Sofi Yacht Charter&Brokerage Genel Müdürü Alev Semiz, denizciliğe dair, “Erkek egemen bir sektör ama denizi, denizciliği seven her insanın içinde biraz romantizm olduğunu düşünüyorum” diyor.   Alev Semiz, 7deniz’e gemicilik sektörüne nasıl başladığını ve meslekte yaşadığı ve bir insan için pek de hoş olmayan ‘tehdit’ olayını anlattı.    Sofi Yacht Charter&Brokerage Genel Müdürü Alev Semiz’in 7deniz’e verdiği söyleşi şöyle:    Çevirmenlikten denizciliğe   Mersin Üniversitesi’nde İngiliz Dil Bilimi okurken 1,5 yıllık bir yurt dışı deneyimim olmuştu. İngiltere’den döndüğümde bir denizcilik firmasında çevirmen olarak işe başladım. Bu sırada okula da devam ediyordum. Bu firmadayken brokerlik ilgimi çekti ve Shipdata’dan gemi brokerliği eğitimi aldım. Gemi brokeri olarak farklı 2 firmada 5 yıl çalıştıktan sonra Amerika menşeli bir lojistik firmasının Türkiye ofisini kurmak ve yönetmek üzere biraz daha kara içeren bir işe adım attım. Lojistik serüvenim gümrüklü antrepo yöneticiliğini de içeren bir süreçle 2014’te Mersin’de sona erdi. İstanbul’a ailemin yanına taşınmaya karar verdim ve ağabeyimin yaptığı iş olan süperyat brokerleğine yöneldim. Önce KOSGEB’i biraz araştırdım ve 2014 yazında KOSGEB Girişimcilik Kursuna başvurdum, 2015 Ocak’ta şirketi kurdum ve yavaş yavaş kendimi sektöre hazırlamaya başladım. Önce Florida CYBA’dan yat çarter brokerliği kursunu tamamladım. Sonrasında İngiltere Maritime Training Akademiden “Yat Management Diploma Programına” başladım. 2 yıllık bir program. Bu yılın sonunda onu tamamlamış olacağım. Bunlar işin eğitimsel taraflarıydı tabii. 2015 Ocak’ta firmayı kurduğum zaman elimden geldiği ve bütçemin yetebildiği kadar Fort Lauderdale, Cannes, Monako, Genova, Amsterdam, Dusseldorf, İngiltere ve Türkiye bot showlara katılmaya ve Sofi Yat’ı tanıtmaya çalıştım. İlk sene sektörde yeni olduğum için benim açımdan zorlu geçti diyebilirim. O da kendimi tanıtıp bir güven oluşturana kadar. Sonra ilk merkez acentalık anlaşmamızı 36 metre yelkenli yat Glorious ile imzaladık. Şu an 6 tane satış merkez acentalığımızda, 3 tane de çarter da 30 metre üzeri lüks yat var. Gerisi geldi. 2017 yaz sonu ağabeyim de Sofi Yat’a katılınca sektöre olan hakimiyetimiz biraz daha belirginleşti. Diğer taraftan Monako menşeli dünyanın ilk süperyat uygulaması Yachtneeds’in Türkiye temsilciliğini 2017 Mayıs’ta aldık. Palmarina Boat Show, Monako Yat Show’da Yachtneeds olarak stand açtık ve çok başarılı rakamlara ulaştık.    Eşitlikçi bir sektördeyiz   Açıkçası şimdiye kadar bu sektörde birebir karşıma çıkan bir zorluk olmadı. Evet, erkek egemen bir sektör ama denizi, denizciliği seven her insanın içinde biraz romantizm olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden denizcilik sektöründe çalışan beyefendilerin diğer sektörlere nazaran daha duyarlı olduklarını gözlemliyorum. Bazen tabi karşılaştığım aksilikler olmuyor değil. Ama bunu sektör bazlı değil toplum bazlı değerlendiriyorum. Kadının genel anlamda “yapması gerekenler” ve “kadına yakışmayan” yargılar ile değersizleştirildiği gerçeği inkar edilemez. Erkeğin kamusal alana çıkmasına gösterilen sevecen yaklaşım, kadını kasıtlı olarak özel alan içinde bırakmaktadır. Denizcilik sektörü kadınların kendi öznelliğini kurabileceği platformlar yaratmak için kültürel ve toplumsan açıdan daha eşitlikçi bir sektör. Ben kendimi seçtiğim sektörden dolayı şanslı görüyorum.    