Global Resources Corporation Başkanı Mehmet Öğütçü, ˮDoğu Karadenizʹde 3 milyar dolar harcayıp petrol aramanın anlamı yok. Çünkü bugün Irakʹta Kürt Bölgesiʹnde bir varil petrolü 2,5 dolara çıkartıyorsunuz.ˮ Londra merkezli Global Resources Corporation Başkanı Mehmet Öğütçü dünya ve Türkiye ʹde enerji sektörünün gelişimini değerlendirdi. Dünyada enerji alanındaki oyunun kurallarının da, oyuncuların da değiştiğini aktaran Öğütçü, şunları söyledi:  ˮTalep bölgeleri değişti, eskiden talebin çoğunluğu OECD ülkelerinde olurdu. Bugün artık Çin ve Hindistanʹın başını çektiği Doğu Asyaʹdan geliyor. Dünya enerji kaynaklarının 3ʹte 2ʹsinin bulunduğu Körfez Bölgesi bile talepte muazzam bir konuma erişmiş vaziyette. Arz bölgeleri de değişti. Eskiden Körfez Bölgesi derdik, Sovyet coğrafyası derdik, biterdi? Bugün artık petrolde, doğalgazda Mozambikʹten tutun Angolaʹya, Türkmenistanʹa kadar değişik bölgelere yayılmış durumda. Amerika bugün dünyanın hem petrolde hem doğalgazda üretimdeki lideri olma yolunda. 2017ʹden itibaren dünya petrolünün en büyük bölümü Amerikaʹdan çıkacak.ˮ Amerikaʹda kaya gazı (shale gas) çıkarma maliyetinin çok düşük olduğuna dikkati çeken Öğütçü, ˮKaya gazı yaklaşık 3,5-4 dolara çıkıyor. Biz Türkiyeʹde buna 12 dolar ödüyoruz. Avrupa 14-15 dolar ödüyor. Japonya 18 dolar ödüyor. Fiyat farklılıkları da oluşmuş vaziyette. Bu da rekabeti etkiliyor. Yani Amerikalı sanayici bugün enerjiyi çok daha ucuza elde edebiliyor. Ürettiği malı dünya piyasalarında daha rahat satabiliyorˮ diye konuştu. ˮUkrayna sonrası sürecin değerlendirilmesi lazımˮ  Türkiyeʹnin doğalgazda yüzde 98, petrolde yüzde 93 oranında dışa bağımlı bir ülke olmasına karşın, konumu gereği enerji kaynakları ve enerji alıcıları arasında ticaret yapabileceğini anlatan Öğütçü, Türkiyeʹnin avantajlarını iyi kullanması halinde enerjiyi iç pazarda daha ucuza tüketebileceğini söyledi. Türkiyeʹnin çevresinin enerji zengini ülkelerle dolu olduğunu belirten Öğütçü, ˮIrak, İran, Rusya, Azerbaycan, Doğu Akdeniz? Buralarda muazzam kaynaklar var. Türkiyeʹnin akıllı bir yaklaşımla hem yatırımcı olarak buralarda hem ticaretin koşullarını bilen, siyasi olarak elindeki ʹmanivelaʹ gücünü kullanabilen bir ülke olarak akıllı bir stratejiyle maliyetleri azaltabilirˮ ifadelerini kullandı. Türkiyeʹde enerji tüketiminde maliyeti artırıcı unsurlardan önemli bir tanesinin de vergiler olduğuna dikkati çeken Öğütçü, şöyle devam etti: ˮVergiler çok ağırdır. Rekabet gücünü çok olumsuz etkileyen vergilerdir. Özellikle şimdi Kırımʹda, Ukraynaʹda yaşanan krizden sonra Avrupa Birliğiʹnin enerjiye bakışı değişecek. Yeni kaynak ülkelerin, talep ülkelerinin ortaya çıkmasıyla enerjinin akış yönü değişecek. Türkiye tam bu noktada aslında ideal bir konumda bulunuyor. Ukrayna sonrası süreci mevcut hükümetin ve önde gelen Türk şirketlerinin değerlendirmesi lazım.ˮ Türkiyeʹde enerji şirketleri arasındaki yönetişimin zayıflığından yakınan Öğütçü, ˮTüm Türk enerji şirketlerini toplayın, toplam varlık değerine bakıyorsunuz, Malezyaʹdaki bir tek petrol firmasının değerine ulaşamıyoruz. Böylesine bir ülke? Enerji bağımlılığı, 60 milyar dolara varan enerji ithalatı, güneşten tutun petrole doğalgaza, elektriğe yatırımlar?. Ve bir Malezya şirketi edecek varlığımız yokˮ örneğini verdi.  