Memleket ve ülke sevdalısı biri Murat Demir. Aynı zamanda da denizcilik sektörü ile gönül bağını her seferinde dile getirmekten vazgeçmeyen bir nefer. Yakın geçmişte Ak Parti Kastamonu Milletvekili olan Murat Demir ile bir araya geldik. Gördük ki çok yoğun geçiyor Demir’in günleri. “Nefes almaya vakit bulamamak” tabiri kendisi için sonuna kadar geçerli. Herkesin meramına çare bulmak istemesi, memleketinin daha güzel yarınlara ulaşması için bitmeyen projeleri ile kendine hiç zaman ayıramadığı ortada. Kendisinin tabiriyle Ankara-Kastamonu-İstanbul arasında mekik dokuyor. Tüm bunlara rağmen şikayet kelimesini ağzına bile almıyor. “Memleketime, ülkeme faydalı olmayı, milletvekili olmadan önce kendime yol olarak çizmiştim. Hizmet için bu görevi üstlendim. Bu sebeple çalışmaktan ve zamansızlıktan şikayet etmem mümkün değil” diyen Demir ile hem ülkemizi, hem memleketi Kastamonu’yu, hem de Güven Kepçe ile birlikte denizcilik sektörünü konuştuk.
Bugün AK Parti Kastamonu Milletvekili olan Murat Demir’in ana gündemini kuşkusuz milletvekili seçildiği memleketi ve ülkemiz oluşturuyordur. Ancak biz bu konulara değinmeden önce sohbetimize Güven Kepçe ile başlamak isteriz.
Ticari geçmişimiz 1980’lere kadar uzanıyor. Gerçekten uzun soluklu bir süreç. Emeğimiz ve azmimizle hamurunu yoğurduğumuz şirketimizin, büyük ihtimalle kimse bugünlere geleceğini tahmin etmiyordu. Ailecek Güven Kepçe’yi belirli bir noktaya taşıdıktan sonra, hep niyetimde olan, aynı zamanda çevremdeki kişilerin de bana olan güvenleri ve teşvikleriyle siyaset hayatına geçiş yaptım. Bir süredir de enerjimin çok büyük bir kısmını memleketim ve ülkem için harcamaktan gurur duyuyorum. Bugün nereye geldiysek bunda aile yapımızın katkısı çok ama çok fazla. Bizler, Allah korkusu olan, aile kavramına ve alın teri ile çalışmaya önem veren bir aileyiz. Bugün Güven Kepçe’yi adını dünyanın bildiği bir firma haline getirdik. Alanımızda dünyada en fazla üretim yapan şirket olduk. Bu başarımızda geride bıraktığımız yıllarda sergilediğimiz tavrımızın katkısı olduğunu düşünüyorum. Hem işimizi iyi yaptık, hem de iş yaptığımız kişileri ne maddi, ne manevi yorduk. Çoğu zaman maddi kazancı, müşteri memnuniyetinin gerisinde tuttuk. Çalışanlarımızın her zaman yanlarında olduk. Ve biz ne 2008 krizini yaşadık, ne de sonrasında yaşanan ufak tefek darboğazları gördük. 2015 bizim için inanılmaz bir yıl oldu. Üretimimizi ikiye katlarken %26 büyüdük. 2016’da iyi bir yıl olarak geride kaldı. Standart büyümemizin üzerinde performans sergilediğimiz bir yıldı. 2017’nin ilk iki ayını geride bıraktığımız bu yılı, diğer yıllarda sergilediğimiz performansla kapatacağımızı öngörüyoruz. Bugün Güven Kepçe, sektörde gelebileceği en yüksek noktada.
Hiç mi olmadı sıkıntılarınız?
Olmaz mı, oldu tabii ama ne ekonomik, ne de ticari sıkıntılar yaşanmadı bizde. Bizim sıkıntımız Türk Patent Enstitüsü’nde var olan açıktan kaynaklıydı. O kadar emek verdiğimiz ürünlerimizi, ufak tefek değişiklik yaparak taklit etmeleri, yani emeğimizin çalınması, hem bizleri üzdü, hem de epey uğraştırdı. Bunun önüne geçebilmek için çok çalıştık. Biz dünyaya kepçe üreten bir firmayız. İhracatımızın %70’i Çin’e. Çin’de artık kepçe üretimi yok diyebilirim. Keza Almanya’da da adımızı duyurmuş, piyasada her geçen gün payını artıran firma konumundayız. Bir zamanlar “Denizcilik sektörü Güven Kepçe’yi unuttu” demiştim. Bu sözümde son derece haklı olduğumu düşünüyorum. Hem ülke ekonomisine, hem de denizcilik sektörüne katkı sağladığımıza inanıyoruz.
Yatırımlarınız nasıl bir yol izleyecek?
