Şubat 2013ʹten itibaren tekne imal etmeye başlayan Ogem Marine, ilk olarak Yüzüncü Yıl Üniversitesi için yaklaşık 4 buçuk ayda biten, 16,5 mʹlik eğitim, gezi, araştırma ve kültürel faaliyet teknesi inşa etti. Ogem Group, 2014’te tekne imalatına ağırlık vermeyi planlıyor. Ogem Group, 2003 yılında denizciliğe gönül verenlere ve sektörde çalışan profesyonellere hizmet vermek amacıyla kuruldu. 2012 yılına kadar bu şekilde devam eden firma, Ocak 2012 ‘de OGEM MARINE A.Ş. olarak faaliyetlerini sürdürme kararı aldı. Ağırlıklı olarak tekne temsilciliği yapan şirket, ithal teknelerin Türkiyeʹye satışı sonrası servis hizmetini de sağlıyor. Şu anda İstanbul’da ve İzmir’de teknik servis ağı mevcut. Malzeme temini faaliyetlerini de tamamen durdurmak üzere olduklarını ifade eden OGEM MARINE A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı M.Murat Özdil, bunun en büyük etkeni olarak bayilere finansör olmalarını gösteriyor. Firma şu anda ithalat ve servis kısmı ile ön plana çıkmakta. Bunun yanı sıra kurumsal olarak bazı firmalara özel eğitimler sağlıyor. Şubat 2013ʹten itibaren tekne imal etmeye başladıklarını beliten Özdil, şu ana kadar yaklaşık 4 buçuk ayda biten bir tekne imal ettiklerinin bilgisini verdi. Yüzüncü Yıl Üniversitesi için 16,5 mʹlik eğitim, gezi, araştırma ve kültürel faaliyet teknesi adı altında yapılan bu tekne, Türk Loydu ile birlikte inşa edildi. Çok keyifli bir tekne olduğunu, bunun seri imalatının da olabileceğini fakat piyasadaki değişkenliğin yat sektörünü direkt etkilediğini belirten Özdil; “Özellikle beyaz yakalı diye tabir edilen, iyi geliri olan insanların iş kayıpları, maaş almada zorluklar yaşamaları gibi sebepler onları denizcilik ve yatçılık sektöründen uzaklaştırdı. Geçen yıl 100 ve 300 bin euro arasındaki müşteri kitlesi kayıptı. Bu yıl skala daha da değişti ve 500 bin euro üstüne çıktı. Benim görüşüm yeni tekne satışlarında, 2014 yılında 100-150 bin euroʹluk Ortadoğu tekne satışı 30-40 civarını geçmez. Ya 500 bin euro üstü ya da 50 bin euro altı tekne satışları gerçekleşir.” dedi. Şu anda genel olarak Avrupa’da ve Türkiye de krizlerin yaşandığını ve bu krizlerin direkt olarak tekne fiyatlarını etkilediğini aktaran Özdil; ˮAvrupaʹdan ve Türkiyeʹden çıkan ikinci el tekneler, yeni tekne satışlarını etkileyecek. Yani 100 bin euroʹya alınan bir tekne sonrasında 50 bin euroʹya satılacak. Piyasaya baktığımızda şu sonuç çıkıyor; 2014ʹte tekne ithalatçılarının yanı sıra brokerlerin işleri dahi zayıflayacak. Çünkü herkes kendisi gidip tekne almaya başladı. Neredeyse kimse brokerler üzerinden alım gerçekleştirmiyor.” açıklamasında bulundu. Tekne imalatında 24 metreye kadar izinleri olduğunu belirten Özdil, her türlü şekilde çalıştıklarını ifade ederek şöyle devam etti: “Epoksi lamine, direkt fiber kalıp dökümler ya da polyester olarak 24 metreye kadar tekne imal çalışmaları yapıyoruz. Şu anda 54 fitlik hazır bir projemiz var. 7 metrelik 2 model çalışıyoruz. Yaz sezonu için, 7 merelik, haftasonu ya da günü birlik çalışacak tekneler yapıyoruz. Fiyatlarda 50 bin euroʹyu geçmiyoruz. Amacımız,  herkesin alabileceği ve keyifle kullanabileceği küçük boy tekneler yapmak. Bunların dışında VİP segmentinde, temsilciliğini yaptığımız ve satışlarına devam ettiğimiz Scorpion ve Solemar markaları var. Bu markalar pazarda kendini kanıtlamış ve tanınmış markalardır. Bir de henüz tanıtımını gerçekleştirmediğimiz ve yavaş yavaş piyasaya süreceğimiz yelkenli teknelerimiz olacak.