[caption id=ˮattachment_18720ˮ align=ˮaligncenterˮ width=ˮ610ˮ] Derintek Genel Sualtı Hizmetleri Genel Müdürü Kapt. Davut Uygun[/caption] Ülkemizdeki sualtı hizmetlerinin fiyatları Avrupa ve Amerika’ya kıyasla neredeyse 5’te bir oranında daha cazip. Bugüne kadar denizcilik sektörüne hep su üzerinden baktık. Sektörümüze bir de sualtından bakmaya ne dersiniz! Derinlerde neler olduğu ve nasıl bir süreç işlediği konusunda Derintek Genel Sualtı Hizmetleri Genel Müdürü Kapt. Davut Uygun’a sorularımızı yönelttik. Kendiniz ve şirketiniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Denizcilik ve sualtı eğitiminiz nereden geliyor? 37 yaşında, aslen Karadenizli bir ailenin çocuğu olarak Kocaeli’nde yaşıyorum.  Kocaeli Gölcük merkezli,  sahibi olduğum sualtı şirketi olan Derintek Genel Sualtı Hizmetleri 2007 yılında faaliyete başladı. Denizcilik eğitimim Gölcük Denizcilik Lisesi’nden başlayarak Kocaeli  Üniversitesi Karamürsel D.M.Y.O ile şekil aldı. Sualtı eğitimim ise 2007 yılında Antalya Kaş bölgesinde kaptan olarak çalıştığım bir dalgıç eğitim gemisinde başladı. Ancak mesleki olarak gelişimimde Deniz Kuvvetleri’nde aldığım dalgıçlık eğitiminin yeri tartışılmaz. Verdiğiniz hizmetlerden ve bu hizmetleri yapabilmek için hangi sertifikaların bulundurulması gerektiğinden bahsedebilir misiniz? Endüstriyel  dalgıç denildiğinde ilk akla gelen sualtı  kaynağı ve kesimi olsa da deniz üzerinde yapılan her türlü inşaat işlerinde bizim de tuzumuz var; limanlar, iskeleler, mendirekler, boru hatları köprüler gibi. Bunun yanı sıra deniz taşımacılığının diğer adı gemiler; zaman ile yarışan denizcilik sektörü denizde aralıksız seyir yapmak istiyor. Çünkü seyir yaptıkça para kazanıyor. Gemilerin sualtında  bulunan  karina bölgesinde aklınıza gelebilecek tüm bakım işleri (kinistin, pervane, anot, kaynak survay işleri) yine bizim hizmet alanımız kapsamında. Dalgıçlık şirketi olarak hizmet verebilmek için öncelikle Ulaştırma Bakanlığı’nca tanınmış ve kabul edilmiş olmanız gerekiyor. Sonrasında işin niteliğine göre kullanılacak personel sayısının  ve bu personelin de işin niteliğine uygun yeterlilikte olması gerekiyor. Bu kurallar ülkemizde profesyonel sualtı adamları yönetmeliğinde açıkça belirtilmiş durumda.  Aynı zamanda en küçük sualtı işinden tutun da uluslararası büyük projelere kadar tüm dalış ameliyeleri liman başkanlıklarından izin alınarak gerçekleştirilmekte. Liman başkanlıklarından bu izinleri alırken  işin niteliğine göre kullanılacak profesyonel sualtı adamı ehliyetleri, dalgıçlık yapabilir ibareli sağlık muayene evrakları ve kaynakçı, fotoğrafçı, dalış amiri gibi ek yeterlilik evrakları kontrol edilmekte. “Gelişmiş Denizci Ülkelerle Aramızda Uçurumlar Var” Ülkemizde deniz altında çalışma yapacak eğitilmiş insan ve teknik ekipman konusunda yeterliliğimizi nasıl görüyorsunuz? Ülkemizde sualtı adamlığı Deniz Kuvvetleri ile başladı. Uzun yıllarda dalgıçlık mesleğinin kitabını yazmak Deniz Kuvvetleri’nin bir görevi oldu. Son yıllarda