Küresel ekonomik krizle nedeniyle zor günler geçiren Türk Denizcilik Sektörü, Türkiye’nin ihracatında önemli bir yer tutuyor. Sektörün altın çağı olarak nitelenen 2000- 2008 yılları arasında toplam 135 milyar dolarlık ihracatın 2. 6 milyar doları gemi ve yat ihracatınındı. Ancak krizle birlikte düşüşe geçen ihracat son yıllarda az da olsa tekrardan yükselişe geçti. Biz de gemi ve yat ihracatının son durum, krizden çıkış için aranan yolları ve devlet desteğini konuşmak için İstanbul Gemi ve Yat İhracatçıları Birliği (İGYİB) Başkanı Başaran Bayrak ile görüştük. İGYİB Başkanı Başaran Bayrak, 2000- 2013 yılları arasındaki ihracat rakamları hakkında bilgi verdi. Ayrıca ihracatın arttırılması için yeni pazarlar arayışında olduklarını ifade eden Başaran Bayrak, yeni pazar hedeflerinin Afrika ülkeleri olduğunu söyledi. Türk Denizciliğinin altın çağı olarak nitelenen 2000 ile 2008 yılları arasında gemi ve yat ihracatının artmasındaki etkenler nelerdi? 2000- 2008 yılları arasında çok iyi bir ivme yakalamıştık. Aslında biraz da tesadüfî gelişti. Dünyada çok ciddi bir büyüme oluştu. Taşımacılık inanılmaz büyük paralar getirmeye başladı. Böyle olunca denizcilik ile ilgili büyük bir talep boşluğu oluştu. Bu talep boşluğuna da Türkiye az çok hazırdı. Avrupalı üreticilerin pazarında daha önce çok büyük pay elde edememiştik. İhtiyaç sahiplerinin dikkatini çekti. Çünkü Avrupa’daki tersanelerin büyük bir kısmı atıl durumdaydı. Çok üretken değillerdi. Büyük tonajlı Uzak Doğu çok aktifti ama küçük tonajlı gemilerde müşteri odaklı yapılan ürünlerde oralar çok efektif olmadığı için Türkiye pazarı dikkat çekti. Böyle bir talep gelince ve buradan ürün alınca biz de Avrupalıların isteği doğrultusunda kendimizi yeniden yapılandırdık. Tersane alt yapılarımızı da bu sırada geliştirme fırsatı bulduk. Çünkü siparişlerimiz vardı. Bu diğer sektörlere de sıçradı. Burada büyük bir kazanç olduğunu düşünen ilgili ve ilgisiz kurum ve kişiler de denizcilik piyasasına girdi. Böylece ilave talep doğdu. Fırıncısı, kuyumcusu, tekstilci ve benzeri birçok meslekler gibi. Bu talep patlaması Türk denizciliğine inanılmaz bir ivme kazandırdı. İş gücü yetiştirme konusunda da epey bir mesafe aldık. Tersanelerin daha fazla üretim yapabilmesi için iş gücünü arttırdık. Bu şekilde 2008 yılına kadar geldik. 2008 yılında Türkiye 2. 6 milyar dolarlık ihracat rakamı yakaladı. Aslında tamir ve bakım hizmetleriyle de bu rakam 3 milyar doları geçti. Tabii o yıllarda Türkiye 135 milyar dolarlık bir ihracat yaptığını göz önüne alırsak toplam ihracatın yüzde 2’sini gemi ve yat ihracatının oluşturduğunu görürüz. Çok güzel bir rakam. Çünkü bir gerçek üreticiyiz. Bir ticari aktiviteden doğan ihracat rakamı da değildi bu. Katma değer yaratarak ortaya getirilmiş bir üründü bu. 2008 yılında yakalandığımız kriz ihracatı nasıl etkiledi? Tabi 2008 yılından itibaren apansız bir krize yakalandık. Aslında sadece biz değildik bu krize yakalanan. Dünya’da apansız yakalandı. Bir sürü sipariş iptalleri söz konusu oldu. Hâlbuki sektör siparişlere göre de planlama yapmıştı. 