“Sektörde günü geçirmeye yönelik değil, uzun vadede sisteme ve mantığa dayalı çözümler üretmeye çalışıyoruz. Genç neslin inovatif ve girişimci ruhundan bu anlamda mümkün olduğu kadar fazla yararlanmaya çalışıyoruz. Tecrübemizi, yenilikler ile harmanlayarak armatörlerin hassasiyetini en üst düzeyde dikkate alıyor ve bu anlamda onlara işlerini kolaylaştırıcı teklifler sunmaya çalışıyoruz” diyen Dünya Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Şimşekler Gemi Söküm Tersanesi Yönetim Kurulu Başkanı Orbay Şimşek ile hem Türk gemi geri dönüşüm sektörünü hem de Şimşekler’i konuştuk.

 

Hem sizi hem de şirketinizi tanıyarak başlayalım mı?

 

Şimşekler, 1976 yılında İzmir’in Aliağa ilçesinde bulunduğu bölgede lokal kumanya, gemi iaşe ve acentelik hizmetleri sunmak üzerine kurulmuş sonrasın da gelişerek Türkiye’nin her limanında servis vermeye başlamış, denizciliğin birçok farklı alanında hizmet gösteren bir aile şirketidir. Yıllar içerisinde gemi iaşe hizmetlerinden, limanlarda ihtiyaç duyulan gemi tamir bakımına, tedarik zinciri yönetiminden, gemi söküm sanayiciliğine, armatörlüğe uzanan bir yolculuğumuz var. Denizciliğin bu anlamda her alanında belki de hizmet göstermiş Türkiye’deki tek aileyiz diyebilirim. Ailenin ikinci nesil üyesi olarak Londra ve İstanbul’da tahsilimi tamamladıktan ve farklı şirketlerde staj dönemleri geçirdikten sonra Aliağa’da bulunan gemi geri dönüşümü tersanemizde işe başladım. Şu an mevcut durum itibari ile şirketimize ait bu tersane ulusal ve uluslararası birçok platformda, şirketimizin sektörde edindiği diğer tecrübeleri de kendine yelken edinerek rüştünü ispatlamış, Türkiye gemi geri dönüşüm sanayisine öncülük eden şirketlerden birisidir.

 

Şimşekler Gemi Söküm Tersanesi, Avrupa Birliği Regülasyonu uyumlu tesisler listesine girdi. Bize bu gelişmeden bahseder misiniz?

 

Bu kazanım bizim için oldukça önemliydi. Gemi geri dönüşüm sanayi içeriği gereği birçok kural ve kriterleri barındıran ve gerektiren bir sektör. Ülkemizde önceleri Basel sözleşmesi kurallarına göre gerçekleştirilen gemi geri dönüşümü, 2009 senesi itibarı ile Hong Kong konvansiyonun oluşturulmasıyla birlikte tersanelerimizin de yatırımlarını bu yönde gerçekleştirmesiyle devam etmiştir. Ancak Hong Kong konvansiyonu anlaşmanın tarafları olan 15 ülkenin kabul etmesinden sonra yürürlüğe alınacağı için maalesef uzun süre askıda kaldı. Bugün itibari ile taraf ülkelerden bazılarının kabul etmesine rağmen, tamamının kabul etmemesinden dolayı hala askıdadır. Bu esnada Avrupa, kendisine bağlı dünya filosunun 35’ini oluşturan Avrupa bayraklı gemilerin çevreye duyarlı, yeşil geri dönüşümünü sağlamak adına bir regülasyon oluşturdu ve bu konuda çalışmalar başlattı. Bizde Türkiye gemi geri dönüşüm sanayicileri olarak dönemin Gemi Geri Dönüşüm Sanayicileri Derneği Başkanı Adem Şimşek önderliğinde 7 şirket olarak bu regülasyonun kriterleri ve gereksinimlerini sağlamak, Avrupa bayraklı gemilerin geri dönüşümünün sağlanabilmesi için oluşturulan Avrupa Birliği onaylı tersaneler listesine girmek için gerekli başvurularda bulunduk. 2016 yılında yaptığımız başvurular 2018 Aralık ayı itibarı ile karşılık görmeye başladı ve başvuru sahibi tersaneler gerekli denetimleri bittikten sonra sırayla listeye kabul gördü. Şimşekler olarak bizde Kasım 2020 itibarı ile listeye dahil olan tersaneler arasında yerimizi aldık. Malumunuz gemi geri dönüşümüne liderlik eden ülkemiz, dünya armatörlerinin tercih ettiği bir cazibe merkezi haline geldi. Bunun sebebi hem kalifiye ve kaliteli geri dönüşüm hizmeti sağlamamız, çevreye, işçiye, insan sağlığına verdiğimiz değer ve önem hem de ekonomik tekliflerimiz. Bu anlamda artan talepleri değerlendirme konusunda bize yetkinlik kazandıran bu durumun ayrıca ülkemize kazandıracağı katma değerden de büyük mutluluk duyuyoruz. Tersane ve şirket olarak da tabii ki sektördeki konumumuzu hem ileriye taşıyacak hem de yıllardır yapmış olduğumuz geri dönüşüm hizmetlerinde çevreye olan duyarlılığımızı doğrulayacak bir adım olduğunu düşünüyorum.

