Görünen o ki büyük ve önemli komşumuz Rusya’nın son günlerdeki yürüttüğü politika, birçok Avrupa Birliği ve Amerikan firmaları için büyük bir risk taşıyor. Yaz bitmeden eğer başka bir orta yol bulunmaz ise bazı büyük firmalar ve şirketler, operasyonel varlıklarını bir gecede yitirecekler ve birçok kalifiye iş gücü aniden kendini işsiz bulacak. Rusya bu oyunu elindeki gaz ve doğal kaynakları ile gerçekleştirecek ve Amerika bu sefer de “Bildiği Oyunun” dışında başka bir oyun sahneye koyamadığı takdirde çaresiz kalacak. İngiltere, Amerika birlikte hareket ederek başta Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere Suudi Krallığı, Kuveyt ve Kuzey Irak’ın çok büyük ve ciddi hızlarda büyümesi için çaba sarf edecek. Bu bölgenin yıldız devleti olan Katar, hem askeri üsler hem de finansman konusundan dolayı batının vazgeçilmez lideri durumunu devam ettirecektir. Asya tarafında Hindistan ve Çin’in farklı yapıdaki adası MACAU için de aynı şeyler geçerlidir. Paralı Asya şirketleri için MACAU oyun alanları, Hong Kong ise finansal kaleleri, Hindistan gibi ülkeler de alt yapı ve hizmet kısmını oluşturan öğeler. Önemli dengeler oluşmuş durumda, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri şu an İran’ın Amerika baskısında olan çok ciddi bir sermayeyi dünya tüketimine 2008 yılı krizinden sonra açmış durumda. Çinli parasını Amerika’dan çekerse ortaya çıkacak kaosu sizler düşünün. Türkiye izin verildiği ölçüde Katar ve İran’ın desteği ile işleri yürütüyor. Türkiye’deki vergisel uygulamalar, gelir uçurumları, politik kayganlığı, hukuk sistemindeki güvensizlik, Türkiye’yi yatırım yapılacak ve merkez oluşturulacak ülkeler sıralamasında listenin sonuna itiyor. Polonya başta olmak üzere Doğu Avrupa ülkeleri ve Romanya ile Bulgaristan, ayrıca bundan sonra Ukrayna’yı da katarak Avrupa Birliği’nin üretim ve hizmet adresi oluyor. İtalya, geleneksel devlet teşvikinden ve tarihi Roma İmparatorluğu’nun mirasından dolayı ekonomisini kontrol edebiliyor ama o da servisten çok üretim bazında başarılı. Servis konusunda Filipin ve Hindistan şu an dünya birincisi. Ev dadısından gemi adamına kadar meslek lisesi seviyesinde teknolojik tüm insan gücünü dünyaya bu iki ülke sağlıyor. İngiltere, eskiden olduğu gibi sessiz ve derinden giderek tüm dünyadaki üretim sisteminin başındaki bir ülkedir. Amerika İngiltere’yi her konuda destekliyor ve dünyayı İngiltere perde arkasından yönetiyor. İngiltere ve Amerika ile birlikte parsellediği Ortadoğu dengelerinde başka süper güçlere yer açmıyor. Rusya ve Çin’i mümkün olduğu kadar uzak tutuyor. Biraz da olsa Japonlara bu bölgede yer veriyor. Kuzey Irak’taki federal yapı, Türkiye için evdeki hesabın çarşıya uymadığı bir görünümde, ticari gerekçelerle bir suskunluk hakim. Türkiye’nin yakın gelecekte toprak bütünlüğünü riske sokacak ekonomik ve politik oluşumları beraberinde taşıyacak ve iki önemli güç desteği burada kendini gösterecektir. Türkiye’nin bugünkü yönetiminin Amerika ve İngiltere’nin kontrolünden çıktığı belirsiz bir bölge olduğu ve Kuzey Irak gerek ekonomik hacim olarak gerekse batı ile iş birliği açısından avantajlı duruma gelmiş bulunmaktadır. Katar ve İran fonlaması yavaşladığı veya kesintiye uğradığı an Türkiye’de Yunanistan’ın 5 katı büyüklüğünde bir kriz olacağı konusunda herkes bir ağız birliği yapmış durumdadırlar.  