Biz kazancımızı yine sektörümüze yatırım bir kurumuz. Hem fabrikamızı büyütmeye, hem de teknolojimizi geliştirmeye özen gösteriyor ve bu alandaki yatırımlarımıza ara vermeden devam ediyoruz. Bunun dışında Dilovası OSB’de 10 bin metrekarelik alandaki yerimizin yapımı tamamlandı. Şuan için mevcut yerlerimiz bize yettiği için orayı kiraya verdik. Yalova Tersaneler Bölgesi’nden 20 bin metrekarelik bir yer aldık. Buranın da ön çalışmalarını yaptık. Burasını gelişmekte olan bir yer olarak görmekle birlikte, denizcilik sektöründen de uzaklaşmak istemiyoruz. Burayı her şey netleştikten sonra 2020ʹye ’adar üretime hazır hale getirmek istiyoruz. Biz neredeyse 40 yıla ulaşan iş hayatımızda sadece kepçe üretimi yapmadık. Hem ağabeyimin, hem de benim gemi inşa alanında uzun bir geçmişimiz var. Eğer yarınlar planlarımız doğrultusunda ilerlerse gemi inşa veya bakım onarım işine girebiliriz. Milletvekili olmam, şahsım adına ticari faaliyetlerimin önünde ilerliyor. Bu yüzden işe çok fazla zaman ayıramıyorum. Bu da iş çeşitliliğimizi bir nebze kısıtlıyor. Lakin memleketimin geleceği için girmek istediğim bir sektör var. O da savunma sanayi. Ar-Ge bölümümüzü genişletip zırhlı araçlar konusunda çalışmalara başladık. Bir yol haritası belirleyip, prototip oluşturacağız. Biz asker kardeşlerimizin yaşanan patlamalarda can güvenliğini memleket meselesi olarak görüyoruz. Bu mesele bizim hassas noktamız oldu. Neler yapabiliriz, hangi katkıları sunabiliriz sorusu cevap aradığımız sorularımız.
Şimdi birazda Milletvekili Murat Demir’i konuşmak isteriz. Denizcilik kökenli Demir; Hükümetin denizcilik sektörünün gelişmesi için son dönemlerde aldığı kararları ve uygulamaları nasıl değerlendiriyor?
Sadece bizim sektörümüz adına değil, ülkenin geleceği için de önemli kararlar alabilecek bir Başbakan’a sahip olmamız çok büyük bir şans. Başbakanımız Binali Yıldırım’ın denizcilik kökenli olması, kuşkusuz sektörümüzün önüne duran sıkıntıların kolay bir şekilde aşılmasını beraberinde getiriyor. Bu bağlamda tersane sözleşmelerinin 49 yıllığına uzatılması, üretici ve yatırımcı bakış açısında güven tazeledi. Netice olarak iş hayatında kısa vade hiçbir anlam ifade etmez. Yatırım için uzun vade olmazsa olmaz bir kuraldır. Bu adım, bir yandan tersanelerimizin aklındaki soru işaretini ortadan kaldırdı, diğer yandan da kredibilitemize pozitif yansıdı. Keza Türk Bayrağı’na geçişin kolaylaştırılması da sektörümüz adına güzel bir gelişme. Bu gelişmede benim de payım var: Bir arkadaşım yurt dışından aldığı yatı Türk Bayrağı’na geçirmek istedi, geçiremedi ve yatı bağlandı. Sonrasında Deniz Ticaret Genel Müdürümüzle, Tersaneler Genel Müdürümüzle yaptığım görüşmelerde hep bunu dile getirdim. Bu önerilerimizi bir toplantıda Başbakanımız ile paylaştık. Başbakanımızın da konuyu iyi bilmesi ile bu sorunun çözümü sağlanmış oldu.Peki, milletvekili olduğunuz Kastamonu için çalışmalarınız nasıl bir seyir izliyor?
Memleketime, ülkeme faydalı olmayı, milletvekili olmadan önce kendime yol olarak çizmiştim. Memleketim için en önemli sorun, bir türlü çözüme kavuşmayan İnebolu Limanıydı. Bu sorunu çözdük çok şükür. İnebolu Limanı’nın 2020’ye kadar tüm yatırımları tamamlanacak ve liman bölge ihtiyacını karşılayabilecek konuma erişecek. Bir diğer çalışmamız da, Karadeniz sahil yolu projesiydi. Bartın ile Çatalzeytin arasındaki yolun yapılması, Artvin’in 3’üncü boğaz köprüsüne bağlanması şarttı. Aradaki yolların hepsi yapıldı. Bu projenin tam anlamıyla tamamlanması için az bir zaman daha var. Cide’deki uzun sahil şeridi turizmin gelişmesi için çok önemliydi. Burası için girişimlerimiz hala devam ediyor. İnşallah bu yılın son çeyreğinde ihalesi yapılacak, çözüme kavuşacak. Memleketim için bir sevdam, bir hedefim de önemli bir fabrikanın bölgeye kazandırılması. Bunun için de yatırımcıları buraya davet ediyorum. İnebolu Limanı tamamlandığında, yollar bittiğinde Kastamonu-İnebolu arası 30 dakikaya düşecek. Artık yol, yatırımın önünü kesmeyecek.Son olarak sormak isteriz nasıl geçiyor Murat Demir’in günleri?
Memleket sevdalısı olarak tabii ki yoğun. Telefonum gün boyu susmaz. Memlekette herkeste telefon numaram vardır. Elimizden geldiği kadarıyla herkesim meramına çare bulmaya çalışıyoruz. Bir yandan da hem ülke meseleleri, hem de memleketimin gelişimi için zaman ve emek harcamaya devam ediyorum. Hizmet için bu görevi üstlendim. Bu sebeple çalışmaktan ve zamansızlıktan şikayet etmem mümkün değil. Ankara-Kastamonu-İstanbul arasında mekik dokuyorum. Denizcilik sektöründeki arkadaşlarımla, büyüklerimle iletişimimi kesmemeye çalışıyorum. İstanbul’da çok olamadığımdan dolayı, ne yazık ki denizcilik camiasından fazla kişiyle görüşemiyorum. Yakın geçmişte de ifade ettiğim gibi denizcilik camiasının Güven Kepçe’yi unutması bizleri üzer. Bizim denizcilik sektörümüzle gönül birlikteliğimiz var. Bu birlikteliğin kopmaması için elimizden geleni yapıyoruz.
İbrahim Kocamış - 7DENİZ