Hepinizin malumudur, bilhassa Kuzey ülkelerinde bir nevi bayram geleneğidir, Kasım ayının sonuyla birlikte şehir merkezlerinde, belediye saraylarının bahçelerinde, turistik mekanlarda hatta işlek caddelerin kenarlarında rengarenk, insanı kendine çeken pazarlar kurulur, esnaf ve halk buradaki tezgahlarda soğuk havaya rağmen her akşam “Noel hâlet-i rûhiyesi” içinde sıcak bir ortamda buluşurlar. Tezgâhlar rengârenktir, çeşit çeşit şekerlemeler, tarçınlı özel hamur işleri, kırmızılı, beyazlı Noel Baba ve kar temalı envai çeşit noel süsleri, hatta atkılar bereler vesaire ne ararsanız bulursunuz. Akşamları da ışıklarıyla sizi kendine çeker bu mekânlar ve bir şey alacak olmasanız da yolunuz buraya düşerse tezgâhlara bakarak belki bir kupa sıcak çikolata eşliğinde hoş vakit geçirirsiniz. Bu girizgâhtan sonra aklınızda beliren soruya hemen cevap vereyim; hayır, bu köşede seyahatname yazmaya karar vermedim. Noel falan kutlamaya da heves etmiş değilim. Ama yukarıda tasvir ettiğim hâlet-i rûhiye şu an aynen koster piyasalarındaki armatör ve brokerler için de geçerli. Güzel, rengarenk bir pazardan geçiyorlar, nereye baksalar yüzleri gülüyor, her “tezgahta” ilgilerini çeken bir şeyler var ama bir yandan da “Bayram elbet bitecek, peki bu tezgâhlar burada kalacak mı? Keşke biraz daha sürse bu güzel zamanlar…” diye endişe ve melankoli içindeler. Bunu anlamak da çok kolay aslında. Karadeniz ve Doğu Akdeniz’de işler birden bire o kadar iyileşti ki, sevinçle birlikte bir “nazar değecek” endişesi hâsıl olması normal. Karadeniz’den tek ayaklı yük çıkışlarında ton başına konuşulan navlunlar, yaz aylarına göre yüzde 30-40 artmış durumda. Eskiden Doğu Akdeniz’den yakıt parasını ancak çıkartacak navlunlar elde edilirken, en son geçen haftalardaki bağlantılarda işletme masraflarına tekabül eden bağlantılar göze çarpmakta. Kuzeybatı Avrupa’da da tam bir patlamadan bahsediliyor. Noel arifesinde yüklerini kaldırma telaşı içerisindeki kiracıların, armatörlerin insafına kaldıkları rapor ediliyor. Burada da günlük getiriler üst üste 2 aydır her hafta 100 avro artarak seyretti. Bunlar inanılmaz gelişmeler ve herkes daha fazla sürmesini istiyor. Kimi armatörler, daha sürecek beklentisiyle zaman kiralarında (time charter) artışlar yapmakta, kiracılarından daha fazla gündelik gelir talep etmekteler, kiracı konumundakiler de bunun ne kadar sürebileceğini, “pazar yerine birden kar yağıp esnafı kaçırırsa” zarar edip etmeyeceklerini hesaplamaya çalışıyor. Ben de bir önceki yazımda hissettiğiniz temkinli iyimserliğimi sürdürmekteyim. Önce iyimserliğimi izah edeyim: Karadeniz’de Rusya’nın tahıl hasadı 100 milyon tonu aştı ki bu son yılların rekoru. Ukrayna’nın tahıl hasadı ise 62 milyon tonu bulmuş durumda, hem buğday hem mısır burada da rekor kırmış vaziyette. Zaten Karadeniz’de şu an tahıl çıkmayan yer yok gibi. Öte yandan çelik yüklerinde kıpırtı beklenmekte. Rusya ve Ukrayna’nın biraz da çelik ihracatlarındaki durgunluk yüzünden sanayi büyümeleri düşük seyretmekte. Yine de İspanya ve İtalya’da iyileşme başlarsa -ki böyle umuluyor- Karadeniz çeliklerine akacak yeni mecralar açılabilir. Çünkü bu ülkeler iç talep eksikliğinden kapasitelerini ihracata yöneltmiş durumdalar. Orta ve Batı Akdeniz’de Cezayir ve Libya’nın inşaat malzemeleriyle ilgili talepleri bazı uzmanlara göre 2014’te yüzde 7 ila 9 artabilir. Zaten Batı’daki çimento ve inşaat çeliği bölgedeki navlunları genel olarak ortalamanın üzerinde tutmaktaydı. Aynı durum Batı Afrika’nın Avrupa talebi için de geçerli. Kaldı ki Batı Afrika’daki petrol ihracatçısı ülkelerin büyümesi muazzam bir hıza ulaştı. Kuzeybatı Avrupa’da, ekonomide bu aralar İngiltere’nin yıldızı parlıyor. İrlanda’yla birlikte 67 milyon nüfusa sahip bulunan bu bölgede büyüme de AB’den bağımsız olarak yükselmeye başladı. Dolayısıyla, Baltık’tan ve Kontinant Bölgesi’nden buraya akışlar hızlanıyor.  Temkin kısmına gelirsek… Yazımın başında aktardığım endişelere ben de katılıyorum. Tamam, bir şeyler iyiye doğru değişiyor fakat 2011 sonunda Yunanistan krizi patlamadan önce de benzer bir tırmanış görüyorduk. Bölgede Suriye’de, Libya’da, Mısır’da, hatta bazen Tunus’ta hala patlamaya hazır bombalardan bahsediliyor. İran ile olumlu bir yöne girilmiş olunabilir, Türkiye ile Irak’ın bir yakınlaşması da söz konusu ama bunların koster ticaretine etkisi tamamen dolaylı olacaktır. İsterseniz paranoya deyin, genel itibariyle Avrupa Birliği krizden çıkarken, birliğin doğudaki komşuları yani Balkanlar ve Rusya’da artçı şoklar hissedilmekte. Ama her şeye rağmen, güzel bir dönemden geçiliyor ve umalım ki sonu da hayırlı olsun. ISTFIX olarak 2014’ün tüm denizcilere huzur, sağlık ve yıllardır özledikleri bereketi getirmesi dilekleriyle… ISTFIX’de Kasım sonu itibariyle 2-4 bin DWT gemilerin bölge ortalaması olarak günlük gelirleri (TCE) 2.100 doları, 4-6 bin DWT gemilerin geliri de ortalama 3.200 doları aşmış bulunuyor. Daha büyük tonajda, 6-8 bin DWT gemiler günde 4.400, 10.000 dwtlik büyük kosterler ise 6.300 dolar kazanabilmekteler. Bu durum Eylül sonuna göre ortalama yüzde 25’lik gelir artışına tekabül etmekte. 7deniz
Editör: TE Bilisim