 12 aylık stajımı tamamladım. Tankerci veya dökmeci olmayı hiçbir zaman istemedim. Un roro ve Arkas ta staj yaptım. Bu şirketleri tercih etmemdeki sebep kadın zabit ve stajyerlere olan pozitif yaklaşımları oldu. Her iki firmanın da hemen hemen her gemisinde kadın personel çalışıyor.

 

Galatasaray Üniversitesi Deniz Ulaştırma ve İşletme Bölümü 1. sınıf öğrencisi Müge Selek:

 

Denizcilik hayalim vardı ama ailemin “hevestir geçer” yorumlarıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Felsefe Bölümüne girdim ve bitirdim. Felsefe okurken bir yandan denizciliği araştırdım. Çünkü içimdeki heves sönmemişti. Şimdi bu hayalimi gerçekleştirmek için fırsata sahibim.

 

 

Sektörde görüşler yavaş yavaş değişse de ciddi bir fırsat eşitsizliği olduğunu düşünüyorum fakat nedenleri hakkında konuşmak için kendi adıma daha yolun başındayım. Bu sene denizcilik sektöründe kadınlar üzerine bir kadın araştırmasına başladım. Araştırma sonunda sorunların çözümüne yönelik neler yapılabileceğine dair bir proje geliştireceğim.

 

İki rol modelim var. Biri Radhika Menon diğeri Işık Gürbulak.

 

Staj kaygısı taşıyorum çünkü sektörde tanıdığım insanların neler yaşadığını görüyorum. Fırsat eşitliği sunan, gelişmeme izin veren, öğrenebileceğim e benimseyebileceğim bir yerde staj yapmak isterim. Beni herhangi bir kimlik veya kalıpla değil, bilgimle tartacak bir yer en büyük beklentim.

 

İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi Makinaları İşletme Mühendisliği 1. Sınıf öğrencisi Yaren Yılmazoğlu:

 

Aslında denizcilik okumak hiç aklımda yoktu. Bu sektörde çalışan bir aile dostumuzun tavsiyesi ile seçtim. Onun meslek tecrübeleri ve bu mesleğe bakış açısı beni ikna etti. Fakat aldığım dersler beni mesleğe her geçen gün daha çok bağlıyor. Sanırım mezun olduktan sonra uzun soluklu bir deniz hayatı beni bekliyor olacak.

 

Fırsat eşitsizliği olduğunu düşünüyorum. Denizde kadın üzerine yapılan birçok çalışma olmasına rağmen bugün hâlâ şirketinde kadın personel çalıştırmayan firmalar, sektör hakkında konuşulduğunda kadınların yapamayacağını düşünen bir kitle var. Bu düşünce bende daha çok hırs yaratıyor. Bu mesleği yaptığımı, yapabileceğimi herkese göstermek için çabalarım artıyor.

 

 

Tabii ki staj kaygısı yaşıyorum. Şirketlerde genellikle referans durumu söz konusu. Ailemde ve çevremde hiç kimsenin bu sektörde olmadığını düşünürsek aslında 1-0 gerideyim. Fakat kendimi geliştirmek için sürekli uğraşıyorum. Denizcilikle alakalı kulüplere ve derneklere üye olmaya, her türlü etkinliğe katılmaya çalışıyorum

 

İstanbul Teknik Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Gemi Makineleri İşletme Mühendisliği 2. sınıf öğrencisi Mehmet Talha:

AVS'den yaşlılara özel iftar yemeği AVS'den yaşlılara özel iftar yemeği

 

Bu mesleği doğaya denize karşı olan sevgim ve karakterime uygun bir meslek olduğunu düşündüğüm için tercih ettim.  Denizcilik okumamda beni teşvik eden etken denizciliğin diğer mesleklerden daha yaygın bir şekilde dünyanın farklı ülkelerine olan ulaşım imkanıydı. Bu sektörde ilerleyen yıllarda sektöre ve Türk denizciliğine faydalı, iyi bir akademisyen olmak istiyorum.  Belli bir süre denizde çalışıp deniz tecrübesi kazandıktan sonra çalışma hayatımın kalanını karada devam ettirmek istiyorum.

