500.000 TEU’luk kapasiteye sahip olan Port Akdeniz Limanı, 2013 yılını yaklaşık 220.000 TEU ile kapattı. Kapasitesinin yarısını bile kullanamayan liman, şu anki personel kadrosu ve ekipman parkı ile çok rahat bir şekilde hizmetlerini sürdürmekte. Türkiye’nin gelişme potansiyeli en yüksek limanları arasında ilk sıralarda yer alan Port Akdeniz, kruvaziyer limanı, konteyner limanı, dökme yük ve marinayı içeren çok amaçlı bir limandır. Türkiye turizmi ve ticareti açısından hızlı bir gelişim gösteren ve her yıl milyonlarca yabancı turisti ağırlayan Antalya’da, 136 bin m² alan üzerine kurulan Port Akdeniz Limanı, İzmir-Mersin arasındaki yaklaşık 700 deniz millik kıyı şeridi üzerinde, en büyük organize merkez olma özelliğini taşımaktadır. 11 adet rıhtımı ile hizmet veren limanın son dönem faaliyetleri ve gelişmeleri üzerine bilgi almak için görüştüğümüz Port Akdeniz Antalya Limanı Genel Müdürü Özgür Sert,  sorularımızı yanıtladı. Her Yönüyle Port Akdeniz Antalya Limanı Port Akdeniz Antalya Limanı’nın çok amaçlı bir liman olduğunu biliyoruz.  Öncelikle hizmetleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz? Port Akdeniz-Antalya Limanı, tek bir iskeleden oluşan ve sadece belirli tip yüklere hizmet verebilen birçok limanın aksine, tam anlamıyla bir limandır. Yolcu gemilerine, konteyner gemilerine, dökme kargo gemilerine, genel ve proje kargo gemilerine, askeri gemilere, tanker gemilerine ve motor yatlara 11 adet rıhtımı ile hizmet vermektedir. Bununla birlikte mermerinden, yaş meyve sebzesine, rulo kağıdından, orman ürünlerine kadar, her türlü yükün limanımız içinde elleçlemesi yapılmaktadır. Limanın bölgedeki trafiği rekor derecede artırması çok konuşulmuştu. Kuruluştan bugüne kadar yaşadığınız değişimler neler oldu? Başarı, tamamen bir ekip çalışmasının sonucudur. Bu bağlamda işe öncelikle, saha ve idari kısımdaki personel kadromuzu neredeyse tamamen yenileyerek başladık. Türkiye’nin limancılık alanında gelişmiş hemen her bölgesinden işinin ehli personeli kadromuza kattık. Personel yatırımımız 2014 yılında da devam edecektir. Bununla birlikte Antalya Limanı’nın eskiden kalma zihniyetini de; Antalya, Isparta, Burdur, Denizli, Konya ve Afyon gibi, ithalat ve ihracatlarını limanımızdan gerçekleştiren neredeyse bütün firmaları yerinde ziyaret ederek, liman işletmemizi ve yönetim anlayışımızı kendilerine anlatarak yaklaşımımızın artık müşteri odaklı olduğunu ifade ettik. Takip eden süreçlerdeki duruşumuzla da ne kadar tutarlı olduğumuzu kanıtlamış olduk. Halihazırda devam eden altyapı ve ekipman yatırımları ile müşteri memnuniyetini de en üst seviyeye taşımayı başardık. Kuruluşta mikro düzeyde iyileştirmeler yapıldığını biliyoruz fakat limanın kapasitesi bu sıradışı yoğunluğa cevap verebildi mi? Şu anki kapasite durumunuz nedir? Limanımızın kapasitesi 500.000 TEU’dur ve 2013 yılını yaklaşık 220.000 TEU ile kapattık. Yani henüz kapasitemizin yarısını bile kullanamamaktayız. Şu anki personel kadromuz ve ekipman parkımız ile çok rahat bir şekilde hizmet verebilmekteyiz. İhracatçılarımıza destek olabilmek amacıyla 7 gün 24 saat ve herhangi bir ekstra ücret almadan, liman dolum/boşaltım ile gemi hizmetlerini liman işletmemizde veriyoruz. İhracat olacak dolu konteynerler için sahalarımızda yeterli serbest süre imkanı da