Ülkemizin gemi geri dönüşüm sektöründeki yerini ve firmaların bu alandaki yeterliliklerini değerlendirir misiniz?

 

Ülkemiz, gemi geri dönüşüm sektöründe dünyada öncü konumdadır. Aslında ben bunu birçok farklı mecrada dile getirmeye çalışıyorum. Dünyada bu işi hacimli yapan ülkeler her ne kadar Türkiye, Hindistan, Pakistan, Çin (şu an kapalı) olarak gözükse de Avrupa’nın büyük çoğunluğunu oluşturan birçok ülkede gemi geri dönüşüm faaliyeti gerçekleştirilmektedir. Bugün baktığınızda Avrupa onaylı gemi geri dönüşüm tersaneleri listesinde bu tersaneleri görebilirsiniz. Ancak Türkiye çevresel, kalifiye işçilik, teknoloji ve armatörlere sunduğu memnun edici finansal teklifler ile sektöre öncülük etmeye devam etmektedir. Bugün itibarı ile ülkemizin sekiz gemi geri dönüşüm tersanesi Avrupa onaylı geri dönüşüm tersaneleri listesinde yerini almıştır. Konuyu şöyle örneklendirmemiz gerekir ise ülkemizdeki onaylanmış bir tersane, bazı Avrupa ülkelerinin yıllık geri dönüşüm kapasitesini tek başına yakalayabilmekte hatta katlayarak geçebilmektedir. Bu hem sektör hem de ülkemiz adına gurur vericidir.

Gemi geri dönüşümünün gemi inşa sanayisi için önemi nedir. Gemi inşaya özellikle hammadde olarak dönen gemiler ekonomik açıdan armatöre ve diğer sektör bileşenlerine ne gibi faydalar sağlıyor?

 

Aslında bu oldukça hassas bir konu. Bu anlamda özellikle ülkemiz armatörlerine kendimizi iyi ifade edemediğimiz düşüncesindeyim. Tabii ki içinde bulunduğumuz yıla ve mevcut regülasyonlara baktığınız zaman artık gemi geri dönüşümünden elde edilen bir malzeme ile yeni gemi inşasına katkıda bulunamıyorsunuz. Ancak birçok farklı kalemden armatörlerimizin yararlanması gerektiği ve bu anlamda sektörümüzün hak ettiği ilgiyi görmediği kanaatindeyim. Öncelerinde belirli yaş kriterlerini gözeterek gemilerini geri dönüşüme gönderen yabancı armatörler bugün proje odaklı veya anlaşmalara dayanan fesih sebepleri ile de çok genç sayılabilecek yaşlarda gemilerini sökülmek üzere Aliağa’ya gönderebiliyorlar. Bu durumda birçok yeni sayılabilecek ekip/ekipman, malzeme ortaya çıkabiliyor. Bu anlamda buranın bir su kuyusu olduğunu ve yerli/yabancı armatörlerimizin içinde bulunduğumuz zorlu global şartları da değerlendirerek bu kuyudan yararlanması gerektiği düşüncesindeyim.

Bu dönemde tesislerdeki doluluk oranları ve söküme gelen gemilerin çeşitleri nelerdir?

 

Şu an Avrupa onaylı 8 tesisimizin tamamı doludur. Aliağa Gemi Geri Dönüşüm bölgesinde toplam 22 tersanemiz bu tersanelere bağlı 26 parselimiz bulunuyor. Avrupa onaylı tesislerimiz dışındaki tersanelerimizde doluluk oranı da 80-90 seviyelerinde. Covid-19 krizinin dünyada yer bulması ile birlikte özellikle cruise armatörlerinin son zamanlarda ülkemize olan ilgisi arttı. Yıllar önce petrol fiyatlarının 100 USD’nin altına düşmesi ile başlayan petrol krizinden ortaya çıkan petrol platformlarının geri dönüşümü arzı, bugünlerde covid krizi ile ortaya çıkan cruise gemilerinin geri dönüşümü arzına yerini bırakıyor. Tersanelerimizde tonaj anlamında belirli bir sınır yok, ancak mevcut arazi sınırları (denize olan cephe genişliği) gözetilmek durumunda.

