Otomotiv sektöründeki başarısını denizcilik sektörüne taşıyabilmiş bir firma Rexoil Madeni Yağları. Kısa süre zarfında denizcilik sektörüne yönelik ürün gamının hepsini tamamlamakla kalmamış 50'den fazla ülkeye ihracat yapmaya da başlamışlar. Elbette bu kadarla yetinmeyecek olan Rexoil, önce Karadeniz'de daha sonra ise Akdeniz çanağında yeni ikmal noktaları oluşturmayı hedefliyor. Rexoil Marin Yağları Ülke Sorumlusu Salih Bildiren'e göre bu başarının altında yatan en önemli noktaların başında kolay yolu değil, müşteri için uygun modeli seçmek geliyor.

Sohbetimize Rexoil Madeni Yağları'nı tanıyarak başlamak isteriz… Rexoil Madeni Yağları olarak firmamız, 2013 senesinde denizcilik sektörüne yönelik madeni yağ üretimine başlamıştır. Daha önceki yıllarda otomotiv sektöründe uzmanlaşan firmamız, bu tarihten itibaren denizcilik yağları üretimine de önem vermiş, konusunda uzman bir ekip ile sektöre hızlı bir giriş yapmıştır. Kısa süre içerisinde denizcilik sektörüne yönelik tüm ürün gamını tamamlayan firmamız, özellikle gemilerde özel alanlarda kullanılan yağların ve gres yağlarının üretimine de önem vermiştir. Denizcilik sektörüne yönelik dahili ve transit yağ satışlarını gerçekleştiriyoruz. Madeni yağ alanında ana ikmal noktamız İstanbul olmasına rağmen Türkiye'nin tüm limanlarında hizmet vermekteyiz. Kalite ve üstün hizmet ilkelerini benimsemiş olan Rexoil, üretim, satış ve satış sonrası hizmetler açısından kendisini sürekli geliştiren bir yapıya sahiptir. Fabrikamız bünyesinde bulunan TÜRKAK onaylı laboratuvarımızda, müşterilerimize temin ettiğimiz ürünün, sevkiyat öncesi uygunluk testleri yapılmaktadır. Ürüne ait analiz kitleri teslimat sırasında gemiye gönderilmekte ve belirli periyodlarda ücretsiz numune testleri yapılmaktadır.

Rexoil'i sektörde öne çıkaran noktalar neler?

Firmamız Aktaş Grup bünyesinde faaliyet göstermektedir. Aktaş Grup baz yağı satışlarında Türkiye'nin en güçlü firmalarından biridir. Bu durum Rexoil firmamızı üretim ve satış konusunda özel bir konuma taşımaktadır. Aynı zamanda firmamızın ihracat alanında göstermiş olduğu üstün başarı sayesinde 50'den fazla ülkeye ihracat yapmaktadır. İhracat yapmış olduğumuz ülkeler ile ciddi bir işbirliği içerisindeyiz. Faaliyet göstermiş olduğumuz sektör, uluslararası çalışma ağı gerektiren bir sektördür. Bizde bu gereklilikten yola çıkarak uzun vade de dünya çapında ikmal noktaları oluşturmayı hedeflemekteyiz. Şu an denizcilik sektörüne yönelik Karadeniz'de ikmal noktaları oluşturmaktayız. Daha sonrasında Akdeniz çanağında yeni ikmal noktaları oluşturmak ile ilgili projelerimiz bulunmaktadır. Çevre konusu sektörün gündeminde yer alan noktalardan bir tanesi. Bu noktada yürüttüğünüz çalışmalar neler? Denizcilik sektöründe faaliyet gösteren bir firma olarak deniz ve çevre temizliğine oldukça önem veriyoruz. Bu konuda Ar-Ge birimimizle işbirliği içerisinde yürüttüğümüz çalışmalar sonucu denizcilik yağlarında, yeni nesil çevreye zarar vermeyen ürünler üretmeye ve satışını yapmaya başladık. Ayrıca belirli periyodlarda müşterilerimizle, fabrikamızda üretim, ürün geliştirme ve madeni yağ kullanımları ile ilgili fikir alışverişleri yapıyoruz.

Müşterilerimiz ile yaptığımız bu görüşmeler Ar-Ge açısından bizlere yeni rotalar oluşturmakta, müşterilerimiz kullandıkları yağın içeriği ile ilgili net fikirlere sahip olmaktadır. Diğer yandan birçok makine üreticisi firmadan, yağlarımız ile ilgili OEM onay sürecini başlatmış bulunmaktayız. Genel olarak bir ülke değerlendirmesi yapıp, artılarımız ve eksilerimizi söyler misiniz? İstanbul Boğazı coğrafi konumu sayesinde nadir bir doğal ikmal noktasıdır… Ülkemiz için çok büyük bir değer arz etmekte olan bu konum, ihracat rakamlarına pozitif değer katmakta ve yağ yakıt firmaları, acenteler, yedek parça ve kumanya firmaları ile denizcilik sektörünün oluşmasına ve büyümesine olanak sağlamaktadır. Türkiye genelinde yaklaşık 60 liman vardır. Bu limanların hepsinde yağ ve yakıt ikmali yapılabilmektedir. Tüm bu limanlar bulundukları bölgede istihdam yaratmakta ve bölgenin ticari açıdan kalkınmasını sağlamaktadır. Ancak son dönemlerde ortaya çıkan liman giriş ve ardiye maliyetleri, madeni yağ firmalarını olumsuz şekilde etkilemektedir. Bu maliyetler yağ ve yakıt birim fiyatlarını arttırmaktadır. Özellikle yabancı müşterilerimiz için artan fiyatlar karşısında ülkemiz, tercih nedeni olmaktan çıkmaktadır. Devletimizin bu konuyla ilgili yeni düzenlemeler yapması ve bu bedellerin standart bir çerçevede iyileştirilmesi hem sektör de faaliyet gösteren firmalar hem de ülkemiz için oldukça önemlidir.

Son olarak sektörün içinde bulunduğu kriz sürecinin size nasıl yansıdığını söyler misiniz?

Tüm sektörü etkilediği gibi kriz maalesef bizi de etkilemektedir. Kriz sürecini çok iyi okuyabilmek ve yönetebilmek gerekir. Kriz süreci birçok olumsuzluğu yaşatırken aynı zamanda yeni fırsatların ortaya çıkmasına neden olur. Biz sektöre kriz döneminde giriş yaptık ve kendimizi göstermek için en kötü zaman da müşterilerimizin yanında olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Ürünlerimizi ve operasyonumuzu geliştirmek, tanıtım faaliyetlerimizi tamamlamak ve yeni projelere imza atmak için kriz sürecini kullanıyoruz. Fırtına dindiğinde denize hazır olacağız…

İBRAHİM KOCAMIŞ - 7DENİZ

Editör: TE Bilisim