Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından düzenlenen Türkiye Denizcilik Zirvesi 2’nci gününde birbirinden önemli konularla devam etti. Tersane İstanbul’da gerçekleşen zirve moderatörlüğünü Inbusiness Genel Yayın Yönetmeni Hülya Güler’in yaptığı “Bugünden Yarına Denizcilik Rotası” oturumuyla başladı. Panele Sanmar Denizcilik Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Gürün, BOTAŞ Genel Müdürü Burhan Özcan, Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersan Başar, Güngen Denizcilik ve Ticaret A. Ş. CEO’su Mehmet Güngen, Ulaştırma Bakanlığı Denizcilik Genel Müdürü Ünal Baylan konuşmacı olarak katıldı. Panelde ilk sözü Ünal Baylan aldı. Denizyolu taşımacılığının taşıdığı yük miktarı, çevreci yönü ve ekonomik olması itibariyle dünya ticaretinde en çok tercih edilen taşımacılık türü olduğunu belirten Baylan, dış ticaretin yüzde 90’a yakının denizyoluyla yapıldığına işaret etti.

 

Türkiye, dünyanın tersine bir büyüme sağladı

 

Pandemi döneminde sağlık sektörü gibi ayakta kalan birkaç sektörden birinin de lojistik olduğunu dile getiren Baylan, bunda da en önemli payın denizciliğe ait olduğunu ifade ederek, “Ülkemizde pandemiye rağmen hem limanlarımızda elleçlediğimiz yük miktarında hem de diğer taşımalarda dünyanın tersine büyüme sağladık. Bu yılın ilk 5 ayında performansımız geçen seneye göre çok daha iyi. Hatta geçen nisan ayında konteyner taşımacılığımız yüzde 20 büyüdü. Bir önceki yıla göre mayıs ayında da yüzde 15’in üzerinde bir büyüme sağladık.

 

 

Denizcilerimiz dünyada çok tutuluyor

 

Türkiye gemi insanı ülkesi olduğunu ve bunu çok önemsediğini dile getiren Baylan, “Bu bizim en önem verdiğimiz hususlardan biri. Tabi ki Türk bayraklı gemileri destekliyoruz. Bununla ilgili ciddi altyapısı olan bir ülkeyiz. Türk sahipli gemi sayısını arttırma konusunda çalışmalarımız var” dedi. Türk denizcilerinin yurt dışında çok tutulduğunun ve büyük rağbet gördüğünün altını çizen Baylan, “Bize dışarıdan da personel geliyor ama onlarda genelde ucuz iş gücü olarak geliyor. Ama zabitanlarımız dünyada çok rağbet görüyor” dedi.

 

Türkiye yüksek teknolojili gemi üretiminde dünya lideri

 

Baylan’ın ardından panelin bir diğer konuşmacısı olan Sanmar Denizcilik Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Gürün söz aldı. Konuşmasına Türkiye’nin özel maksatlı, teknolojisi yüksek gemi üretiminde dünyanın lider ülkesi olduğuna dikkat çekerek başlayan Gürün, Türkiye’nin bu noktaya gelmesinde küçükten başlamanın etkili olduğunu söyledi. Ayrıca Avrupa ve Orta Doğu’nun ortasında olması nedeniyle Türkiye konumunun çok önemli olduğunu dile getiren Gürün,  bu durumun özellikle büyük kapasitede yük taşımayan özel maksatlı gemiler için önemli bir üs olmasına sebep olduğunu kaydederek, “Özel maksatlı bir geminin genelde taşıdığı bir yük olmadığı için çalıştığı yere gitmesiyle ilgili nakliye masrafları Türkiye için avantajlı hale geldi. Türkiye aynı zamanda gemi inşa mühendisleri ve diğer mühendislerin teknik kapabiliteleri ve eğitimlerinden dolayı boyutları daha küçük ama daha yüksek teknolojili ve dolayısıyla kilo başına ağırlığı daha yüksek olan gemileri inşa etmekte büyük avantajlı hale geldi” dedi.

 

 

Türk tersaneleri yüksek teknolojili gemiler üretiyor

 

Denizcilik sektörü PerCon'da buluşuyor Denizcilik sektörü PerCon'da buluşuyor

Türkiye’deki tersanelerin dünya çapında birçok ilke imza attığını hatırlatan Gürün, çevreci üretimlerin birçok tersanede ön plana çıktığını aktardı. “Benim kişisel görüşüm, bizlerin çok güçlü, çok büyük gemileri yapmak gibi hedeflerimiz olmaması şeklindedir” diyen Gürün, “Çünkü yaptığımız gemilerin teknolojilerinin yüksek olması, boyutlarının küçük olması, hem çabuk yapılması, hem katma değeri yüksek olması, hem de daha çevreci şekilde inşa edilmesi haline geliyor. Dev bir tankeri kapalı bir alanda yapamazsızın ama çok özel bir balıkçı gemisini, denizdeki rüzgâr jeneratörlerinin destek gemilerini, römorkörleri inşa etmek çok kolay” diye konuştu.

 

 

‘İkinci il römorkörlerimizi çok gelişmiş denizci ülkeler kullanıyor’

 

Türkiye’nin özel hizmetler konusunda dünyadaki örnekleri izlediğini ve çok çalışarak çok ilerlediğini kaydeden Gürün, “Ve maliyetleri düşük tutmak için önce kendi teknelerini kendi inşa etti. Fakat bir süre sonra dünyada bu römorkörlere talep arttıkça kalite de arttı. Ve bir süre sonra İspanya ve Hollanda gibi dünya devlerini tamamen marketten silecek kadar Türk römorkör inşası yükseldi. Öyle bir noktaya geldik ki bugün bir Türk limanında çalışan römorkörün teknik özelliği, Norveç, İngiltere, Almanya, Avustralya, Kanada’daki römorkörlerle eşit hatta daha yüksek. Sadece bu sene ikinci el olarak Türkiye'den ihraç edilmiş römorkörlerin gittiği ülkeler arasında Kanada, İngiltere, İtalya ve Portekiz var, düşünebiliyor musunuz? Bizim ikinci el teknelerimizi çok gelişmiş denizci ülkeler kendilerinde kullanıyorlar. Artık gerçekten tereci olduk. Bu süreç içinde yüksek teknoloji gemileri üretmek konusunda yapılan çalışmaların dünyada çok büyük ilgi çektiğini fark ettik. Yani siz onlarca standart gemi yapacağınıza bir tane özel gemi yapıyorsunuz bütün dünyanın dergilerinde sizin isminiz geçiyor ve ülke referansını sağlamış oluyor. Dolayısıyla biz ve diğer tersanelerde LNG ile çalışan hibrit römorkörler, balıkçı gemileri ve hatta yolcu gemileri yapılmakta.

 

Burada amaç mümkün olan en güvenli, en çevreci tekneleri, özellikle yüksek çevreci standartlarda gemi isteyen ülkelere satmak. Şu anda Türk tersanelerinin müşterileri daha güçlü, daha büyük gemilere ihtiyacı olan müşteriler değil, daha yeşil, daha yüksek teknoloji olan gemilere yüksek” ifadelerini kullandı.

 

 

 

7DENİZ – ÖZEL

Editör: Haber Merkezi