2002 yılında 13 bin 545 olan tersanelerdeki istihdam sayısı 2007 yılında 33 bin 480 olarak zirve yaparken, 2012 sonunda bu rakam 16 bin seviyelerine geriledi. Salı Uzakdoğu ülkelerinin gemi gemi inşa sanayilerine sağladığı finansal teşvikler ve diğer devlet destekleri Türk tersanelerini vurdu. Türkiye’ye gelen siparişler büyük ölçüde azaldı. Sektör 2008’den bu yana eriyor. 2008’de 2,6 milyar dolar olan ihracat 2012’de 819 milyon dolara düştü. 2008 yılında patlak veren küresel ekonomik kriz öncesi dikey bir ivme ile cumhuriyet tarihinin en parlak dönemlerinden birini yaşayan gemi inşa sektörü, kan kaybetmeye devam ediyor. 2002 yılından 2007 yılına kadar istihdam ve ihracat rakamlarını sürekli artıran gemi inşa sektörü, 2008’den bu yana yaşadığı düşüşün önüne bir türlü geçemiyor. 2008 yılında 2 milyar 647 milyon dolar olan ihracat rakamı 2012’de 1 milyar doların da altına düşerek 813 milyon dolara geriledi. 2002 yılında 13 bin 545 olan tersanelerdeki istihdam sayısı 2007 yılında 33 bin 480 olarak zirve yaparken, 2012 sonunda bu rakam 16 bin seviyelerine geriledi. Geçen hafta Ankara’da yapılan ‘7. Türkiye Sektörel Ekonomik Şûrası’nda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Denizcilik Meclisi tersanelerin durumunu ele aldı. Denizcilik Meclisi’nde tartışılan rapora göre “gemi inşa sanayiinde sürdürülebilir rekabet şartlarının oluşturulamaması” öncelikli problem. Avrupa’nın en büyük ve rekabetçi kapasitesine sahip olan Türkiye tersaneleri, talebin durması nedeniyle kapanma noktasına geldi. Raporda, “Avrupa Birliği ve Uzakdoğu ülkelerinin gemi inşa sanayiine sağladıkları finansal teşvikler ve diğer devlet destekleri, iç ve dış piyasadan hak edilen payın alınmasını önlemektedir.” ifadesi yer aldı,.Raporda, kötü gidişatın durması için 6 maddelik çözüm önerisi sıralandı. Buna göre rekabet şartlarının eşitlenmesi amacıyla, ihracat primi sistemi getirilerek gemi odaklı teşvik sağlanması gerektiği vurgulandı. AB’nin sektöre destek müktesebatına tam uyum sağlanıp uygulanması gerektiğinin altı çizilirken, yaşı 25’in üzerinde olan koster filosu ve diğer gemi cinslerinin yenilenmesi için kaynak oluşturulması gerektiği ifade edildi. Yerli tersanelerin, devletleri tarafından desteklenen yabancı tersaneler karşısındaki kamu alımlarına ilişkin dezavantajlarının ortadan kaldırılması istendi. Sektörde çalışanlardan muhtasar vergi ve SGK primi alınmaması talep edildi. Son olarak da tersanelere verilen kullanma izni ve irtifak hakkı sözleşmeleri süresinin 49 yıla uzatılması gerektiği üzerinde duruldu. 2008 sonrası Ereğli’deki 10 tersaneden 8’i kapandı. Deniz Ticaret Odası Karadeniz Ereğli Şube Başkanı İrfan Erdem, 6 bin civarında insana istihdam sağlayacak bir kapasitenin atıl kaldığını söyledi. Türkiye’nin Tuzla’dan sonraki en büyük ikinci tersaneler bölgesinin Ereğli’de olduğunu vurgulayan İrfan Erdem, “Türkiye’nin eskimiş olan koster filosunun yenilenmesinin” tersaneleri canlandıracağını dile getirdi. Gisan Gemi İnşa Grubu ortaklarından Vedat Parlar, Türkiye’nin Uzakdoğu ülkelerine kıyasla daha küçük tonajlı gemi kategorilerinde rekabet edebildiğini söyledi. Kore ve Çin’de tersanelere teşvik verildiğini belirten Parlar, “Tersanenin en önemli hammaddesi sac, demir, çelik. Biz mesela bin dolara alıyoruz, onlar yüz dolara alıyor. Devlet neredeyse bedava veriyor. Türkiye’nin sipariş alacağı bölge Avrupa, bu noktadaki sıkıntıların başında da teminat var. Her banka bu teminatı veremiyor. Devletin böyle bir teşviği olsa istihdam çok daha artar, çok daha fazla gemi yapılabilir. Uzakdoğu’da tersaneler işini devletten ayarlamış. Diyor ki: Yüzde 10 peşinat ver, gemin bittiği zaman gerisini öde. Bu muazzam bir şey. Hatta hiç peşinat almadan yapanlar bile var.” dedi. 7deniz
Editör: TE Bilisim