Dünyada kesinlikle bir arz fazlası var, gemi inşası devam ediyor ve ekonomiler genel anlamda zayıf… Bu sözler Peninsula Petroleum Akdeniz ve Ortadoğu Bölge Müdürü Stathis Grafakos'a ait. Kimsenin öyle bir kristal topu yok, küresel deniz yakıtları bu ortamda ne yönde gelişir, bazı tahminler olsa da kesinliğin mümkün olmayacağının altını çiziyor.

'Kişisel fikrim, ham petrol fiyatlarının varil başına 50 dolar seviyesinden çok uzaklaşmayacağı yönünde, bununla beraber navlunlarda da bir iyileşme beklemiyorum. Dikkat edilmesi gereken nokta jeopolitik dengeler, sıcak noktalar var her an kaynamaya hazır' diyen Stathis Grafakos Türkiye için şu ifadeleri kullanıyor; 'Türkiye yakıt ikmali için en güvenilir seçeneklerden biri, güvenli bir liman. Ürün sıkıntısı genellikle yok, 2010 speklerinde kaliteli bir seçenek ve güçlü ikmalciler var ve devletin kontrol mekanizması iyi işliyor' Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Nazik davetiniz ve Peninsula Petroleum'un faaliyetleri ve deniz yakıtları endüstrimiz hakkında bilgileri okuyucularınızla paylaşma fırsatını verdiğiniz için teşekkür ediyorum.

Ben esasen kimya mühendisiyim ama kariyerimin çoğunluğu enerji ve petrol şirketlerinin idare kadrolarında geçti, diyebilirim ki kimyada biliyorsunuz her şey denge esasına göre yürür. Bizim dünyamızda da öyle. Peninsula Petroleum'dan önce Mobil (daha sonra ExxonMobil), OW Bunker ve gaz alanında faaliyet gösteren Air Liquide firmasında benzer pozisyonlarda çalıştım. Şu an satış ve pazarlamadan sorumlu Ortadoğu, Akdeniz ve Afrika Bölge Müdürlüğü görevini yürütüyorum. Hindistan'dan Arabistan Yarımadası'na oradan Bati Afrika'ya uzanan bir bölgede üst yönetimi temsil ediyorum. Deniz yakıtları (bunker) haricinde yağ satışlarımız ve bir ihtisas konusu olan yat yakıtları da küresel olarak bana bağlı. Küresel bir bunker şirketi olan Peninsula Petroleum'un faaliyet alanlarından ve hizmetlerinden bahseder misiniz? Şube ağınız ve ağırlıklı olarak çalıştığınız bölge ve tedarik limanlarınız nereler? Peninsula Petroleum, bugün dünyanın en büyük deniz yakıtları ve yağları tedarikçilerinden birisi, her ülkeden müşterimiz var. Hizmetlerimiz sadece bundan ibaret de değil, risk yönetimi ürünlerini de sağlıyoruz, alıcılar yakıt masraflarını sabitleyebilsin, planlayabilsin diye... Diğer taraftan grup şirketimiz Gibunco gemi acenteliğiyle de entegre bir çözüm sağlıyoruz. 2016'da 20. yılımızı kutlayacağız, bu süre içinde dünya çapında bir ağ oluşturduk 20 ticari ofisimiz var ve sekiz yerde fiziksel tedarikçiyiz. Fiziksel ikmal noktalarımız; Cebel-i Tarik Boğazı (Cebel-i Tarik, Algeciras ve Ceuta), Kuzey Avrupa'da ARA Bölgesi (Amsterdam, Rotterdam ve Antwerp), Batı Afrika İspanya'sında Kanarya Adaları (Las Palmas ve Tenefice) ve Amerika Kıtası'nda Panama (kanalın her iki tarafının da ikmaliyiz) ve Houston Körfez Bölgesi (Houston ve New Orleans). Benim sorumluluk alanımdaki ofisler; Cebel-i Tarik, Kanarya Adaları, İsviçre, Yunanistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Güney Afrika.

