Konuyla ilgili diğer önemli kavram olan kabotaj, bir devletin kendi limanlarına deniz ticareti konusunda tanıdığı ayrıcalık şeklinde tanımlanır. Bu ayrıcalıktan yalnızca yurttaşların yararlanması, milli ekonomiye önemli bir katkı sağlayacağından, devletler yabancı bandıralı gemilere kabotaj yasağı koyma yoluna gitmişlerdir.

Türkiye, kabotaj hakkını, oldukça meşakkatli bir süreç sonrası 1926’da Lozan Barış Anlaşması ile kazanmıştır. Kabotaj kanunları hem ekonomik hem de güvenlik açısından önemlidir. Dünyanın pek çok ülkesinde kabotaj ile ilgili yasal düzenleme mevcut olmakla birlikte, en sert uygulayan ülke ABD’dir. 1920 tarihli Deniz Ticaret Kanunuʹna göre, ki tarihte Jones Kanunu olarak da bilinir, ABD’de ülke içerisinde yer alan limanlar arasında su yoluyla taşınan tüm mallar; ABD’de yapılmış, armatörü ABD vatandaşı olan, mürettebatı ABD vatandaşı ve sürekli ikametgahı ABD’de olan kişiler tarafından taşınabilmektedir. Bu durum maliyetli ve az uygulanabilir olsa da, kararlılıkla devam ediliyor olması şaşırtıcı ve takdire şayandır. Kanada’da kabotaj hakkı bünyesinde yapılan ticaretten sınırsız bir şekilde yararlanma hakkı, yalnızca Kanada bandıralı gemilere aittir. Çin ve Japonya da titizlikle kabotaj hakkını koruyanlar arasında yer almaktadır. Avrupa Birliği’nde durum, üye ülkeler arasında uygulamada gevşeklik göstermektedir. Peki Türkiye’de durum nedir? Türk Bayraklı gemilerde kabotaj hakkını layıkıyla yapamıyoruz. Hizmet ve yolcu taşıma faaliyeti zarar ettiğinden, bu tür faaliyetler kaldırılıyor. Bu durum kabotaj hakkımızı olumsuz etkiliyor. Aynı zamanda kullanılan römorkörler ve kılavuzlarda da aynı durum söz konusu, çünkü onlarında pek çoğunun ortağı yabancı firmalar (bu konularda ülke menfaatine yönelik sert düzenlemeler getiren çalışmalar yakında hayata geçirilecektir, yeni Ulaştırma Bakanıʹnın açıklamaları bu yönde). Panama lider Ülkelerin yabancı bayrakla çalışan gemilerine dair istatistiki bilgilere göre; Türkiye’nin 2017 itibariyle birçok ülkeden toplam 1022 yabancı bandıralı gemisi bulunmaktadır. Bandıra verilerinden göze çarpanlar ise Panama bandıralı (217), Liberya (24) Marshall (111), Malta (313) şeklinde ifade edilebilir.

Dünya toplamına bakıldığında; Panama bandıralı 6 bin 44 gemi ile lider olduğu görülmektedir. Dünyadaki toplam gemi sayısı ise, 25 bin 456. Peki neden Panama bandıralı gemi sayısı bu kadar fazla? Nedir bu bayrağın önemi? Uluslararası hukuka göre seyir halindeki her bir ticaret gemisi bayrağını taşıdığı ülkeye kayıtlı olarak kabul ediliyor. Dolayısıyla o ülke geminin teftişinden ve mürettebatın çalışma koşullarından sorumlu. İşin diğer boyutu, yüksek gelir vergilerinden kaçınmak. Bununla beraber, Panama’nın gemi kayıt politikası, ülke için büyük gelir kaynağı. Kaldı ki esnek denizcilik yasalarına sahip olduğundan diğer ülkeler çok fazla tercih ediyor. Özünde mevzu yine vergi cenneti ülkeler ile aynı noktaya geliyor. 2016-2017 yılında dünya ticaretinin 84’ü deniz yoluyla yapılmış. En fazla ham petrol ve minör dökme yük taşınmıştır. Sadece ikisi, taşınan yükün 34’ünü oluşturmaktadır. Dünya denizyolu taşımacılığında 2009 yılında bir gerileme yaşanmış olsa da genellikle 3’lük değişimler yaşanmış ve günümüze kadar yükseliş devam etmiştir. Dünya liman hareketlerine bakıldığında; Singapur, Şangay, Rotterdam ve Hamburg aktif liman kullanımıyla dikkat çekmektedir. Türkiye’nin milli bayraklı gemi sayısı 525, toplam gemi sayımız 1547 adettir. Bu alanda filodan daha önemli bir şey daha vardır.

O da DWT denilen tonaj miktarıdır. DWT, gemilerin taşıdığı yükün hacim olarak ifade edilmesidir. Söz konusu veriye göre yapılan sıralamada yine Panama ve Liberya gibi ülkeler lider olarak tespit edilmiştir. Türkiye, Avrupa Birliği’nin önünde 23. sırada yer almaktadır. TÜİK verilerine göre 2016 yılında Türkiye’nin dış ticaret hacminin 88’i deniz yoluyla, 10 karayolu, 0.4 demiryolu ve 0.3 hava yolu ile yapılmıştır. Kabotaj taşımacılığı 2001 yılında düşmüş, 2004 yılında ÖTVsi indirilmiş yakıt teşvikiyle artsa da çok fazla değişim olmamıştır. Şöyle ki, 2011 yılında 22 milyon ton, 2016 yılında ise 27 milyon ton taşımıştır. Bununla birlikte, ÖTV’siz akaryakıt teşvik miktarları 2016 yılında en fazla yolcu gemileri (42), balıkçı gemileri (26), römorkörler (11), kuru yük gemileri 9 ve tankerler 7 oranında teşvikten yararlanmıştır. En fazla ihracat ve transit yükleme İtalya ile olmuştur. Toplam 52 milyon ton olarak gerçekleşen bu ticaretin, 5 milyon tonu milli bayraklı gemilerle, 6 milyon tonu ise yabancı bayraklı gemiler ile yapılmıştır. İhracat toplamımız 11 milyon ton olarak kayda alınmıştır. Geriye kalan 40 milyon ton ise transit yüklemedir. Bu durumun ekonomiye etkisinin çok az olduğu görülmektedir. En fazla ithalat ve transit boşaltma, toplam 40 milyon ton ile Rusya ile yapılmıştır. Bunun 3 milyon tonu milli bandıralı, 36 milyon tonu yabancı bandıralı gemilerle olmak üzere 39 milyon ton ithalat yapılmış, 463 bin ton ise transit boşaltma gerçekleşmiştir. Milli ekonomiye katkısı aşikar olan deniz taşımacılığına dair resmi ve fiili sahada çok kafa yormamız gerektiği açıktır.

Geç kalmayalım.. Prof. Dr. Ersan ÖZ - Pamukkale Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü Başkanı Dünya Gazetesi için kaleme aldığı makaledir. Kaynak: Dünya Gazetesi

Asya-Avrupa ticaretinin yüzde 40'ı risk altında Asya-Avrupa ticaretinin yüzde 40'ı risk altında

Editör: Haber Merkezi