Bize kendinizden bahsedebilir misiniz?

Denizciliğe adım atma hikayeniz nasıl gelişti? 1976 Trabzon doğumluyum. İlk orta ve liseyi Trabzon'un Araklı ilçesinde okudum. İzmitʹin Karamürsel ilçesinde Deniz ve Liman işletme bölümünü okudum. Evliyim kızım var. Bodrumʹda yaşıyorum. Aktif olarak yatçılık sektöründe özel Kaptanı olarak çalışıyorum. Denizcilik yaşamım, aileden geliyor. Denizci bir ailede doğdum. Babam balıkçılıktan başlayıp ticari gemilerden emekli oldu. Dedem balıkçıydı. Deniz kenarında büyüdüm. Evimiz denizin içine girecek kadar yakındı.

Çocukluğum balıkçı teknelerinin üzerinde geçti. Arabesk sanatçılar gibi olacak ama ne zaman yüzme öğrendiğimi hatırlamıyorum. Liseden sonra meslek seçerken başka meslek gruplarına hiç yönelmedim. Komşularımızdan ticari gemilerde çalışanlar vardı. Köye geldiklerinde gittikleri yerleri anlatırlardı. Çinʹe gittiğini söylediğinde ben hala Çinʹin yerini haritada bile bilmiyordum. Bunun gibi anılar denize iyice yakınlaşmamı sağladı. Denizi ve yaşamını esiyorum. Hala fırsat buldukça boş zamanlarımı denizde geçiririm. Kendime ait 8 metre bir yelkenlim var. Boş zamanlarımı teknede geçiriyorum. Denizsiz bir yaşam düşünemiyorum. Denizcilik okulundan sonra denizciliğin daha eğlenceli sektörü olarak da bilinen yatçılık kısmını tercih ettiniz. Bundaki sebep neydi? Yatçılık sektörü denizciliğin en eğlenceli yeri gibi görünse de aslında en zor yerlerindendir. Hizmet ettiğimiz insanlar başarılı ve kariyer sahibi. Her şeyin en iyisini ve en güzelini gördüklerinden, zamanlarının kısıtlı oluşu planlı düzenli yaşadıklarından her şeyin mükemmel olmasını haklı olarak istemektedirler. Bizim görevimiz teknemize gelen tekne sahibini ve misafirini en iyi şekilde ağırlamak. Yatçılık ticari gemi hayatından daha sosyal olduğu ve bu sektörde okullu kaptanlara olan açıktan dolayı bu yöne yöneldim. Yat kaptanlığı yaz aylarında yoğun çalışma gerektirir. Kışın teknenizin bakım tutum işlerinden sonra aileme ve kendime zaman ayırabiliyorum. Yat kaptanlığı sayesinde ailemle daha çok zaman geçirebiliyorum.

Yatçılık sektöründe yaklaşık 20 yıldır çalışıyorsunuz ve artık bu sektörün duayenlerinden sayılırsınız. Bu meslekte basarı için yat kaptanının sadece denizi ve tekneyi bilmesi yeterli midir?

Mesleğin insanlarla iletişim kısmından biraz bahseder misiniz?

Yat kaptanlığı sadece tekneyi ve denizi bilmekten ibaret değildir. Eğer mesleği 100 üzerinden hesaplarsak denizcilik ve tekne bilgisi mesleğimizin 10 kısmını kapsar geri kalan kısım 90 kısım insan ilişkileri ve hizmettir. Yat kaptanları tekne sahibinin asistanı gibi çalışır. Tekne sahibinin tatilini ve zamanını iyi geçirmesi için her türlü ince ayrıntıyı düşünmeli. İyi bir kaptan organizatör gibi olmalı. Denize gireceği koydan yemeğine atacağı tuza akşam gideceği restorana kadar her şeyi düşünmeli ona göre önlemini almalıdır. Yat Kaptanı çalışmış olduğu aileyi temsil ettiği için iş hayatına dikkat ettiği gibi özel hayatına da dikkat etmeli. Yaşam standardı yüksek olmalı ki hizmet ettiği insanları daha rahat anlayabilmeli. İyi bir sırdaş olmalı.

Ege'nin incisi Bodrum'da yaşıyor ve çalışıyorsunuz. Bu bölgenin Türk yatçılığında lider konumda olduğunu söyleyebilir misiniz?