2012’ye kadar sipariş listeleri doluydu. Bunların hemen hemen tamamı iptal edildi. Bir anda sektör finansal kriz içerisine düştü. Bankalar da kredi stoklarını geri çekti. Sektör 3- 5 yerden darbe yedi. 2008 yılından itibaren ise siparişlerin iptali nedeniyle ihracat bir sondaki yıl 1. 6 milyar dolara, daha sonra 1. 2 milyar dolara ve en son 811 milyon dolarlık bir ihracatı gerçekleştirdik. 2003 yılının ilk çeyreğinde ise 280 milyon dolarlık bir ihracat gerçekleşmiş oldu. Bu yıl sonuna kadar 1 milyar dolarlık ihracat rakamını yakalayabileceğimizi gösteriyor. Piyasada bir canlanma mevcut. O da Norveç’den aldığımız balıkçı tekneleri siparişleri sayesinde. Balıkçı tekneleri ve off shore gemileri konusunda Norveç’in yapmış olduğu ciddi projeler var. Bu projeler kapsamında Türkiye ile Norveç arasında gemi inşaatlarının ana gövdesinin burada yapılıp, Norveç’te tamamlanmasını esas alan anlaşmalar yapıldı. Bu da bizim ihracat rakamlarımızı bir miktar yukarıya doğru çekti. Yani bir önceki yıla göre 200 miyon dolar daha ihracat yapacağımızı öngörüyoruz.  Ama yine de sektör belli bir ivmeyi yakaladı diyemiyoruz. Çünkü burada imalata bakıyoruz esasında. Sadece ihracat rakamına bakmıyoruz. İmalata da bakıyoruz.   Türkiye’de denizciliğe verilen devlet desteğinin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?  Devlet desteği konusunda haksız bir rekabetle karşı karşıyayız. Özellikle Uzak Doğu ülkeleriyle. Çin, Güney Kore ve Japonya başı çekiyor. Vietnam’da ciddi bir atağa kalktı. Bu ülkelerde devlet desteği inanılmaz boyutlarda. Bazı projelerde yüzde 10 öz kaynak kullanılırken, yüzde 90 devlet desteği veriliyor. Dünya pazarının yüzde 90’ı onların elinde. Avrupa’nın da ciddi destekleri var kendi sanayisine. Lider Shipp programları dahilinde Avrupa’daki tersaneleri yeniden aktif edilmesi için çalışmalara başlandı. Bizim de bu konuda devletle birlikte bir şeyler yapıyor olmamız lazım. Mutlaka Uzak Doğu ülkelerinde gemi sanayisine verilen desteğin devletimiz tarafımızdan bize de sağlanması lazım. Mesela gemi sanayisinin 6. bölge desteklerinden belirli bir süre de olsa faydalanmamız lazım. Çünkü bir iş gücümüzü, potansiyelimizi kaybediyoruz. Kaybedilen bu iş gücünü yeniden idame ettirmek çok kolay değil. Rusya’da olduğu gibi. Rusya bir zamanlar dünyanın en büyük gemi üreten ülkelerinden biriydi. Şimdi o tersanelerin hepsi atıl vaziyette kaldı. Yeniden o tersaneleri aktive edemiyorlar. Hatta gelin burada yatırım yapın diye bizim yatırımcılarımızı teşvik ediyorlar. Teşvikler veriyorlar. Bizde de öyle. 2008 yılından itibaren direk 35 bine yakın alt yüklenicilerimizle birlikte 150 bin kişilik istihdam oluşturmuştuk. Bu insanlar gemi inşa sanayinde çalıştıkları için başka sektörlerde kolay iş bulabildiler. Şimdi