Yeni kanunumuz Türk bayraklı geminin yurt dışında cebri icra suretiyle satışını öngören, hükümleri açıkça düzenlenmiştir. Kanunun Beşinci kitabı (Deniz Ticareti  ) Sekizinci kısmında “Cebri İcraya ilişkin Özel Hükümler” i toplayarak, ihtiyaten haciz veya icraen haciz, cebri icra yoluyla satış ve mülkiyetin nakli işlemleri yönünden,  geminin bulunduğu yer ülkesi hukukunun uygulanacağı belirlenmiş durumdadır. Türk bayraklı gemiler yönünden T.T.K 1350. madde, açık arttırmayı yapan kurum veya gemi ilgililerine bir yükümlülük getirmektedir. Satış işleminden en az 30 gün öncesinde Türk Gemi Siciline ve geminin sicilde görünen kayıtlı malikine ve gemi sicilinde tescil edilmiş diğer hak ve alacakların sahiplerine satışın bildirilmesi veya bu yapılamıyorsa gemi ilgilileri tarafından  “Tirajı en az 50.000 olan ve Türkiye düzeyinde dağıtımı yapılan bir gazetede satışın ilan edilmesini” zorunlu kılıyor. Daha önceleri kanunun Türk bayraklı gemiler lehine hükümler içerdiğine dair yazılar yazmıştım. Şimdi tatbikatta yaşanan meseleler ile bu görüşüm netlik kazanıyor. Şöyle ki, kanunumuzun bir Türk bayraklı geminin yurt dışında yabancı mahkemeler veya icra Daireleri veya yetkili kurumlar tarafından satışına geçilmesi durumunda uygulanacak hukuku, geminin bulunduğu yer hukuku olarak tayin ediyor. Lex Fori, Lex Rei Citae. Tabii, bu arada o ülke hukukunun devletlerarası hukuku ,   kanunlar ihtilafı  kuralları Bayrak devleti ülkesi hukukuna atıf yapıyorsa bu taktirde Türk  hukukunun cebri icra hukuku,  prosedür hukuku kuralları,  Türk icra ve iflas kanununun gemiler yönünden paraya çevirme hukuku kuralları uygulanacak mıdır. Bu meseleyi şimdilik konumuzun dışında tutuyoruz.  İhaleyi yapan yabancı devlet kurumu(dünyanın değişik ülkelerinde çeşitli sistem gemi satışı kamu kurumları bulunmaktadır) veya Mahkemesi kendi hukukuna göre yol izleyeceği için, Türk gemi siciline,  geminin malikine ve sicilde kayıtlı alacak ve hak sahiplerine satışı bildirmiyor ve ayrıca gemi ile ilişiği olan ilgililer de bir Türk gazetesinde satış ilanı vermiyor ise bu durumda hukuki sorunlar çıkmaktadır. Geminin satışına gönlü razı gelmeyen ve bu duruma mecbur edilmiş bulunan Türk armatörü Türk bayraklı gemisinin satışı için yukarıda belirttiğimiz duyuru ilan vesaire yükümlülükleri yerine getirmekten imtina edecektir. Nitekim böyle de olmaktadır. Diğer taraftan kendi ülke nizam ve hukukunu uygulayan yargı yetkisini haiz, kendi mahkemesinden verilmiş kararı infaz eden yabancı ülke icra memuru veya arttırmayı yapan kurum, Türk hukukunu incelemek ve geminin bayrak devleti kanununun öngördüğü prosedürleri yerine getirmek zorunluluğunu duymamaktadır.  Olayda başta,  meseleyi dikkatle inceleyen hukukçular bulunmadığı takdirde geminin Türk gemi sicilinden Terkini,  silinmesi imkansız hale gelebilmektedir. Çünkü Türk gemi sicil memuru,  kanunun hüküm altına aldığı prosedürün yerine getirilmiş olmasını yani satış tasarrufunun satışı yapan yabancı devlet kurumu tarafından kendisine yazıyla bildirilmiş olmasını veya satışın Türkiye’de bir gazetede ilan edilmiş olmasını aramaktadır. Bunlardan hiçbiri gerçekleşmemişse,  bu takdirde T.TK 965. maddenin terkin koşulları da yerine gelmemiş olmaktadır. IMO‘nun ve sair diğer Uluslararası Denizcilik kuruluşlarının , bu mevzuda yani global gemi satışlarında ortak kurallar oluşturma ve ilgili komisyonlarda bu yönde düzenleme  yapma çalışmaları devam etmektedir. İleride belki dünyanın birçok ülkesi tarafından ,ortak kuralları  kabul etmek durumu hasıl olacak  ve bir geminin herhangi bir akit  devlet ülkesinde cebri icra yoluyla satışını , müteakiben ilgili kurum ,  Bill of Sale (Satış Senedi )  düzenleyecek veya satıştan önce başka bir işleme gerek olmaksızın ihaleyi (takyidatsız satışı )  tanımak ve infaz etmek durumunda kalacaktır. Şimdilik  kara Avrupası dahil  birçok ülke böyle bir çözümü  kabul etmemiştir. Bizim hukukumuzda kendi hükümranlık haklarımız gereği,  Türk gemi siciline tescil edilmiş Türk bayrağını çekmiş bir geminin, Türk hukukunun aradığı şekil şartına riayet edilerek satışının yapılması düzenlenmiştir. Bazı hallerde satışa dair şekil şartlarına uyulmadığı halde sonradan gemisinin Türk gemi sicilinden terkinini arzulayan ancak bu talebi gemi sicil memurluğunca ret olunan, malik armatör ne yapacaktır? TTK bu konuda bir düzenleme getirmemiştir. Ancak, genel hükümlere ve diğer yasalarımıza müracaat edilmek gerekecektir. Av. Sema Yerlikaya LL. M Yerlikaya Hukuk Bürosu Başkanı İMEAK Deniz Ticaret Odası Hukuk Danışmanı Deniz Hukuku Derneği Kurucu Üyesi
Editör: TE Bilisim