Bodrum'da yaşamak gerçekten bir ayrıcalıktır. Bu konuda kendimi şanslı hissediyorum. Bodrum Egeʹnin ortasında yatçılık için gerekli bütün her şeyi bulundurmakta. Çevresinde iyi oteller plajlar marinalar restoranlar doğa harikası koylar tekne bakımı içim gerekli kara parkları ve ulaşımı dünyanın her yerine kolay olan bir yer. Bunları göz önünde bulundurduğumuzda bodrum için yatçılık sektörünün başkenti diye bilirim. Türkiye'de yatçılık üzerine gelişmiş diğer bölgelerimiz nerelerdir? Ülkemizde yatçılık sektörünün yoğun olduğu yer Ege bölgesi ve kısmı olarak Akdeniz Bölgesi'dir. Marmara Denizi İstanbul'a yakın oluşu ve iç deniz oluşundan dolayı Türk yatçılar tarafından kullanılmakta. Ege Bölgesi'ne yatçılık sektörünün merkezi diyebiliriz.

Siz amatör denizcilik yapanlara Ege'de hangi özel bölgeleri ziyaret etmelerini önerirsiniz?

Egeʹde gezilecek çok güzel ve özel yerler var. Her amatör yatçının Gökova Körfezi'ni görmesi gerekir. Gökova Körfezʹi ulaşımı kolay ve korunaklı birçok koyu barındırmakta. Hisarönü Körfezʹi ikinci güzel bölgelerdendir. Göcek ve Fethiye Körfezʹi bulunduğu konum itibari ile yılın her mevsiminde kullanılabilir.

Türkiye'de ve Akdeniz'de birçok yat limanını uğrak yer olarak kullandınız. Kıyaslandığında ülkemizin yat turizminde eksiklikleri ve yapılması gerekenler nelerdir? Tüm denizlerimizi yat limanı ve turizmi için yeteri kadar kullanabiliyor muyuz?

Ülkemizdeki en büyük eksiklik liman otoritelerin denizi ve denizciliği yeteri kadar anlamamaları ve zorlaştırmalarıdır. Liman otoritelerinin biraz daha yapıcı ve kolay kuralları sayesinde iyi olan yatçılık sektörümüz daha iyi yerlere gelebilir. Gümrük kuralları ve liman otoritesinin kuralları yüzünden yeteri kadar ülkemiz kullanılmıyor.

Sizin gözlemlediğiniz yatçılıkta yabancı bayrak taşıma oranı nedir? Ve bu yatların Türk bayrağına geçmelerini sağlamak için son zamanlarda alınan kanunlar yeterli midir?

Yabancı bayrak kullanımı ülkemizde çok fazla. Her 10 yattan 8 tanesi yabancı bayrak kullanıyor. Gerek mali açıdan alınan vergiler gerek liman otoritelerinin tavırları yat sahiplerini yabancı bayrağa yönlendiriyor. Son zamanlarda yatçılık adına güzel gelişmeler oluyor . Eskiden süre gelen bazı kanunların değişmesi hem yatçılar hem yat sahipleri için güzel olacak. Kuralların yeterli olduğu söylenemez ama en azından eski ye göre daha iyi olduğu kesin.

Türkiye'de yatçılık sektörünün dünü, bugünü ve geleceği için neler söyleyebilirsiniz?

Türkiye yatçılık sektöründe konaklama ve hizmet konusunda Avrupa'dan bile ileri düzeyde. Türkiyeʹdeki marinalar 5 yıldızlı hotel konforunda yatçılara ve yat sahiplerine hizmet vermekte. Bakım konusunda ucuz ve kaliteli işçilik yapılıyor. Her geçen gün daha iyiye gidiyoruz. Türkiye'de yatçılık sektörü başarılı biçimde hızla gelişiyor. Her geçen zaman yeni marinalar ve eğlence merkezleri açılıyor. Birçok lüks restoran ve otel açıldı. Birçok yabancı firmanın temsilcilikleri ve şubeleri artık ülkemizde bulunmakta. Bundan dolayı tekne sahipleri ve misafirleri ülkemizi tercih etmektedir.

Çocuklarımızın amatör denizciliği sevmesi ve ülkemizde gelişmesi için neler tavsiye edersiniz?

Çocuklarımız ve biz yetişkinler maalesef denizden uzak yaşıyoruz. Denizi sadece yüzmek için ve kenarında çay kahve içmek için kullanıyoruz. Bu uzak kalışın devlet politikalarıyla da ilgisi var. Denizciliği ve denizi biraz daha yaşanır ve kullanışlı hale getirebiliriz. Okullarda yelken bölümleri yüzme kursları denizcilik seçmeli dersi verilebilir. Denizcilik konusunda biraz daha yumuşak kurallar ve fiyatlar uygulanabilir. En büyük sıkıntılardan bir tanesi amatör denizcilerin teknelerini bağlamaları için yeterli alanların ve barınakların bulunmaması. Park hizmetlerinin pahalı oluşu insanların denizle uğraşma isteklerini yok etmektedir. Bu konuda çalışmalar yapılmalı.

Röportaj: Kapt. Kubilay Ulucan 7DENİZ

Editör: TE Bilisim