Türkiye bu belirsiz ortamda ne yapmalıdır?  Her şeyden önce yasaları ve uygulamaları güvenli, yatırım cazibesi olan bir ülke konumunda olmalıyız. İşsizliğimizi azaltmak için nüfus kontrolü ve insan bazlı servis sağlayan iş gücü yaratmalıyız. Tarıma ve hayvancılığa, üretim ve rekabete dayanan sistem geliştirmeliyiz ve de en önemlisi turizm gelirlerini arttırıcı yatırımları ve güveni yaratmalıyız. Turizme gelince; Türkiye’nin bulunduğu Ortadoğu coğrafyasında savaşlar, çatışmalar, iç harpler Afganistan’dan başlayarak Irak, Suriye, İsrail, Lübnan, Mısır, Filistin’i içine alan bir bölgede devam ediyor. Bunun etkileri ülkemizde de kendisini gösteriyor. Tüm bu olumsuz etkilere rağmen turist ülkemizi tercih ediyor.  2013 yılında ülkemizi 39.226.226 turistin ziyaret ettiği ve 32.310.425 milyar USD bir turizm geliri bıraktığı resmi kaynaklarca açıklandı. Bir önceki yılın (2012) rakamlarına göre 2013 yılında gelen turist sayısında 2.762.305, turizm gelirlerinde de 3.303.421 milyar USD bir artışla ülkemiz çok önemli bir gelişme gösterdi. Bu gelişmenin tek istisnası turizm yelpazesi içinde yer alan kruvaziyer turizmi de ülkemiz, bırakın gelişmeyi 2013 yılı içinde bir önceki yıla göre yüzde 4.3 oranında gerilediğini görüyoruz. Çünkü mevcutların dışında yeni olarak ne yanaşılacak iskele ne de konaklayacak liman vardır. 2007 yılında bakanlar kurulunca karar altına alınan 2007-2023 turizm stratejisinde 11 tane kruvaziyer liman yapılması planlanmışken bunlardan hiç birisi şu ana kadar hayata geçirilemedi. Yanaşma ve konaklama limanı yokluğundan, dünyada bu alanda faaliyet gösteren uluslararası kruvaziyer firmaları rotalarını ve seyir planlarını Türkiye’ye çeviremediler. Dünyanın mega kentleri arasında yer alan İstanbul’da şu an sadece Salıpazarı-Karaköy rıhtımından başka bir yere kruvaziyer gemi yanaşamamakta. Ne Kazlıçeşme ne Ataköy ne de Haydarpaşa projeleri bir arpa boyu yol aldı. Engeller ve projelerdeki yatırımcı aç gözlülüğü, yasal mevzuatın içinde olumsuzluğa yelken açtı. Tüm dünyada cruise gemi seferleri, yeni gemilerin devreye girmesi ile birlikte çok önemli pazar paylarını arttırdı. 14 adedi okyanus geçen ve 12 adedi de iç denizler ve nehir gemilerinden oluşan toplam 26 cruise gemisinin 2013’te devreye girmesine rağmen Türkiye bu pastadan yararlanamadı ve 2012’ye göre 2013’te yüzde 4.3 oranında küçüldü. Yüksek gelir grubu olan 55 yaş üstü turistler tarafından öncelikle dinlenme ve eğlence ile birlikte yüksek misafir memnuniyeti, güvenli ve formalitesiz seyahat olarak görülüp tercih edilen kruvaziyer seyahatler, 2013’te en üst seviyelere ulaştı. Ancak Türkiye bundan yararlanamadı. ‘CRUISE INDUSTRY OVERVIEW-2013’ raporlarına göre tüm dünyada 2013’te kruvaziyer gemilerle 21.600 milyon yolcu seyahat etti. Bu rakamlar gösteriyor ki bir önceki yıla göre yüzde 3’lük bir artış elde edildi. Gelirlerin toplamı ise 371 milyar USD’dır. Kruvaziyer yolcuların seyahati tercih ettiği bölgelere gelince;
Editör: TE Bilisim