Şimşekler’i farklı yapan ve başarılara ulaşmanızı sağlayan özellikleriniz nelerdir?

 

Gemi geri dönüşümü ülke ekonomisine katkı sağlıyor Gemi geri dönüşümü ülke ekonomisine katkı sağlıyor

Gemi geri dönüşüm işi her şeyden evvel her ne kadar gemiyi satın alıyor olsanız da artık bir nevi servis hizmetine dönmüştür. Yani bedelini ödeyerek satın aldığınız bir gemiyi sökmek sureti ile geri dönüşümünü sağlayabilirsiniz ancak bunu belirli şartlara ve kriterlere göre yapmazsanız gemisini satın aldığınız armatöre ve bu armatörün ticari/sosyal hitap ettiği kitleye karşı saygınlık kaybı yaşamasına sebep olabilirsiniz. Bu anlamda Şimşekler uzun yıllara dayanan gemi iaşe hizmetleri ve servis hizmetleri tecrübesine sahip olduğundan, armatörlerin ihtiyacına yönelik pratik ve çözüm odaklı yaklaşımlar sağlamaya çalışıyor. Sektörde günü geçirmeye yönelik değil, uzun vadede sisteme ve mantığa dayalı çözümler üretmeye çalışıyoruz. Genç neslin inovatif ve girişimci ruhundan bu anlamda mümkün olduğu kadar fazla yararlanmaya çalışıyoruz. Tecrübemizi, yenilikler ile harmanlayarak armatörlerin bu anlamdaki hassasiyetini en üst düzeyde dikkate alıyor ve bu anlamda onlara işlerini kolaylaştırıcı teklifler sunmaya çalışıyoruz.

 

Pandemi dönemi daha önce gemi yenileme fırsat bulamayan armatörler için de bir fırsat oldu. Bu dönemde siz nasıl bir strateji izlediniz ve armatörlere ne gibi avantajlar sağladınız?

 

Açıkçası pandeminin ilk ayları bizler içinde oldukça zor geçti. Mevcut gemi stoku bulunan tersanelerimiz haricinde bazı tersanelerimiz dünya çapında alınan ve ülkemizde de uygulanan karantina tedbirleri kapsamında geri dönüşümü gerçekleştirilmek üzere ne personelli ne de çekilerek gemi getiremedi. Sonrasında yukarıda da ifade ettiğim gibi, özellikle cruise sektörünün ciddi yara almasıyla cruise şirketlerinde ortaya çıkan gemilerini geri dönüşüme gönderme arzına karşılık en hızlı ve olumlu şekilde yanıt verdiğimiz düşüncesindeyim. Bu büyüklükte, dünya çapında bilinen ve yüksek saygınlığı olan armatör şirketlere ait bu gemilerin çevre ve insan sağlığını gözeten şartlar altında geri dönüşümünün sağlanması oldukça önemli. Bu anlamda buna iyi karşılık verdiğimize inanıyorum.

 

Bir önceki soruyla bağlantılı olarak her şeye rağmen 2020 yılı sizin için nasıl geçti? Hedeflerinize ulaştınız mı ve önümüzdeki yıl için planlarınız nelerdir?

 

2020 yılının genel olarak insanlık için iyi geçmediği hepimizin malumudur. Şirketler her ne kadar zaman zaman krizleri fırsata çevirme noktasında şans sahibi olsalar da verilen hizmetlerin asli karşılığı insanlığadır. Dolayısıyla bu anlamda üzüntü duyduğumuzu belirtmek isterim. Hedeflerimiz noktasında, yıl başında belirlenen programların dışında çıkmak durumunda kalsak da hedeflerimizi yakalamış bulunuyoruz. 2021 yılı için hazırlanmış planlarımız mevcut. Yine içinde cruise dahil birçok farklı alanı barındıran gemilerin geri dönüşümü için gerekli satın almalarımızı yaptık, tersanelerimizi bu anlamda programlıyoruz.

 

Varsa eklemek istedikleriniz…

 

Özellikle ifade etmek isterim ki gemi geri dönüşümü yapılarak normalde doğadan elde edilmesi gereken ham madde ve mevcut potansiyellerin dönüşümü sağlanmış oluyor. Bu da doğaya daha az tahribat, daha çok enerji elde edinimi demektir. Dünyada birçok Avrupa ülkesinde de bu işin yapılmasına karşın ülkemizde gösterilen beceri ve başarı armatörlerin ülkemize olan taleplerinden açıkça anlaşılmaktadır. Bu anlamda denizcilik sektöründeki tüm paydaşlarımızın desteğini görmeyi arzu etmekteyim.   

KAYNAK: 7DENİZ DERGİSİ

Editör: Haber Merkezi