meslek yüksek okulu düzeyinde sualtı bölümleri yaygınlaştı. Ancak bir sıkıntı var! Bu okullar kendi eşini doğuruyor. Öyle ki öğretmenleri eski öğrencileri ve dengi eğitime sahip yeterlilikte. Bu söylediğimi eğitimin kötü olduğunu söylüyorum şeklinde algılamayın, ancak  gelişmiş denizci ülkeler ile aramızda uçurumlar var. Yine de şu gerçeği göz ardı etmeyelim; dalgıçlık mesleğinde ehliyet , diploma ne olursa olsun çıraklık, kalfalık ve ustalık yaşanmak zorunda. Teknik ekipman konusuna gelince bu yalnız bizim sektörümüzün değil ülkemizin sorunu. Evimizdeki çamaşır makinasından tutunda  kullandığımız otomobile kadar dışa bağımlıyız. Her ne kadar her şirket kazancı oranında kendi Ar-Ge çalışmalarını yapmaya çalışsa da ürünü belgelendirerek satmak zor gibi görünüyor. Sualtı ekipmanını yalnız iç pazarda satmak hiçbir üreticiyi tatmin etmez. Dış pazar da bunu yapmak için ise devlet desteği şart. Son günlerde iş kazalarından yine sıklıkla söz eder olduk. Denizin altında çalışan sizler ne çesit eğitim ve güvenlik tedbirleri alıyorsunuz? Öncelikle her ekipmanı yedekli olarak saha da hazır ediyoruz. Öte yandan acil durum için her zaman yedek kurtarma dalgıcı olarak görev yapacak bir personeli iş esnasında hazır bulunduruyoruz. Şirketimiz kalite standartları gereği eğitim ve ISG kurallarına maksimum özeni göstermekte. Bir işveren olarak şunu belirtmeliyim ki riskli gördüğüm için reddettiğim işlerin sayısı hiç de azımsanacak gibi değil. “Armatörlerin Aldığı Riskleri Hayretle Karşılıyorum” Denizcilikte ekonomik durum denizin altından nasıl görünüyor? Su altından sektöre bakıldığında armatörlerin aldıkları riskleri hayretle karşılıyorum. Bir kaptan ve dalgıç olarak geminin en önemli özelliğinin yüzerliliği olduğunu hatırlatmak isterim. Ülkemizdeki sualtı hizmetlerinin fiyatları Avrupa ve Amerika’ya  kıyasla neredeyse 5’te bir oranında daha uygun. Gemi inşa sektörünün durumu ise yıllık ürettiğimiz gemi sayısının tersane sayısına oranından anlaşılmakta sanırım. Deniz inşaatta ise durum çok daha iyi, yatırımlar devam ediyor. İyi bir yönetim politikası ile yatırımların geri dönmemesi için bir sebep görmüyorum. “İnsan Karada Yaşayamadıklarının Farkına Varıyor” Denizciliğe, özellikle de denizin altına gönül vermiş bu sektörde çalışmak veya hobi olarak yapmak isteyenler için neler söylemek istersiniz? Eğitim ve sertifika programlarınız mevcut mu? Denizcilik özgürlüğünden vazgeçemeyenlerin mesleğidir. Ancak yıllar geçtikçe insan denizde yaşadıklarının ötesinde karada yaşayamadıklarının farkına varıyor. Denizciliğin sualtı dünyasını merak edenler için eğitim veren programlar mevcut. Ancak bu programlar Sualtı Sporları Federasyonu’nca  belgelendirilen programlar olup, spor amaçlı ve sertifikalıdır. Endüstriyel dalgıçlık ile karıştırılmamalıdır. Endüstriyel dalgıçlık konusunda merakı olanlar ise Deniz Kuvvetleri ya da üniversitelerin sualtı programı bölümlerine yönlenmeliler.  7Deniz Dergisi Eylül-Ekim 2014 Sayısı/Röportaj
Editör: TE Bilisim