ˮ Türkiyeʹde marina fiyatları çok pahalı, bu durum tekne sektörünü de etkiliyor 2014ʹte tekne üretimlerini arttırmayı hedeflediklerini belirten Özdil; ˮAçıkçası teknesi olmayan kalmasın istiyoruz. Buradaki en önemli husus, ucuz tekne belli bir yere kadar fiyat olarak önemli fakat diğer yandan da bu tekneleri koyacak yer problemi baş gösterdi. Örneğin 7 metrelik bir tekneye sahip olan bir kişinin, teknesini uygun fiyata bağlayacağı bir marina problemi var. İstanbulʹda marina kirası için vereceği en ucuz rakam şu an 2 bin 703 euro civarıdır. Dolayısıyla bu durum tekne alımlarını da etkiliyor. Marina kiraları Türkiyeʹde gerçekten pahalı, İstanbul ise Avrupaʹdan daha pahalı durumda. Marina sayımız çok az. Marina fiyatlarının düşmesini sağlayacak tek çözüm ise marina sayılarının artması olur. Devlet desteği sağlanıp yap- işlet -devret usulü ile teşvik edilip arttırılırsa, o zaman tekne fiyatları düşer. Ayrıca marina, bayrak ve gümrük sorunlarının önü açılmalı. Hala çözülmemiş bir bayrak problemimiz var. Bu sorunlar çözüme ulaştırılmazsa denizciliğimiz gelişmesi sekteye uğratılmış olur.ˮ dedi. Neden bir yat firması TÜRKQUALİTYʹde yer almasın? Türkiyeʹdeki firmaların Ar-Geʹye çok fazla yatırım yapmadığını dile getiren Özdil, firmalara, yurtdışında marka olup satış yapmak isteyen ve Türk markasını dünyaya tanıtmak isteyen firmaları teşvik etmek için destek sağlayan TÜRKQUALİTYʹe başvurmalarını önerdi. Bir yat firmasının da TÜRKQUALİTYʹde yer alabileceğinin belirten Özdil; ˮİstedikleri en önemli iki kriter; süreklilik ve yurtdışında da bir branch office açılmasıdır. Ondan sonrasında zaten devlet yardımcı oluyor. Biz gemi işletmeciliğinde technical management kısmına ağırlık verdik. Amacımız burada ilk etabı kurup, hazırlayıp uluslararası bir şekilde gemi işletme işinde yoğunlaşmak. Aynı şekilde biz bunu yatlar ( yacht management) içinde vermeyi düşünüyoruz. Şu an işletmesini yaptığımız yakalaşık 10-12 gemimiz var. Bu sayıyı 2014ʹün bitimi veya 2015ʹte minimum 30 gemiye çıkarmayı hedefliyoruz. Şu an için daha çok yabancı firmalarla çalışıyoruz.ˮ dedi. Denicilik piyasasında bir çan eğrisi var Denicilik piyasasında bir çan eğrisi vardır ve 7 yılda bir develüasyona girer diyen Özdil, sektörle ilgili şu değerlendirmede bulundu: ˮBiz, şu an iyi tarafı son bölümündeyiz. Benim ön görüm, önümüzde yaklaşık 2-3 yıl sonra aşağı düşüş yaşanacak. Bu aşağı düşüş esnasında, yaşayan şirketlerin hepsi tahmin ediyoum 2016ʹının ortasından sonra yükselişe geçeceklerdir. Şu an amaç zarar etmeden ve karlılığı da çok düşürmeden ayakta kalabilmek. Bu 2 buçuk yılda navlunlarda da bir yükseliş olmasını beklemiyorum. Yeni inşaalara baktığımız zaman, küçük tonajlı konteynerde bir yoğunluk yaşanıyor. Ticaretin yönü değiştirilebilir. Bunu da zaman içerisinde göreceğiz. Tahminimce 2014 düşüşe geçecek. Ayrıca denizciliğimizin bu kadar zayıf olduğu ülkemizde, yılda 6-7 boatshow yapılmasını yanlış buluyorum. Bu kadar boatshowu kaldıracak ne bir firma, ne de bir alıcı var. Denizclik sektörünün geleceği adına ortak paydada buluşup herkesin faydasına olacak şekilde kararlar alınması gerekiyor. Biraz daha spesifik, herkesin kendi işini yapabileceği bir yerde yürümek, en azından ileriye dönük olmanın bizlere artısı olacaktır.ˮ diyerek 2014’te ikinci el piyasasının çok hareketli olacağına da dikkat çekti. 7deniz Dergisi Ocak-Şubat/ Röportaj-Çilem KOCAMIŞ
Editör: TE Bilisim