Türkiye, ithalat - ihracat hacmi ve transit aktarma limanı olması açılarından ele aldığımızda, otomobilden iş makinesine kadar, geniş bir tekerlekli araç yelpazesi için önemli bir hareket alanıdır. Paletli iş makinelerini ve çekilerek sevk edilen dorseleri de göz önünde bulundurduğumuzda, kendi kendine ve ya çekilerek yürür kargo ifadesini kullanmamız daha doğru olacaktır. Büyük üretim hacmine sahip üreticilerin, Türkiyeʹde, ağırlık olarak ihracata yönelik üretim yapmaları, Türkiyeʹnin önemli bir tüketici olması ve konumu gereği, kendi kendine ve ya çekilerek yürür kargoların komşu ülkelere aktarma noktası olması; haliyle, Türkiyeʹyi önemli ve büyük bir RORO gemisi uğrak limanına dönüştürmüştür.

Bu ve benzeri yüklerin neredeyse tamamı, RORO gemileri ile taşınmaktadırlar. Sadece global RORO hatlarını göz önünde bulundurduğumuzda, yaklaşık 12 büyük RORO hattı Türkiye limanlarına düzenli uğrak yapmaktadır. Bu hatların ayda ortalama iki sefer yaptığını göz önünde bulundurabiliriz. Dünyanın pek çok limanı ile ticari bağlantı kurma şansı elde edilebilecek, böylesine büyük bir ticari gemi filosunu, ana konusu olan, kendi kendine ve ya çekilerek yürür kargoların sevkiyatlarında kullanmanın yanı sıra, proje yükleri için de kullanmak, proje taşıması ile ilgili firmalar için büyük bir potansiyeldir. Öteden beri, RORO gemileri, statik proje yüklerinin taşınmasında kullanılan alternatif bir taşıma seçeneğidir.

Fakat proje lojistiği firmalarının, bu alternatife dikkatlerinin daha fazla çekilmesi, 2008 dünya ekonomik krizi sonrası daha etkin bir şekilde olmuştur diyebiliriz. 2008 ekonomik krizi, RORO gemilerinin, sabit proje yüklerinin sevkiyatında da çok önemli bir taşıma aracı olabileceği düşüncesinin, proje yükü taşıyan firmalar tarafından etkin bir şekilde kabul görmesinde önemli bir etken olmuştur. Aslında, bu aşamada talep biraz da armatör kanadından geldi dersek yanlış söylemiş olmayız. Krize kadar kurulmuş olan sistem, dünya genelinde araç taşıması arzını karşılayabilecek sayıda RORO gemisinin, ticari rotalar üzerinde seyir etmesi üzerineydi. Fakat kriz ile birlikte yaşanan hızlı düşüş, dolu gelip dolu giden RORO gemilerinin çok daha az yük ile seyretmelerine sebep olmuştur. Böylelikle ticari kaybı azaltabilmek için RORO armatörleri, tekerlekli kargolara göre daha detaylı operasyon gerektiren proje yüklerinin taşınmasına da sıcak bakmaya başlamışlar ve bizzat servislerini, proje lojistiği firmalarına ve direk yük sahiplerine pazarlama yolunu seçmişlerdir.

O zamana kadar, break bulk gemilerle part kargo bazında yükleme seçeneğini öncelikli olarak değerlendiren yük sahipleri ve proje lojistik firmaları, çok daha avantajlı navlunlarla sunulan bu servisi, hızla benimseyip önemli bir alternatif haline getirmişlerdir. RORO gemileri ile proje yükü taşınması icin en önemli ekipman RORO gemilerine ait alçak dorselerdir (roll treyler). Bu roll treylerler, konteynerlerde olduğu gibi standart ölçülere sahiptirler. Proje yükleri, roll treyler üzerine yüklenip sabitlenir ve gemiye çekilerek yüklenir. Ayrıca, bazı proje yükleri, belli tonaja kadar forkliftler ile elleçlenip roll treyler yardımı olmadan da gemiye yüklenebilmektedirler. Elbette ki RORO gemisinin iç güverte yapısı, rampa kapasitesi ve kapı giriş yüksekliği ayrıca roll treylerlerin taşıma kapasitesi gibi etkenleri göz önünde bulundurduğumuzda, RORO gemileri her türlü proje yükünün taşınması için elverişli değildir. Kafamızda daha net bir resim oluşturabilmek adına, yaklaşık rakamlarla bildirecek olursak, RORO gemilerinde, 120 tona, 25m uzunluğa, 4,60m yüksekliğe ve 4,5m genişliğe kadar tek parça sabit proje yükleri, roll treyler üstü taşınabilir. Proje lojistiği hizmeti veren bir firma için, detaylı gemi programlarına rahatlıkla ulaşabilecekleri, dünyanın pek çok limanı için hizmet verebilecek böyle bir taşıyıcı potansiyeli, büyük bir avantajdır.

RORO gemileri liman operasyonları kısa süren gemilerdir. RORO armatörleri, gemiye yüklenmeye hazır halde roll treyler üstüne sabitlenmiş yükün, gemiye çekilerek yüklenmesi ve gemiden boşaltılmasından sorumludurlar. Bu yüzden armatörün en büyük beklentisi, gemi limana vardığında, yükleyeceği tüm yüklerin, yüklemeye hazır olmasıdır. RORO gemisine yüklenmeyi planlanan proje yükleri gemi gelmeden önce liman girişleri tamamlanmış, roll treyler üzerine yüklenmiş ve armatörün şartları doğrultusunda sabitleme işlemleri tamamlanmış olmalıdır. Ayni şekilde ithalat gelen roll treyler üstü yüklerin gemiden tahliye edildikten sonra hızlı bir şekilde roll treylerden boşaltılıp, roll treylerin boşa çıkarılması armatörler için oldukça önemlidir. Proje lojistiği firması bu asgari şartları yerine getirdiğinde, bu taşıma şeklini etkin bir şekilde kullanma şansı yakalayacaktır. Bununla birlikte proje yükü, armatör için de oldukça kazançlı bir yük olacaktır.

RORO armatörleri, proje yüklerini, tekerlekli yüklere göre daha karlı navlunlarla elleçlemektedirler. Belli tonaj ve ölçülere kadar proje yükleri için rekabetçi navlun yakalama şansı sağlayan RORO gemileri ile proje yükü taşınması seçeneği, proje yükü taşıyan lojistik firmaları ve gerçek alıcı/yükleyiciler için önemli bir alternatif taşıma seçeneği ve armatörler için de karlı bir taşıma şeklidir. Ayrıca değeri yüksek kargoların, hasar riskinin düşük olması ve break-bulk taşımalarına nazaran transit sürenin güvenilirliği, bu taşıma şekli için avantaj yaratan diğer unsurlardır.

Proje yüklerinin RORO gemileri ile taşınması seçeneği, her gecen gün bilinirliği ve elleçlenen yük miktarı artan bir taşıma şekli olmuştur. Yakın gelecekte, bu artışın devam edeceğini ve RORO armatörlerin proje yükü konusunda da gelişim yaşayacaklarını düşünmek, uzak bir ihtimali akla getirmek değildir. Bu artış, gelecekte, RORO gemilerinin dizaynlarında dahi yeni yaklaşımları beraberinde getirebilir.

Editör: TE Bilisim