Çok net bir şekilde tehdit edildim   Çalıştığım ikinci şirkete (Çetinkaya Denizcilik) gemi brokeri olarak iş başvurusu yapmadan önce bana “seni almazlar” dediler. Hem “seni almazlar” lafındaki sebebi, hem de nasıl bir çalışan aradıklarına olan merakımdan başvuru yaptım. Firmanın sahibi sektörde sağlam yere sahip, özverili bir beyefendiydi. Bana görüşmede Gencon anlaşmalarındaki kısaltmaların açılımlarını sormuştu. Bende cevapladım ve “Eğer beni işe alırsanız bana Bimco’nun “Check before fixing” kitabı ile “stowage factor”ü alır mısınız” diye sormuştum. Beni işe aldılar hem de istediğim kitaplarla birlikte bir de yeni bilgisayar almışlardı. Çok sevinmiştim. Bir de lojistik firmasında çalıştığım dönemlerde büyük bir iş almıştık. Kara taşıması yapan firma ile bazı anlaşmazlıklar yaşamıştık. Beni telefonla arayıp “Neredesiniz Alev Hanım, sizi vurmaya geleceğiz” demişlerdi. Çok net bir tehdit almıştım. İşi hukuki şekilde çözdük lakin ofiste 2-3 gün ilginç bir zaman geçirdik.    Ailede kimse denizci olmasa da eninde sonunda bu sektöre girerdim   Ben olacak bir şey varsa önüne ne koyarsanız koyun olacağına inanan biriyim. Ağabeyim Barış Semiz gemi inşaatı ve gemi makinaları mühendisliği okudu. Sektörde önce Gianneschi, Lewmar gibi markaların temsilciliğini yaptı. Sonra yat brokerliğine başladı. Benim denizcilik sektörüne ilgim Barış’ın deniz harp okuluna girmesiyle başladı. Açıkçası Barış bana önden yolu açtı. Barış’ın üniversite ders kitaplarını okuyup anlamaya çalışırdım. Kullandığı çizim programlarını çözmeye çalışıp bilgisayarında ufak tefek kayıplara da yol açmışlığım var. Denizi her yönüyle seven biriyim. Aileden biri olmasaydı da bu sektöre girerdim ama o süreç sağlam adımlarla ilerleme konusunda bira daha zaman alırdı.    Sektörümüze daha çok kadın kazandırmak istiyorum   Takip ettiğim kadarıyla kadınların ortak bir platformda buluştuğu bazı güzel organizasyonlar oluyor. Şu sıralar fuarların yoğunluğundan pek katılamıyorum. Bizim sektör sizin de dediğiniz gibi erkek egemen bir sektör. Kadın kaptanların varlığına bile şu son 20-30 yıldır adapte olunmaya çalışılıyor. Kadına toplum tarafından yakıştırılan 3-4 meslek var. Bunların dışına çıkıldığı zaman kabul görmek biraz zaman alıyor. Ben bir bayan yönetici olduğum için arada bayanlara öncelik vermiyorum dersem yalan söylemiş olurum. İşe almak için bir değerlendirme yaptığımızda, Barış Bey’le tabii ki önce CV’deki niteliklere bakıyoruz. Fakat dediğim gibi bu sektöre daha çok kadın kazandırmak isteyen birisi olduğum için kadın adaylara öncelik veriyorum. Fakat gemiye staja çıkan kadın adaylara yemek ve temizlik yapsın gözüyle bakıldığı örneğini çoğu kez gördüm. Bu da belki de gemide yapılması gereken vücut gücü gerektiren işleri erkeğin yapması öngörüldüğü için olabilir. Dediğim gibi çok açık örneklerini kendim yaşamadığım için emsal gösteremiyorum.    Birbirimize destek olmak ve bildiklerimizi paylaşmak zorundayız   Öncelikle sektörel anlamda dayanışmanın eksik olduğunu düşünüyorum. Piri Reis Üniversitesi’nde 2 ay önce Gemi ve Yat İhracatçıları Birliği ile ortak bir toplantı yapmıştık. Orada ele aldığımız başlıca konulardan bir tanesi buydu. Birbirimize veremediğimiz iç desteksizlikten dolayı güçlü bir algı ve pazar yaratmada zorlanıyoruz. Çok güzel tekneler, gemiler, projeler yapılıyor ama adımızı duyurmada ve yakalanan bir başarı varsa bunu devam ettirmede problem yaşıyoruz. Fuarlara gittiğimde ülke bazlı “Holland Pavillion”, “Italian Pavillion” vs. gibi ülke standları görüyor, uğruyor birçok sektörden arkadaşımızla sohbet ediyoruz. Bir “Turkey Pavillion” görmemek beni üzüyor. Diğer bir konu ise bildiklerimizi öğretmeye imtina göstermemiz. Yanımıza yetiştirmek için eleman alıyoruz. Ama onu getir götür, fotokopi, kahve gibi ayak işlerinde kullanmaya çalışıyoruz. Ben bu tür şeylere biraz karşı duruyorum. Yetiştirmek için birini alıyorsak bilgileri, deneyimi mutlaka doğru şekilde aktarmamız lazım. Anlıyorum tabii “öğrenilen bilgiler ile başka firmaya geçip bizi mağdur eder mi düşüncesi” ile birçok yönetici geri duruyor ama verebileceklerimizi aktaralım, gerisini kişinin tercihine bırakalım. Çünkü sektörde nitelikli eleman bulmakta zorlanıyoruz.    RÖPORTAJ: DERYA ALTUNTEPE   [email protected]   7DENİZ
Editör: TE Bilisim