Güçlü bir bunker ağına sahip olan Peninsula Petroleum'un hizmet kalitesinin ardında ne yatıyor? Müşterilerinize sunduğunuz hizmetle nasıl bir fark yaratıyorsunuz? Peninsula Petroleum, 1996 yılında Londra'da tüccar bir firma olarak kuruldu ve sonrasında Cebel-i Tarık'ta ikmalci oldu ve bu limanı geliştirdi. O günlere kıyasla muazzam bir gelişme, önemsenmeyecek miktarlardan bugün yıllık milyonlarca tonluk bir ikmal merkezi oldu burası. Bizi belki de en güçlü kılan unsurlardan birisi aile şirketi olmamız ve patronumuz John Bassadone'nin genç yaşında en büyük sermayesi tutku ve çalışkanlık olarak yoktan bir dev yaratması. Para, bulunabilecek bir şey ama azim, sebat ve tutku öyle değil, bizi biz yapan birbirine bağlı ve değerleri olan bir topluluk olmamız. Müşterilerimiz de bu değerin, topluluğun önemli bir parçası, gündelik ilişkiler peşinde değiliz o yüzden başka yapılarla karşılaştırınca daha muhafazakar bir yapımız var. Sürekli ve dengeli büyümek bizim için önemli, burada herkes birbirine değer veren bir kurumsal kültür içinde, bunun doğal sonucu da müşteriye değer vermek, onlar için en yüksek değeri yaratmak. 20 yılda bu sağlam zemini oluşturduk, DNA'mız bu. Bu öyle haydi müşteri odaklı hizmet anlayışımız olsun diyerek bir günde başarılabilecek bir şey değil. Sürekli kendimize sorduğumuz iki kritik soru var; yaptıklarımız müşterilere değer katıyor mu? Eğer biz müşteri olsaydık, Peninsula Petroleum'un hizmetlerinden memnun kalır mıydık? İkmalde sunduğunuz hizmet kalitesinden bahseder misiniz? Özellikle bu hizmet verilirken dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir? Toplam kalite paketi sunuyoruz diyebilirim.

Temelinde kuvvetimiz var, bu kuvvet müşteriler için düşük risk düzeyi demek. Sadece kuvvetliyiz diye en büyük olma sevdasında da değiliz, en büyük katma değeri yaratmak hedefimiz. Genellikle birinci sınıf müşterilerden oluşan bir portföyümüz var, deniz yakıtları sektöründe Peninsula kredi yönetimi sektöre öncü oldu, örnek teşkil etti. Kredi sigortası ilk günümüzden bu yana parçamız, bu konuda da ilk olduk. Dünyanın en önemli bunker kavşaklarında varız ve fiziksel ikmal noktalarımız artıyor. Beraberlik ve işbirliği merkezli düşünüyoruz. Entegre bir yapıyız diyebilirim, ürünün rafineriden çıkısından tankerle iklimline kadar değer zincirinin her halkasında varız. Bu, sektörümüzde çok nadir bir şey. Operasyonları topyekun kontrol edebiliyoruz ve ticari açıdan da yöntemlerimiz sürekli gelişiyor. Bölgesel ikmal yönetim merkezleri oluşturuyoruz ve yerellikten küreselliğe doğru gidiyoruz. Alıcılar için gerçekten bir mayın tarlası. En çok dikkat edilmesi gereken şey, kiminle çalışıldığı, araştırmalı alıcı, bilmeli acaba çalıştığı tüccar veya tedarikçiler sözlerini yerine getirebilecek kapasitede mi? Üzülerek görüyoruz ki sadece fiyata yönelik bir hareket var, bazen tüccarlar tedarikçilerden aldığı fiyatın altına alıcıya satabiliyor kimse neden diye düşünmüyor, sonra üzülüyorlar ikmalde problem olunca veya para kaybedince. Dürüstlük önemli, alıcıya dürüst olmak lazım, açık olmak lazım, bizim Peninsula olarak saklayacak hiçbir şeyimiz yok. Gölgelere saklanan yakıtçılardan çekinmek gerek ya da çok iyi bilmek lazım kim kimdir, nedir? Operasyonel olarak da problemsizlik önemli, ikmalin kalitesi, miktarı, acaba alıcı verdiği paranın karşılığını alabiliyor mu? Ucuz, gerçekten ucuz mu? Okuyucularınız gerçekten kontrol etmeli, kiminle alış veriş yapıyorlar?

