Virüsün hayatımıza girmesi ile birlikte ekonomimiz nasıl etkilendi? 

 

Halen tüm dünyada insanlar alış erişlerini somut ve gerçek bir mağazadan yapmak isterler. Dışarı çıkma yasakları veya bulaşma riskini minimaze etmek için evde kal önerileri neticesinde insanların sokakta olmaması dinamik ekonomiyi önemli ölçüde sıkıntıya soktu. Dükkânlar, pazarlar, alışveriş merkezleri neredeyse kapanma noktasına gelmiş ve insanlar internet üzerinden alışveriş yapmaya çalışmaktadır. Bu durum canlı para akışı ve ürün sirkülasyonunu olumsuz etkiledi. Satılmayan ürünlerin üretimi de buna bağlı olarak durdu. Bu döngü üretim hacminin düşmesine, istihdam oranlarının azalmasına ve doğal olarak kaçınılmaz son olan işsizliğe neden olacaktır.

İşsizlik yeniden gündeme gelecek

 

Genellikle bir kriz yaşandığında faiz indirimi, vergi indirimleri gibi önlemler alınarak bir rahatlama ortamı yaratılmaya çalışılır. Bu tedbirler de yeterli olmazsa piyasaları canlı tutabilmek için bir balon ve iyi bir piyasa havası oluşturulur. Bunlar da yeterli olmaz ise para hacminin genişlemesi amacıyla son çare olarak para basılabilir. Elbette para basmakta zor dönemleri atlatma konusunda geçici olarak faydalı olsa da uzun vadede başka krizlerin alt yapısını oluşturmakta ve enflasyona sebep olmaktadır. İnsanlarda yapay bir paranın olması da sorunu çözmeyecektir çünkü artan talepleri bir süre sonra üretim karşılayamayınca yine kısır döngü oluşacak ve ekonomi zarar görecektir. Tüm bunların yaşanmaması için en doğal yöntem piyasaların kendi kendine düzelmesidir fakat bu da her zaman gerçekleşmeyeceği için dışarıdan borçlanma gibi ek kaynaklarla süreç yönetilmeye çalışılır fakat üretim ve tüketim dengesizliği durumunda bir süre sonra ekonomik kriz ve işsizlik yeniden gündeme gelecektir.

 

COVID-19 pandemisinin en yoğun etkilerinden biri ilk olarak kuşkusuz Çin üretimi üzerinde olmuştur. Salgının ilk görülmesi ve Çin üzerindeki yoğunluğunun en fazla olduğu dönemden şu ana kadar bir miktar iyileşme olsa da bu düşüş dünya çapında nakliye talebinin azalmasına önemli oranlarda katkıda bulundu. Çin ekonomisi küresel ekonomiye oldukça entegre olduğundan, salgının küresel denizcilik endüstrisi ve tedarik zincirleri üzerinde de geniş bir etkisi olması muhtemeldir. COVID-19, küresel ekonomiyi üç ana yolla etkileyecektir. Üretimi doğrudan etkileyerek, tedarik zinciri ve piyasa aksaklıkları yaratarak ve bunun firmalar ve finansal piyasalar üzerindeki etkisine bağlı olarak gelişmeler yaşanacaktır.

Çin sadece dünyanın en büyük ihracatçısı değil, aynı zamanda dünyanın en yoğun 10 limanın yedisine ve büyük bir konteyner nakliye hattına ev sahipliği yapıyor. Koronavirüs yayılmaya devam ettikçe, denizcilik endüstrisi üzerinde etkileri de devam edecektir.

