Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı Halim Mete, Türkiyeʹnin, dünyanın turizm devlerinden biri haline geldiğini belirterek, ˮSon 30 yılda dünyadaki turist sayısı 5 kat artarken, ülkemize gelen turist sayısı 120 kat arttıˮ dedi. Mete, Türkiyeʹnin elindeki turizm değerlerini geç kullanmaya başladığını, 1950ʹlerde ülkeye gelen turist sayısı onlarca kişiyle ifade edilirken, 1980ʹlerde 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal döneminde hareketliliğin başladığını anlatarak, geçen yıllarda turizmde altyapının öneminin anlaşıldığını ve bu alandaki yatırımlarda büyük gelişmeler kaydedildiğini dile getirdi. Yeni havalimanlarının, THYʹnin doğrudan uçuşlarının sürece olumlu katkısı olduğunu aktaran Mete, eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırımʹın 11 yıllık bakanlığı döneminde, karayollarından demiryollarına, havacılıktan denizciliğe kadar sayısız eseri ülkeye kazandırdığını belirtti. Mete, bu sayede sadece turizmde değil, birçok sektörde sıçrama yakalandığını vurgulayarak, şöyle konuştu: ˮAttığımız adımlar sayesinde Türkiye, bugün dünyanın turizm devlerinden biri haline geldi. Son 30 yılda dünyadaki turist sayısı 5 kat artarken, ülkemize gelen turist sayısı 120 kat arttı. 2012ʹde Türkiye, 37 milyon turistle dünyanın en çok turist alan 6. ülkesi oldu fakat turizm geliri sıralamasında aynı performansı maalesef gösteremedik. 30 milyar dolarlık gelirle 12. sırada yer alabildik.ˮ Dünya Turizm Örgütünün 2030 yılına kadar turist sayısının 1,8 milyar kişiye çıkacağını öngördüğüne dikkati çeken Mete, bu büyük pastadan daha büyük pay alabilmenin gayretinde olduklarını, yeni turizm trendlerinin başında da kruvaziyerin geldiğini kaydetti. ˮİzmir gerçek potansiyelini kullanamıyorˮ Eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı ve AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım ise kruvaziyer turizminin 2003-2004 gibi Türkiyeʹde başladığını, gemilerin rotalarını başka limanlara çevirdiğini, aldıkları tedbirlerle İzmirʹe yılda 600 bin turistin kruvaziyerle geldiğini anlattı. İzmirʹe yılda 1 milyon 400 bin turistin geldiğini, bunun 8 bin 500 yıllık tarihi olan, 7-8 medeniyete ev sahipliği yapmış, 4 milyon nüfuslu kent için çok mütevazi olduğuna dikkati çeken Yıldırım, gelen yabancı misafirlerin de kentte pek kalmadığını vurguladı. Kruvaziyer turizminde 2014 yılıyla ilgili Miamiʹden olumsuz haberler geldiğini ifade eden Yıldırım, ˮDemek ki her zaman Pensilvanyaʹdan gelmiyor. Bazen Miamiʹden de kötü haberler gelebiliyor ama merak etmeyin, biz bu işleri düzeltirizˮ dedi. Büyükşehir Belediyesini kazansa da kazanmasa da İzmirʹde olduğunu, son 3 ayda yaptıkları seçim çalışmalarında İzmir ile çok güçlü bağ kurduğunu belirten Yıldırım, ˮTürkiyeʹnin türbülanslı bu kadar gündemine, hükümet-muhalefet arasında meydan muharebeleri devam etmesine rağmen, muhalif İzmir beni bağrına bastı. Bu, bize sorumluluk getiriyor, İzmir için daha çok şey yapabileceğimizin ipuçlarını veriyorˮ diye konuştu. İzmirʹin gerçek potansiyelini kullanamadığını, kentin, şehir anayasasının olmadığını ifade eden Yıldırım, ˮŞehir merkezine kruvaziyer turizmi getiriyoruz, buraya yolcuları getiriyoruz, onları niye şehirde tutamıyoruz? Çünkü bir destinasyon politikamız yokˮ şeklinde konuştu. Yıldırım, şöyle devam etti: ˮŞurada kruvaziyer limanı var ama buna çok üzüldüm. Bunu konuşamadık bile, yani yanlışı varsa yanlışını da konuşamadık. Böyle bir derdimiz var. İzmirʹde iş yapmak velhasıl kolay değil. Ya İzmirbeni değiştirecek ya da ben İzmirʹi değiştireceğim. ʹDeğiştirmekʹ derken, kimsenin yaşamını, düşüncesini, yemesini, içmesini değil, İzmirʹin altyapısının, üstyapısının tamamen elden geçmesi lazım. Her türlü siyasi, ideolojik bakış açısından arındırılmış olarak, bunun yapılması icap ediyor. Başka hiç çaresi yok. Bu kadar büyük hazinenin üzerinde oturan bir şehir, bu kadar yoksulluk içinde olamaz. Bunun kabul edilebilir yanı yok. İzmirʹin büyüyen, cumhuriyetimizin 100. yılına emin adımlarla ilerleyen Türkiyeʹnin lokomotif şehri olması lazım. Muhalif direncin şehri olarak, İzmirʹe kimse görev yüklemesin. Bu, İzmirʹe iyilik değil, kötülüktür. Finansın merkezi İstanbul, siyasetin başkenti Ankara, kültür, turizm, sanatın başkenti de İzmir olacak.ˮ Yerel seçimlere 10 gün kalmasına rağmen yerel konuları tartışacak ortam bulamadıklarını kaydeden Yıldırım, ˮİş adeta referanduma, genel seçime döndü. Bu gürültüde İzmir konuları da maalesef kaynadı gitti ama sonuç ne olursa olsun, biz hazırız. Anahtar, mühür sizde. Bize mührü verdiğiniz an ʹBismillahʹ deyip işe başlarız. Vermeseniz de bir şey olmaz. Gene çalışırız, fark etmez. Bu kadar emeği boşa çıkaracak değilim. Yapacak çok şey varˮ diye konuştu. ˮGüven ve istikrarın önemi kaybedilince anlaşılırˮ Bakanlığı döneminde yaptığı hizmetleri anlatan Yıldırım, bilişim yollarında Türkiyeʹyi Afrika seviyelerinden Avrupaʹnın en ileri seviyelerine getirdiklerini ifade etti. Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı: ˮBöyle kötü amaçlarla kullanılması için yapmadık bunu. Bu, çok güzel bir imkan, fırsat. Bunu suç mekanizması gibi kullananlar olduğunu görüyoruz. Türkiye, bunların hepsini aşacak. Yanlışlardan doğruyu buluyoruz. Güven ve istikrarın önemi, değeri kaybedilince anlaşılır. 2 aydır ne kadar plan yapabiliyorsunuz? 2015-2016 için plan yapabiliyor musunuz? Türkiye, bunu hak etmiyor. Dünya, ateş çemberinden geçiyor, herkes krize sürükleniyor ama bunca olana bitene rağmen bu ülke, dimdik ayakta. Güven ve istikrarın kıymetini çok iyi bilmemiz lazım. Bundan herkes zarar görecek. Belediye başkanı olursam arsalarınız, evleriniz 1 yıl içinde iki katına çıkacak. Detay ama bilin. Şehir zenginleşecek. Şehrin zenginliğinden herkes istifade edecek. Rant üretmeyen şehir, şehir değildir.ˮ  7deniz
Editör: TE Bilisim