Şu anda deniz endüstrisi, dünya karbon salınımının yaklaşık %3-4ʹünü teşkil ediyor. Maersk Line, konteyner deniz taşımacılığında dünyanın en büyük hattı. 600’e yakın gemi filosunun çevreye olan etkisi hiç de küçümsenmeyecek bir oran. Bu da hem sektöre hem de çevreye karşı sorumluluğunu bir kat daha arttırıyor. Maersk Line karbon ayak izini rahatlıkla ölçebiliyor. Sektör içerisinde bir karşılaştırma yapılacaksa, bunun bağımsız bir kuruluş tarafından yapılması daha objektif olacaktır. Bu amaç ile Maersk Line, “Business for Social Responsibility” organizasyonunun oluşturduğu “Clean Cargo Working Group” ‘u ile işbirliği yaparak 2010 senesinin Ekim ayı itibariyle gemi bazında CO2 salımı datalarını bağımsız bir kuruluştan alan ilk hat olma özelliğini elde etti. Yani daha evvel kendi imkanları ile ölçtüğü CO2 salımı, bağımsız bir kuruluş tarafından da tescillenmiş oldu. Bir başka önemi ise artık sektör geneliyle de kıyaslama yapabilme imkanı var. Karbon Savaş Odası ile de işbirliği yaparak gemilerini saldıkları CO2 oranına göre enerji verimliliği açısından A-G seviyesinde de ölçme şeffalığına kavuştu. Mesela, Maersk Line’ın müşterileri 2013 yılında yüklerini endüstri ortalamasında bir hat yerine Maersk Line ile taşıyarak toplam 2,6 milyon ton karbon tasarrufu gerçekleştirdi. 2012 yılında 31.5 milyon ton CO2 salımı yapan hat 2013 yılında bunu 27.7 milyon tona düşürdü. Ayrıca SOX salımında da büyük ilerleme kaydeden hat 2012 senesine kıyasla salımını %12 azaltarak 488 bin tona düşürdü. “2013 Maersk Line için iyi bir yıldı – hem finansal olarak, hem de sürdürülebilirlik performansımız açısından. Biz bu sene işimizi %4,1 büyütürken, karbonda salımında 3,8 milyon ton düşüş gerçekleştirdik.,” diye belirten Maersk Line CEO’su Søren Skou sözlerine şöyle devam ediyor: “Yakıt verimliliği üzerine yaptığımız çalışmalar, karbondioksit ve diğer hava kirletici maddelerin oranlarını düşürmemize yardımcı oldu. Böylece işimiz büyürken dahi çevresel etkimizi somut düzeyde düşürebildik.” Maersk Line, 2013 yılının Haziran ayında, daha önceden sipariş ettiği 20 adet Triple-E gemisinin ilkini, bugüne kadar da 9’unu teslim aldı. 2015 yılı sonuna kadar tüm siparişlerin tamamlanması planlanıyor. Bugüne kadar üretilmiş en yüksek kapasiteye sahip bu gemiler, eşsiz dizaynı ve egzoz gazını ekstra enerji üretilmesi için tekrar kullanan en son teknolojisi ile enerji verimliliğini en üst seviyede kullanıyor. Böylece taşımalarda konteyner başına karbon salım oranını %50 azaltıyor. Tabii ki, Maersk Line, 2013 yılında elde edilen güçlü karbon performansının temel etmeni sadece bu gemiler değil. Servis ağında da geçirdiği büyük revizyon. Sürdürülebilirlik sorumlusu Jacob Sterling “İşimizin %19’unu temsil eden büyük müşterilerimiz, paydaşlarına sürdürülebilirlik konusunda vaatlerde bulunmuştu. Müşterilerimizin yüklerini her yıl giderek daha az çevresel etkiyle taşımaktan ve dolayısıyla sürdürülebilirlik sözlerini tutmalarına yardım etmiş olmaktan gurur duyuyoruz.” diyor. 7DENİZ
Editör: TE Bilisim