Navlunda beklenen toparlama gecikebilir

 

Coronavirus ne yazikki artık sadece Çin’de de değil Tüm Avrupa ve Amerika’da her geçen gün gelişiyor ve daha da korkutucu bir hal almaya başlıyor. Ancak, koronavirüsün denizcilik endüstrisi döngüsü üzerindeki genel etkisi 2020'de yaşadığı döngüsel gerilemeyi derinleştirmek tam olmasa bile uzatmak olmuştur. Temel olarak, 2020'de, OECD ülkeleri ve Asya'nın yeni sanayileşmiş ülkeleri bu yıla girerken, navlun piyasalarında kayda değer bir toparlanma görmeyi bekledik, ancak bu toparlanma, koronavirüsün etkisiyle yarım yıl kadar gecikebilir. Konteyner taşımacılığı, kuru yük taşımacılığı, petrol ve gaz taşımacılığı veya coğrafi farklılıklar gibi sektörel farklılıklar vardır. Ancak nakliye uluslararası bir endüstridir ve dünyanın bir yerinde etkilendiği zaman, genellikle küresel olarak etkilenir.Tüm bu gelişmeler virüsün denizcilik endüstrisindeki borçlanma seviyelerini de etkilemektedir. Hükümetler ve merkez bankaları ekonomik yavaşlamayı etkili bir şekilde dengelemek için ellerinden geleni yaptıkları için daha fazla faiz indirimi de göreceğiz.

En büyük etkiyle konteyner taşımacılığı karşı karşıya kalacak

 

Düzelme ile ilgili en iyi tahminimiz, Çin'deki herhangi bir verimlilik kaybının, fabrikalarda, tersanelerde fazla mesai ve gece vardiyaları gibi basit verimlilik kazanımlarıyla yılın ilerleyen dönemlerinde geri kazanılmasıdır. Avrupa’da da salgın durur ise tüketimin artacak olmasından dolayı insanlar tekrar giyinmeye, alışveriş yapmaya yönelecek ve bu ürünlerin hepsi yine gemiler aracılığı ile bu ülkelere giriş yapacaktır fakat konteyner taşımacılığının 2020'de biraz zor olacağı zaten bekleniyordu, bu yüzden en büyük etkiyle yine konteyner taşıyıcılığının karşı karşıya kalacağını düşünüyorum. Tankerler için ise bilindiği üzere dünya petrolünün önemli bir miktarı tankerlerle Çin'e gidiyor. Öyle ki Çin'de başlayan salgın nedeniyle üretim durunca petrol fiyatları talep azlığı ve üretim fazlası nedeniyle bir anda düşme eğilimi göstermeye başladı. Tanker piyasaları da bu süreçten etkilenmiş oldular. Kuru yük en çok Çin pazarından etkilenmiş olsa da tüm dünyada üretimin azalması gemilerini worldwide opere eden gemi sahiplerinin yük bulma konusunda bazı sıkıntılar yaşamalarına neden olsa da pandemi sonrası navlun piyasalarında ciddi hareketlilik beklenmektedir. Çin rakamları hala düşük olmasına rağmen, Japonya ve Güney Kore'den gelen talebin toparlanmasının yol açtığı capesize kargo navlunlarının Mart ayı sonlarına doğru iyileştiğini görebiliyoruz. 

Vural Ocalı, EMLO konsey üyeliğine seçildi Vural Ocalı, EMLO konsey üyeliğine seçildi

Son olarak bu tip krizlerden çıkmanın en önemli formülü sorunun ortadan kaldırılmasıdır ama şu an için bu da pek mümkün görünmediğinden dolayı her kesim için aktif ve güvenilir bir politika izlenmesi gerekmektedir. Taraflar arasındaki saygı ve güvenin ortamının artması bu tür krizlerle mücadelede önemli tedbirler arasında sıralanmaktadır. Korku, gerilim ve güvensizlik ortamının zaten var olan krizi derinleştirmekten başka hiç bir faydası olmayacaktır. Umuyorumki bu kötü günleri bir an önce geride bırakır isek küresel ekonomi ve denizcilik sektörü yaralarını çok hızlı bir şekilde saracak ve bir ihtimal ivmelenerek hızlı bir yükselişe geçecektir.

Murat Bakal

Kaynak: 7DENİZ DERGİSİ MART-NİSAN 2020 SAYISI

Editör: Haber Merkezi