Dünya bunker pazarında sahip olduğunuz pay nedir? Yıllık bunker alış-satış oranınız nedir? Peninsula bugün ilk beş oyuncu arasında, yıllık 10 milyon tondan fazla yakıt satıyoruz. Dünya pazarının büyüklüğü tam olarak bilinebilen bir şey değil, değişken bir şey. Bizim ilk veya ikinci olmak gibi bir kaygımız da yok, en iyi olmaya çalışıyoruz. Bu çerçevede her yıl büyüdük, büyümeye de devam ediyoruz. Yatırımlarınız ve büyüme planlarınızdan bahseder misiniz? Peninsula olarak her zaman yeni ihtimalleri değerlendiriyoruz sürekli iş geliştirmeye çalışıyoruz, yatırımlarımız bugünlerde daha entegre bir yapıya dönüşmek üzere odaklı. Amerika kıtasında buyuyoruz, hem Latin Amerika'da hem de Kuzey'de aynı zamanda Ortadoğu ve Asya ile de ilgiliyiz. Türkiye'de yatırımlarınız olacak mı? Türkiye pazarıyla güçlü bir bağlantımız var, iki şekilde: Hem önemli bir alıcıyız, hem de önemli bir satıcıyız. İstanbul veya genelde Türkiye pazarını geliştirmek, bizim olduğu kadar yerel ikmalcilerin ve daha ötesinde ülkenin yararına bir şey. Türk alıcılara da en yüksek hizmet kalitesini sağlama gayretindeyiz. Yerel bir ofisimiz yok henüz, ama konu hakkında bazı çalışmalarımız var, olur veya olmaz şu an bir şey söylemek mümkün değil. Türkiye bunker pazarına ilişkin gözlemleriniz nelerdir? Bence Türkiye yakıt ikmali için en güvenilir seçeneklerden biri, güvenli bir liman. Ürün sıkıntısı genellikle yok, 2010 speklerinde kaliteli bir seçenek, güçlü ve bilgili yerel ikmalciler var ve devletin kontrol mekanizması iyi işliyor. Tabii, Karadeniz'de Novorossyk gibi limanlar güçlü rakipler, fiyat avantajı var, olumlu bir gelişme olarak da diyebilirim ki Pire (Yunanistan) ile İstanbul arasındaki fiyat makası daraldı, şimdi bazı zamanlar İstanbul Pire'den bile ucuz. Global pazarda bunker sektörünün durumu ve yaşadığı sıkıntılar nelerdir? Özellikle Akdeniz ve Ortadoğu Bölgesi'ni baz alarak pazarın durumuna ilişkin değerlendirmeniz ne olur? Dünyada kesinlikle bir arz fazlası var, gemi inşası devam ediyor ve ekonomiler genel anlamda zayıf.

Kimsenin öyle bir kristal topu yok küresel deniz yakıtları bu ortamda ne yönde gelişir, bazı tahminler olsa da kesinlik mümkün değil. Benim kişisel fikrim, ham petrol fiyatlarının varil başına 50 dolar seviyesinden çok uzaklaşmayacağı yönünde, bununla beraber navlunlarda da bir iyileşme beklemiyorum. Dikkat edilmesi gereken nokta jeopolitik dengeler, sıcak noktalar var her an kaynamaya hazır. Bölgemize gelince, bence tüm oyuncular arasında ittifak ve işbirliği önemli, oyuncular derken genel anlamda paydaşlardan bahsediyorum sadece yakıt firmaları değil.

Devletler, alıcılar, limanlar, altyapı çalışmaları, boru hatları, ikmali yapan tankerciler, mazotçular, gazcılar herkes. Ancak birlik ve beraberlikle bölgesel bir gelişme olabilir yoksa iki komşu arasındaki çekişmelerle bir yere varmak mümkün değil. Kanunlar veya prosedürler tarafında firmalara nasıl bir yaptırım söz konusu? Görünen o ki, ECA (Emisyon Kontrol Bölgeleri) konusunda işler daha katılaşacak, bu bütün camiayı etkileyecek bir şey. Yakıtçılardan yağcılara, ekipman üreticilerinden tüccarlara kadar ve tabii alıcılara kadar herkese etkisi olacak. Esas mesele yaptırımlar, bunlar uygulanabilecek mi? Uygulamada eğer alıcılar daha fazla para ödedikleri mal uygunsuz çıkarsa bunun faturasını yine kendileri ödeyecek. Diyebilirim ki Singapur yönetiminin 2017 itibari ile tüm ikmallerde akış-metre uygulamasına geçmesi yerinde bir karardır ama kalite de miktar kadar önemli ve ECA bölgelerinde bu daha da hassas bir konu. Son olarak tekrar hatırlatmak isterim ki, okuyucular mal aldıkları, hizmet aldıkları kuruluşları çok iyi araştırsınlar, müşterilerini araştırdıkları kadar ikmalcileri de araştırsınlar.

Çilem Kocamış - 7DENİZ

Editör: TE Bilisim