tanıyoruz. Ancak haftanın her gününe eşit dağıtılmayan yüklemeler, evrak ve ödemelerin yetiştirilememesi, nakliye kaynaklı sıkıntılar, depolardan gönderilen taşların karışık olması vb. birçok sebepten dolayı haftanın sadece birkaç günü zaman zaman yoğunluk yaşanmaktadır. Zaten bu durumun da, liman işletmesinin kapasitesi ve yeterliliğiyle hiçbir ilgisi yok. Liman içi operasyonlarda maksimum seviyede verim prensibiyle çalışıyorsunuz. Makro düzeyde yaptığınız çalışmalardan da söz edebilir misiniz? Ticaret odaları, ihracatçı birlikleri, dernekler, sivil toplum örgütleri, üniversiteler, basın yayın organları, resmi kurum ve kuruluşlar ile sürekli temas halindeyiz. Antalya’mız ve bölge ticareti konumuz olduğu için, bu noktada birlikte hareket etmeye özen gösteriyoruz. Bununla birlikte sportif, kurumsal ve sosyal organizasyonların da hemen hepsinde mümkün olduğunca yer almaya çalışıyoruz. Liman, konumu itibariyle sadece Antalya ilini değil çevre ildeki pek çok sanayi ve turizm merkezlerini de hareketlendirmiş olmalı. Kesinlikle öyle. Özellikle Isparta ve Burdur illerimizin hareketleri, gözle görülür seviyede arttı. Çünkü hemen yanı başlarında yer alan Port Akdeniz-Antalya’dan, dünyanın bütün noktalarına ihracat yapabilme imkanları var. Eskiden sadece 3 adet konteyner armatörünün konteynerleri limanımızda elleçlenirken, 2013 yılı sonu itibariyle bu sayı 10’a ulaşmıştır. Üzerinde durduğunuz en önemli konulardan biri de kruvaziyer turizmi. Bu konuda mevcut durumu ve gelecek planlarınızı anlatabilir misiniz? Bildiğiniz üzere kruvaziyer turizmi, bir bölge için oldukça önemlidir. Çünkü kruvaziyer gemi ile gelen yolcular, herşey dahil otel konseptindeki turistlerden farklı olarak, daha üst seviye bir profile sahiptir. Geldikleri bölgeyi gezmeyi, alışveriş yapmayı, restoran/cafelerde yeme-içmeyi severler ve gittikleri bölgelere yüklü miktarda döviz bırakarak, bölge esnafı ve ticaretinin gelişimine büyük katkı sağlarlar. 2013 yılı itibariyle toplam 170 bin kruvaziyer yolcusu limanımızdan geçti. Gerçekleştirmiş olduğumuz yatırımlar ve yoğun yurtdışı tanıtımları ile 13 bin kruvaziyer yolcusundan bu noktalara kadar geldik. 2011 yılında, Seatrade Cruise Shipping Convention’da “En İyi Gelişme Gösteren Terminal Tesisleri Ödülünü” de alarak başarımızı, tüm dünya genelinde tescillemiş olduk. 2014 yılının ilk yolcu gemisinin gelişi öncesinde, yeni yatırımlarımız da halihazırda devam etmekte olup, ödül almış olan yolcu terminalimizi çok daha şık bir hale getirmiş olacağız.  ‘İhtisas gümrükleri sorununun çözümü şart!’ Antalya’da ihtisas gümrüklerinin bulunmaması bölgenin önemli ihtiyaçlarından biriydi ve siz bazı ihtisas gümrükleri için girişimlerde bulundunuz. Son durum nedir? Doğrudur, ihtisas gümrükleriyle ilgili çalışmalarımız devam etmektedir. Çünkü bu konu, bölge ticaretinin şekline yön verecek çok önemli bir husustur. İhtisas gümrüklerinde öngörülen değişikliklerin gerçekleşmesi durumunda, Antalya ilimizin ticaret hacmi doğrudan etkilenecek ve büyüme yönünde eğilim gösterecektir. Bildiğimiz gibi Antalya ilimizin ihracatı, ithalat oranından çok daha yüksektir. Bu noktada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, limandan dolu ihraç edilen konteynerlerin geriye boş olarak gelmesi ve bu bağlamda Antalya’ya uğrak yapan