onların yerine yenilerini koymakta zorlanıyoruz. Şunda istihdamımız 10 binin altında. Bu gücü kaybetmemiz lazım. Geçici de olsa devlet desteğine mutlaka ihtiyacımız var. Yıllardır bunu söylüyoruz ama hiçbir yol alamadık. Kör topal yolumuza devam ediyoruz. Yakın gelecekte de çok bir ışık göremiyoruz doğrusu. Şuan hangi bir firmalar ne kadar gemi ve yat ihracatı yapıyor? Elinizde istatistiksel bilgiler var mı? Firmalarımızın isimlerini tek tek vermek doğru değil. 21 Haziran’da bir ödül törenimiz olacak. Eğer firmalarımızdan da onay alırsak başarılı ihracatçılarımıza ödül vereceğiz. Törende gemi ve yat olmak üzere iki kategori de ödül verilecek. Ekonomi Bakanımız Zafer Çağlayan’da iştirak edecek törenimize. Fas ile yapılan balıkçı tekneleri inşası görüşmeleri var. Görüşmeler nasıl gidiyor? Türkiye ihracat olarak yeni pazarlar arayışında. Sadece Avrupa pazarıyla ihracatımızı sürdüremeyiz. Afrika bu konuda aç bir pazar. Bu çerçevede Fas’ın ihtiyaçlarını biliyorduk. Geçtiğimiz Şubat ayı içerisinde ticaret heyeti olarak Fas’a gittik. Oradaki ticaret odalarıyla temas kurarak ikili görüşmeler yaptık. Öğrendiğimiz kadarıyla Fas devleti 500 milyon Euro hibe olacak şekilde balıkçılık filosunun yenilenmesi için program hayata geçirdi. Toplam Fas’ta irili ufaklı 3 bin tane tekne olduğunu öğrendik. 150 tane hemen kızağa koyulacak şekilde ihtiyaçları olduğunu gördük. Faslıların mevcut tekneleri bugün ki şartlarda çok hijyenik değiller. Yakaladıkları balıkları Avrupa’ya kolay satamıyorlar. Soğuk hava depoları olan, hijyenik şartlarda teknelere ihtiyaçları var. Çok ta balıkları var karasularında. Başta ülkeler lisans alıp orada balık avlıyorlar. Rusya gibi. Hatta Türk balıkçıları bile gördük orada. Bu pazarda Fas’ın kendi teknelerini üretecek tersaneleri yok. Bugüne kadar Fransa’dan İspanya’dan tekneler alıyorlardı. Bu kapasiteyi ülkemize çekebilmek için çalışmalar başlattık. Ciddi görüşmeler yaptık. Karşı taraftan bir ticaret heyetini Türkiye’ye davet ettik. Önümüzdeki ay gelecekler. Oradan alacağımız tekne siparişlerinin neticesinde arkasının da geleceğini ve Moritanya, Burkina Faso, Cezayir ve Libya gibi ülkelerden de tekne siparişleri alacağımızı düşünüyorum. Oraların tedarikçisi olabiliriz. Sadece Fas’ta toplamda 3 bin tane tekne siparişi söz konusu. Ayrıca 1000’e yakın teknenin de yenilenmesi çalışmalarını yapabiliriz.  2023’e kadar hükümetin koyduğu 500 milyar dolar ihracat hedefinde gemi ve yat ihracatı yüzde kaçlık pay oluşturur? 2023 hedefini yaparken bugün ki kriz henüz ortada yoktu. Biz 500 milyar dolarlık ihracat rakamının 10 milyar dolarını gemi ve yat ihracatının oluşturacağını öngörmüştük. Ancak kriz nedeniyle bu hedefi revize etmemiz gerekecek. Çünkü sektörümüzle ilgili bazı hayati aktiviteleri gerçekleştiremezsek 10 milyar doları yakalamak zor görünüyor. Ancak yine de 2016 yılından itibaren sektörün krizi atlatacağını düşünüyorum. Birikmiş olan bir kapasite fazlası vardı. 