Okuyucularımızın da muhtemelen bildiği gibi dünyanın en büyük deniz yakıtları (bunker)  firmalarından Peninsula Petroleum´da İş Araştırma-Geliştirme Müdürü olarak çalışıyorum ve insanlar bana neden bir bunker şirketinin Ar-Ge‘ye ihtiyacı olduğunu, İş Ar-Ge´sinin ne olduğunu soruyorlar, onu izah etmeye çalışmak istiyorum. İngilizcesi “Business Research & Development” olan İş Ar-Ge´sini sektöre ilk olarak getiren Peninsulaʹdır ve biz bunun kopyalandığını gördükçe de mutlu oluyoruz. Çünkü sektörün daha iyi günlere, ancak daha iyi bilgi kaynakları ve bunların verimli kullanılabilmesiyle varabileceğini düşünüyoruz. Tanım olarak ise Ar-Ge, bilimsel ve teknik bilgi birikimini artırmak amacıyla, sistematik bir temele dayalı olarak yürütülen, yaratıcı çaba ve bu bilgi birikiminin yeni uygulamalarda kullanımıdır. Bilgi üretimi, yayınlaması ve depolaması önemli paralar gerektiren işler ve devlet tarafından desteklenen üniversiteler ve benzeri kurumlar hariç bu işletmelerin özel gelir kaynaklarına ihtiyacı var. Türkiye´de maalesef bilgiye para verme çoğu yöneticiye uzak gelen bir kavram, hatta bedavaya erişimleri olduğu zaman bile okumaktan, dinlemekten kaçtıklarını da çok defa gördüm. Türkiye mesela İstfix gibi konusunda önder bir yayına sahip ve denizciliğin her branşı için Avrupa´dakilerden daha iyi yayınlar yapabilecek insan sermayesini de içinde bulunduruyor. Ancak, bu bir hayır kurumu şeklinde yapılabilecek bir iş değil, bir analist kolay yetişmiyor, teknik altyapı kolay bir araya gelmiyor! İşte biz Peninsula olarak bize dünya çapında ücretli veya ücretsiz sunulan bilgileri işimizi geliştirmek için sistemli bir şekilde kullanılması gayesi ile Ar-Ge bölümünü oluşturduk. Bu sayede, müşterilerimizi daha iyi anlıyoruz, onların içinde olduğu pazarı dinliyoruz ve tüm teşkilatımızı da bu bilgilerle donatmaya çalışıyoruz. En basitiyle, istiyoruz ki bir koster armatörüne satış yapan bir satış temsilcimiz o geminin tahmini değerini, günlük kazancını, günlük masrafını, sahibinin kim olduğunu, şirketin tarihçesini, geminin taşıdığı yükleri ve o armatörü etkileyen faktörleri bilsin. Biz kurumsal olarak müşterilerimizi ve onların dünyasını anlayamazsak, onlara en uygun şekilde hizmet etme fırsatlarını da üst düzeye çekemeyiz diye düşünüyoruz. Kendimizi korumak için de eğer bir sektörün veya herhangi bir şirketin yaptığı yanlış yatırımlardan dolayı sıkıntı çekeceğini öngörebilirsek de oradan kendimizi uzaklaştırıp imkanlarımızı daha iyi şekilde kullanmaya çalışıyoruz. Daha önceki işimde, Ocean Intelligence Denizcilik Kredi Değerlendirme kuruluşunda çalışırken Türkiyeʹden hizmetlerimize abone olan tek bir şirket vardı ve o şirket kısa zaman içinde sıfırdan gelip sektöründe bir numara oldu. Tabii ki sadece Ocean Intelligenceʹa üye olduğu için değil, başka üyelikler ve onun da ötesinde sürekli biz bu işi nasıl daha geliştirebiliriz düşüncesinde bilgiyi edinip sentezleyebildikleri için bir numara oldular ve devam da ediyorlar. Strateji ancak ve ancak bilgi ile şekillendirebilen bir şey, ʹdogru stratejiʹ sözü de işitmeye alıştığımız bir şey, işte buradaki ʹdoğruʹnun ilk halkası sisteme doğru bilgiyi verebilmek, sonrasında onu işlemek ve bir karara varabilmek. Her şey de para değil, mesela bedavaya her Türk vatandaşının erişebileceği Yükseköğretim Kurulu sitesindeki tez arama motoruna kaç okur denizcilik yazmıştır? Strateji demişken, “tez arama”da yazılırsa mesela Oktay Çetinʹin 2009 da yazdığı denizci bir ulus olabilme hedefine yönelik olarak Türkiyeʹnin uygulaması gereken denizcilik stratejileri başlıklı doktora tezi okunabilir. Sadece bu sistemde denizcilikte risk yönetiminden, Alman KG şirket yapılarına kadar birçok şey bulunabilir. Gündelik haberleri takip etmek de o kadar zor değil, mesela yakıt dünyası için bunkerworld.com en iyi ücretli site iken, shipandbunker.com ücretsiz olarak gayet kaliteli bir içerik sunmakta, eğer Tradewinds veya Lloyds List biraz pahalı geliyorsa  shippingwatch.com da gayet uygun bir fiyata üst kalite denizcilik haberlerini size getiriyor. Bunların hiç birisi de Peninsula Petroleum gibi milyar dolarlık şirketlere ait ayrıcalıklar değil, herkesin hatta öğrencilerin dahi ulaşabileceği kaynaklar. İlk önce bedava veya görece ucuz yayınlardan başlayıp bir farkındalık alışkanlığı kazanılırsa, imkanlar ölçüsünde sonraki aşamada ihtisas yayınları, raporlar ve özel çalışmalar ile devamı gelecektir. Türkiye ölçeğinde fark ettiğim bir diğer şey ise soru sorma çekingenliği herhalde, zira müşterilerden veya araştırma yapanların e-postalarına imkanlar elverdiği kadar cevap yazmaya çalışıyorum, bugüne kadar çeşitli milletlerden sorular geldiyse de Türkiyeʹden henüz sıfır. Ar-Ge adı üzerinde, araştırma ile başlayan, bir şey araştırmadan geliştirmek ise sadece israftır; zamanın, emeğin, paranın ve imkanların israfıdır. Can Besev [email protected]
Editör: TE Bilisim