Avrupaʹda en çok enerji tüketen Almanya, Baltık Denizi üzerinden ülkeye doğrudan doğalgaz sağlamayı hedefleyen Kuzey Akımı 2 doğalgaz boru hattı projesini, hem siyasi hem de ekonomik faydaları açısından değerlendirerek ˮBir taşla 2 kuş vurmakˮ istiyor. Mayıs ayı başlarında Rus enerji şirketi Gazprom tarafından yürütülen Kuzey Akımı 2 doğalgaz boru hattı projesinin inşasına Almanya’da başlandığının resmi olarak duyurulmasının ardından gözler, ABD Başkanı Donald Trump’a ve Almanya’nın projede söz sahibi olmak isteyen Ukrayna ve Polonya gibi ülkelere yaklaşımına çevrildi. Trumpʹın, nisan ayında Baltık ülkelerinin liderleriyle Beyaz Sarayʹda yaptığı görüşmede, Kuzey Akımı 2 projesini eleştirmesi sonrasında, Rusyaʹya milyarca dolar ödemek zorunda kalacak Almanyaʹya söz konusu proje konusunda baskı uyguladığı yönündeki haberler artmaya başladı. Rusya’nın Avrupa’daki nüfuzunu artabileceği endişeleri var Denklemin diğer tarafı Ukrayna ise Kuzey Akım 2 doğalgaz boru hattı projesinin, Avrupa Birliğiʹnin (AB) beraberliğini bozmayı amaçlayan ˮsiyasi bir projeˮ olduğunu ileri sürerken, Polonya da söz konusu projeye Avrupa güvenliğine yöneltilmiş ˮyeni bir hibrit silahˮ olduğu gerekçesiyle karşı çıkıyor. Rusyaʹnın Kuzey Akım 2 projesiyle Ukrayna ve Polonya gibi ülkeleri ˮpas geçerekˮ, Almanyaʹya doğrudan ulaştırdığı gaz miktarını ikiye katlayacağı ve bu sayede Batı Avrupa üzerindeki nüfuzunu arttıracağı yönündeki endişeler de bir yandan tırmanıyor. Almanya yönetimi Ukrayna konusunda umutlu Söz konusu kaygılara karşın, Almanya ise Ukrayna’nın projede saf dışı bırakılmasına sıcak bakmıyor. Berlin yönetimi, Ukraynaʹnın doğalgaz boru hattında transit rolünün açıklığa kavuşturulması gerektiğini savunuyor. Bu noktada, konunun ˮAlmanya açısından sadece ekonomik olmadığı, aynı zamanda politik kaygıların da ön planda tutulduğuˮ şeklinde değerlendiriliyor. Almanya Başbakanı Angela Merkel, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Soçiʹde gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, ˮAlmanya, Ukraynaʹnın bir transit ülke olarak rolünün Kuzey Akım 2 projesinin inşasından sonra da devam etmesi gerektiğine inanıyor. Bu stratejik bir öneme sahip.ˮ ifadelerini kullandı. Merkel ayrıca bu yönde bir sonuç alınmasına yardımcı olmaya hazır olduklarını da belirtirken, Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko ile Kievʹde görüşen Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ise Ukraynaʹnın, doğalgazın Ukrayna üzerinden geçişini sağlamak için Almanyaʹnın çabalarını takip etmesini umduklarını vurguladı. Steinmeier, ”Bunun için sadece Almanya ve Ukrayna arasında değil, Avrupa Birliği ile de görüşmeler devam ediyor. Yakın gelecekte sonuca ulaşacağını umuyorum.ˮ açıklamasında bulundu. Almanya, Ukrayna konusunda ortaya koyduğu kararlı duruşla Kuzey Akımı 2 projesinden faydalanacak ülke ekonomisinin yanı sıra, Avrupaʹdaki tablonun kurumsallaştırılması açısından da katkı sağlamayı gözeterek, ˮBir taşla 2 kuş vurmayıˮ hedefliyor. Maliyeti yaklaşık 10 milyar euro 2050 yılına kadar yüzde 80 oranında yenilenebilir enerji kaynaklarına geçmeyi planlayan Almanyaʹnın, bu süreci sorunsuz bir şekilde yönetebilmek için Rus gazına ihtiyaç duyduğu ve bu yüzden de Kuzey Akım 2 projesini desteklediği belirtiliyor. Maliyeti yaklaşık 10 milyar euro olarak öngörülen ve Baltık Deniziʹnin altından bin 230 kilometre boruyla Rusyaʹdan Almanyaʹnın kuzeyine doğalgaz götürecek projenin, 2020ʹnin başında devreye alınması ve yılda ortalama 55 milyar metreküp gaz taşıması öngörülüyor. Gazprom’un yanı sıra Shell, OMV, Engie, Uniper ve Wintershall gibi şirketlerin ortak olduğu projeye karşı çıkan ABD, Polonya, Estonya, Letonya, Litvanya, Ukrayna ile Danimarka, Avrupaʹnın Rusyaʹya enerji bağımlılığının artacağını ve bunun yerine Avrupaʹnın gaz kaynaklarını çeşitlendirmesi gerektiğini savunuyor. 7DENİZ
Editör: TE Bilisim