ˮTürkiyeʹdeki tüm özel sektör enerji şirketlerini toplasanız bir Petronas etmiyorˮ Dünyada 2035 yılına kadar 37 trilyon dolar enerji yatırımı gerektiğini, Türkiye içinse önümüzdeki 10 yıl için 150 milyar dolar gerektiğini anlatan Öğütçü, ˮBu parayı nereden bulacaksınız? Türkiyeʹnin devlet kaynakları bu parayı bulması mümkün değil. Özel sektörü zaten söyledim. Türkiyeʹdeki tüm özel sektör enerji şirketlerini toplasanız bir Petronas etmiyor? Nereden bulacaksınız bu parayı? Bu konuda Türkiyeʹnin strateji geliştirmesi gerekiyorˮ dedi. Türkiyeʹnin petrole en fazla para ödeyen OECD ülkesi olduğunu hatırlatan Öğütçü, enerji yatırımlarında stratejik avantajlara dikkati çekerek şunları kaydetti: ˮOysa biz bunu Irakʹtan, İranʹdan son derece ehven fiyatlara alabiliyoruz. Bir; o vergi konusuna iyi bakmak lazım. Azaltmak lazım. İki; şu andaki piyasa hem doğalgazda hem petrolde muazzam bir bolluk yaşanacağını gösteriyor. Böyle bir ortamda Türkiye çok daha rahat kontak müzakereleri yapabilir. Daha ucuza temin edebilir. Türkiye, Çinʹin yaptığı gibi, Koreʹnin yaptığı gibi çevre ülkelerde yatırım yapmalı. Doğu Karadenizʹde 3 milyar dolar harcayıp petrol aramanın anlamı yok. Çünkü bugün Irakʹta Kürt Bölgesiʹnde bir varil petrolü 2,5 dolara çıkartıyorsunuz. Libyaʹda, Suudi Arabistanʹda, Kazakistanʹda 3 aşağı 5 yukarı aynı oranlara çıkarabiliyorsunuz. Onun için Türkiyeʹnin bu finansal yatırım çerçevesini iyi çizip, kendi ihtiyaçları doğrultusunda ilerlemesi lazım.ˮ Türkiyeʹnin enerji yoğun endüstrilerden süratle geri çekilmesi gerektiğini savunan Öğütçü, ˮBatının yaptığı gibi enerji yoğun endüstrilerden çıkacaksınız? Daha ʹsmartʹ dediğimiz, az enerji kullanan, katma değeri yüksek olan sektörlere kayacaksınız. Yok çimentoydu, demir- çelikti, alüminyumdu? Girmeyin böyle şeylere. Çünkü bunlar muazzam enerji tüketiyor. Enerji zengini ülkeler bile girmek istemiyorlar. Dolayısıyla yeniden yapılanma sürecinde her bir konu başlığının tek tek göz önünde bulundurulması lazım. Elbette yenilenebilir enerji çok önemli ama abartmamak lazım. Bugün yenilenebilir enerjinin hidroelektriği devre dışı bırakırsanız eğer Türkiyeʹnin enerji karışımındaki payı son derece küçükˮ ifadelerini kullandı. Kendisinin daha önce Uluslararası Enerji Ajansıʹnda (IEA) 2050ʹye ilişkin futurist projeksiyonlar hazırladığını, bu tarz çalışmaların genellikle kağıt üzerinde kaldığını aktaran Öğütçü, ˮKağıt üstünde kalıyor çünkü öyle gelişmeler oluyor ki bir anda oyun yeniden değişiyor. Bunlardan bir tanesi shale gas? Kim bilirdi 10 yıl önce Amerikaʹda böyle bir şeyin çıkacağını. Şimdi Avustralya çıktı ortaya? Kimse Avustralyaʹyı hesaba katmazdı. Katarʹdan bile önemli şu anda sıvılaştırılmış doğalgazında (LNG)? Daha Türkmenistan, İran çıkmadı ortaya. Dolayısıyla uzun vadeli planlamalar önemliˮ ifadelerini kullandı. Türkiyeʹnin nükleer enerji konusundaki tutumunu ˮakıllıcaˮ bulduğunu dile getiren Öğütçü, ˮYani istediğiniz kadar nükleer yandaşı ya da karşıtı olun biraz objektif baktığınızda, Türkiye gibi enerji kaynağı olmayan bir ülkenin enerji bileşiminde en az yüzde 10ʹluk bir nükleer payı olmak zorundaˮ dedi. Radikal
Editör: TE Bilisim