konteyner armatörleri de ihracat navlunlarını, boş gelen konteynerlerin navlunlarını da ekleyerek hesap etmektedir. Bu durum, ihracatını Antalya’dan yapan sanayicilerimize maliyet olarak yansımaktadır. Akdeniz Bölgesi’nde ithalatı belirli bir sevide arttırmak, ihracatın da önünü açacaktır. Navlun fiyatları buna bağlı olarak düşecek ve ticaret hacmi genişleyecektir. Bölgenin ticaret hacminin genişlemesi, doğru orantılı olarak bölgede istihdamı da arttıracaktır. Ayrıca şu anki mevcut durumda diğer bölgelerden ithal edilen bu ürünlerin Antalya’ya ulaşması ayağında ekstra taşıma maliyetleri oluşmakta ve bu durum dolaylı yoldan karayolu trafiğine de zarar vermektedir. Bu noktada öngörülen, ithalatı arttırmak gibi gözükse de aslında var olan mevcut ithalatı, diğer bölgelerden, buna daha çok ihtiyacı olan Akdeniz Bölgesine kaydırmak temel hedeflenen konudur. Antalya Deniz Ticaret Odası, Antalya İhracatçılar Birliği, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası, Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı, Gümrük Müşavirleri Deneği ve Port Akdeniz-Antalya Limanı olarak, ihtisas gümrükleri sorununun çözülebilmesinin, Antalya ilinin mevcut kapasitesini arttıracağı konusunda hemfikir. Batı Akdeniz Gümrük ve Ticaret Müdürlüğü ve Antalya Havalimanı Gümrük Müdürlüğü’nün mobilya, tekstil, porselen ve seramikten sofra ve mutfak eşyası konusunda “ihtisas gümrüğü” olarak belirlenmesi konusunda gerekli düzenlemelerin acil olarak yapılması önem arz etmektedir. Antalyaʹnın turizm kadar önemli yanlarından biri de ülkenin yaş meyve ve sebze üretim merkezlerinden birisi olması. Bu konuda bölgeye Port Akdeniz olarak ne gibi avantajlar sağladınız? Bu konuda inanın çok çalıştık. Yaş meyve sebze ihracatının gerçekleştiği Reefer(Soğutmalı) konteynerler için, limanımıza çok büyük alt yapı yatırımları yaptık. Bu konteynerleri taşıyacak olan gemiler için yanaşma ve operasyon önceliği tanıdık. Limanımızda bu yüklere verilen hizmetler için, tarifemizin neredeyse 1/3’i fiyatlar vererek, Türkiye’deki en düşük tarifeyi sunarak, bu işin hayata geçebilmesi adına büyük destek olduk. Aynı şekilde limanımıza uğrak yapan MSC ve ARKAS armatörleri de büyük çaba harcayarak, bu işe özel ilave gemi seferleri koydular. Bu büyük çabaların sonucunda konteyner gemileri ile YMS ihracatı nihayet limanımızdan başladı, ancak henüz istenilen seviyelerde değil tabi ki. Firmaların zamanla, çok daha ucuz, çok daha modern ve ürünlerini kaliteli bir şekilde bozulmadan gönderebildiği denizyolu taşıma şekline geçerek, bu işin oturacağına inanıyoruz. Tüm dünya, daha modern ve ucuz olan bu yöntemi kullanıyor zaten. Bunca yoğun bir bölgede şüphesiz en önemli sorunlardan biri de depolama alanlarının ihtiyaca cevap verebilmesidir. Bu konuda Port Akdenizʹin durumu nedir? Bu hususta maden ihracatçılarımıza destek olabilmek amacıyla, çok büyük bir yatırım ile 2013 senesinin ilk çeyreğinde, limanımızın hemen yanındaki 20 dönümlük sahayı ıslah ederek; vinç, forklift, kantar,  ekipman ve personel yatırımı yaparak, blok/kasalı/bundle mermer depolama alanı haline getirdik. Şu an 2,6(dolar)/Ton+Kdv gibi bölgedeki en düşük fiyat ile ihracatçılarımıza 7/24 depolama hizmet vermeye devam etmekteyiz. 7DENİZ DERGİSİ- MART-NİSAN 2014 RÖPORTAJI/Çilem Kocamış
Editör: TE Bilisim