2016 yılıyla bu kapasite fazlasının eritilmesiyle yeniden bir talep doğacak ve sektörde iyileşme olacaktır. Mevcut Koster filosu hedeflenen ihracatı kaldırabilecek durumda mı? Filonun yenilenmesi gerektiğini düşünüyor musunuz?  Türkiye, 500 milyar dolarlık ihracat yaparsa, 700 milyar dolarlık ta ithalat yapacak. Yani 1. 2 Trilyon dolarlık ticaret hacmi söz konusu. Türkiye petrolden sonda en büyük dövizi Navluna veriyor. Tabiî ki bütün bu ticaretin Türk gemileriyle taşınması söz konusu değil. Şunda da bildiğim kadarıyla yüzde 10’u Türk gemileri tarafından taşınıyor. Bunun arttırılarak döviz kaybının da önlenmesi gerekiyor. Mevcut koster filomuz çok yaşlandı. Yine 35 yaş ortalamasının üzerine geldi Türkiye. O halde devreden çıkacak gemilerin içerisinde Türk koster filosunun büyük bir bölümü de var. Eğer bir yenileme yapmazsak taşımacılıkta ki yerli oranımız daha da aşağılara düşecek. Bunun için mutlaka bir üretim programı hayata geçirilerek koster filosunun yenilenmesi çalışmalarını yapmamız lazım. Hedeflerden biri de 50 bin olan ihracatçı sayısının 100 bine çıkartılması var. Bu konuyla ilgili ne gibi çalışmalar yapılıyor? Şuan Türkiye’de 50 bin firma ihracat yapıyor. Bunun 100 bin olması yönünde planları var hükümetimizin. Ayrıca en az 10 marka oluşturulması da hedefleniyor. Bizim ihracatımızı artırmamız için markalaşmaya ihtiyacımız var. Bu çok doğru bir program. Hedeflerden biri de Türkiye’deki liman sayılarını arttırmak ve en az bir limanın dünyanın en büyük limanlarının arasına sokmak. İhracatın olması için liman olmazsa olmaz. Bu bağlamda neler söylemek istersiniz? İhracatçıların önündeki en büyük engellerden birisi de yetersiz limanlardır. Türkiye’de çok büyük çapta liman yok. Hükümetimiz bu konudaki boşluğu gördü. Bu boşluğun doldurulması için İzmir Çandarlı’da çok büyük bir limanın inşasına başlandı. Karadeniz’de başka bir limanın inşasına başlandı. Körfezde ayrı ayrı olan limanların bir araya toplanması için çalışmalar yapılıyor. Marmara içerisinde büyük bir liman projesi olduğunu duyuyoruz ama tam olarak yerinin nerede olduğunu bilmiyorum. Bütün bunlar Türkiye’nin ticaret kapılarının yeniden organize edildiği anlamına geliyor. Özellikle İzmir’deki limanın Avrupa’nın en büyük limanı olacağı yönünde bir söylenti var. Son olarak bizim aracılığımızla Türk Denizcisine neler söylemek istersiniz?  İnancımızı hiç yitirmedik. Bu sektörün içerisinde doğduk. Başka da bildiğimiz bir meslek yok doğrusu. Türkiye gemi yapmaya dün başlamadı. Dünyanın en eski gemi üreten milletlerinden birisiyiz. Denizciliğe yön vermiş bir milletiz. Bunu tarihte görebiliyoruz. Yarın da bitmeyecek. Dünya oldukça Türk milleti gemi yapmaya devam edecek. Bu inişli çıkışlı dönemlerde tahammül göstermemiz lazım. İşimize ve sektörümüze inanmamız lazım. Mutlaka güzel günler gelecektir sektörümüz için. Aktüel Deniz Haber Ajansı
Editör: TE Bilisim