 

Sektörde fırsat eşitsizliği olduğu düşüncesindeyim. Kadınların bu meslekte başarılı olamayacaklarına karşı önyargıların yıkılması için daha çok etkinlik ve konferans düzenlenmesi gerek. Birçok kadın bu meslekte gerçekleştirmiş oldukları başarılar ile yer edinmişlerdir. Bu başarıların diğer kadınları cesaretlendirmesi ve kadınların bu mesleği yapamayacağı karşısındaki ön yargıların da yıkılması gerekmektedir. Bunun için erkeklere düşen görev, ayrım yapmadan kadın erkek herkese eşit bir davranış şekli sergilemeleri ve benimsemeleridir.

 

 

Bir kadın olarak göstermiş olduğu başarılardan dolayı Kaptan Halime Tunç’u kendime rol model olarak görüyorum ve göstermiş olduğu azim, kararlılık ve çalışkanlığını kendime örnek alıyorum.

 

Staj kaygısı yaşıyorum. Staj talep eden öğrenci sayısının artması ile stajyer alımı yapan firmalarında aynı ölçüde kontenjanlarını arttırmamasından dolayı staj yapacak öğrencilerde staj bulamama gibi bir kaygı oluşuyor. Stajdan beklentilerim meslek hakkında, denizcilik kültürü hakkında genel bilgiler edinmek.

 

İTÜ Denizcilik Fakültesi Güverte Bölümü 3. sınıf öğrencisi Mert Güvercinoğlu:

 

Açıkçası ben meslekle mantık evliliği yapanlardan değilim. Çok küçüklükten, abimle birlikte kurduğumuz hayallerde karar verdik denizci olmaya hiç fark etmeden. Zaten bu sebepledir ki ailemizde bizden başka denizci yok geçmişte. Liseden itibaren bakarsak hayatımın 7 senesinden fazlasını denizcilik eğitimine adadım ve bu eğitim süreci devam etmekte. Bu yüzden, bu mesleği para kazanıp bırakmak için bir araç olarak görmüyorum.

 

Batıl inançlar ve geleneklerde gemide kadına yer olmadığını, uğursuzluk getirdiğini düşünen bir taban var. Bu tabanın oluşturduğu algı yüzünden meslekte uzun yıllar fırsat eşitsizliği olduğunu düşünüyorum ama günümüzde bu algının yıkıldığını ve günden güne iyiye gittiğini görüyorum.

 

Lise eğitimim boyunca okuldan mezun Abla ve Abilerimiz büyük bir vefa örneği gösterip belirli aralıklarla okulu ziyaret eder, öğrencilerin ihtiyaçlarını sorar, onlarla ilgilenir, motivasyon olması adına kendi başarılarını anlatır ve onlara güç verirdi. Lise son sınıfta, sınıfımızı ziyaret eden ablamız Sim Gülle o dönem eğitim kariyeriyle hepimize güç kaynağı olmuştu.

 

 

Sektörde çalışanların büyük bir kısmı stajyere karşı profesyonellikten çok uzak tutumlar sergiliyor. Üzücü olan çoğu şirket bu tutumlara göz yumuyor ve stajyeri ucuz maliyetli joker eleman olarak görüyor. Bugün stajyer olarak bu bahsettiğim çalışanlarla veya şirketlerle yolunuz kesiştiğinde, gemide işi öğrenmek için öğrenci sıfatı ile orada olduğunuza bakılmaksızın şirketin gemici/yağcı açığını kapatırken buluyorsunuz kendinizi. Bundan daha büyük sorun ise gemide yaşadığınız psikolojik sorunlar. Çoğu çalışan size stajında nasıl zorluklar yaşadığını, psikolojik açıdan gördüğü şiddetlerden bahsederken yarın aynı psikolojik şiddeti size uygularken görüyorsunuz onu.  Hiyerarşik düzenin en alt basamağı olmanın baskısını genç yaşta kaldırmaya çalışırken, kişisel egolar ve bu staja mecbur algıları ile kişide kalıcı yaralar açılıyor. Staj sürecinde birey olabildiğince sindirilmeye, gururu kırılmaya, ne denilirse kabul ettirilmeye, sorgulama yeteneğini köreltmeye yönelik tutumlarla karşılaşıyor.

 

 7DENİZ – ÖZEL – DOSYA

Editör: Haber Merkezi