Çanakkale’de kurulan ve daha sonra merkezini İstanbul’a taşıyan YDDO’nun İzmir’de de bir şubesi bulunuyor. Geçen yıl ilkini başarılı bir şekilde düzenlediği eNavigation seminerinin bu yıl ikicisine hazırlanan firma, bu alanda yaşadığı tecrübeleri ve uzman konuşmacılarıyla da sektörün nabzını tutacak. 2006 yılında Çanakkaleʹde Uzakyol Kaptan Kutlay Ünlü ve Yüksek Mühendis Sinan Apaydın tarafından Çanakkale’de kurulan YDDO Denizcilik Danışmanlık Ltd. Şti., bulunduğu bölgede denizcilik firmalarına ve bu firmalara ait tekne/gemilere hizmet alanında görmüş oldukları eksikliği iyi değerlendirmiş ve çalışmalarını bu yönde yoğunlaştırmışlar. Bu dönemde YDDO, Çanakkale bölgesinde çalışan ve boğazdan transit geçiş yapan gemilere, notik yayın, harita ve seyir malzemesi temini işlerini üstlenerek kısa zamanda tanınan bir firma haline geldi. Müşavirlik hizmetleri ile teknelerin her türlü evrak işlemlerinin yapılması ve sefere hazır hale getirilmesi hizmetleri ile de danışmanlık hizmetlerini yürüten firma, denizcilik konusunda deneyimli kadrosu ile Çanakkale (Şube), İstanbul (Merkez) ve İzmir (şube) şehirlerinde olmak üzere üç ofisten taşeronları ve yetkili bayileri ile çalışmalarına devam ediyor. YDDO Marine Genel Müdürü Kaptan Kutlay Ünlü, yurtiçinde yakaladıkları başarıları yurtdışında da sürdürme yolunda emin adımlarla ilerlediklerini söyledi. Firması hakkında bilgiler veren Ünlü, denizcilik ve iletişim teknolojisi sağlama hizmetlerinde ulusal ve uluslararası pazarda yerli üretimler ile en iyi olmak, ileri teknoloji bilgisi, dinamik ve yetkin kadrolarıyla, girişimci, sağduyulu, müşteri odaklı yaklaşımıyla mükemmel ve butik bir hizmet şirketi olmak için çalıştıklarını anlattı. Firmayı kurarken ilk çıkış noktalarının Çanakkale’de deniz müşterilerine, tekne ve gemi sahiplerine elektronik seyir ekipmanları satmak ve bu konuyla ilgili hizmet vermek olduğunu aktaran Ünlü, “Çanakkale’de pazarın çok küçük olmasından dolayı İstanbul’a asıl şubemizi açtık.  İstanbul çok hareketli bir şekilde ilerledi. En önemli konulardan birisi o dönem piyasada zorunlu tutulan I-ais Klas B cihazı idi.Bu cihazın satışı, servisi, montajı ve desteğiyle 3000 nin üzerinde cihaz sattık. I-ais cihazının satışı hala devam ediyor. Bunun bize şöyle bir faydası oldu; tekne sahiplerine o dönemde en son dokunan/satış yapan Firma biz olduk. Bundan dolayı diğer radar, telsiz, navigasyon ekipmanları gibi ihtiyaçlarında bize ulaşarak teklif aldılar. Bu sayede deniz elektroniği işine girmiş olduk. Tabii bir yandan da sadece satış ile ilgilenirken, diğer yandan iç piyasadan aldığımız ürünlerin çoğunu dış piyasadan ithal etmeye başladık. Yeni temsilcilikler ekledik. Özellikle mantığımızda tak-unut cihazlar vardı. % 3- %5 pahalı olsun ama kaliteli olsun düşüncesiyle ve sonradan bize sorun çıkartmasın mantığıyla hareket ettik. Genelde; Danimarka, Norveç, Almanya, İngiltere gibi Denizcilik ürünlerinde kendini ispatlamış ülkelerden ithalat yapıyoruz. Şuanda da en önemli markalarımızdan birisi DANELEC markası… Temsilcisi olduğumuz DANELEC MARINE AS - ECDİS ve VDR (gemilerdeki kara kutu) cihazın Danimarkalı üreticisidir. En yoğun şekilde uğraştığımız DANELEC’in Türkiye’deki yetkili temsilcisiyiz. Daha önceden satılmış olan cihazların bakımları yapılıyor. Yeni cihaz satışları oluyor. Bizimle birlikte Türk Denizcilik sektöründe DANELEC markası daha öne çıktı ve satışlar hareketlendi. Önceden yılda 1-2 cihaz satışı varken şimdi yıllık 15-25 ürüne çıktı. Satmakla birlikte her türlü DANELEC ürünün yıllık bakımlarını da yapıyoruz. Şuanda Türk armatöründe ciddi bir referansımız var. Her armatörde var diyemiyorum ama demeye çok yakınız” şeklinde konuştu. Kara kutu denilen VDR (Voyage Data Recorder) konusunda DANELEC’in dünya lideri bir firma olduğunun altını çizen Ünlü, “DANELEC başlangıç noktasında Furuno ve Sperry gibi bilinen markalara OEM üreterek başlamış bu işe.  Daha sonra Furuno kendisi üretmeye başlamış. Ancak halen Sperry Marine VDR ürünlerin üretimini DANELEC sağlıyor. Maersk Line’ın bütün gemilerinde, MSC, MOL, Teekay, Tome, Exxon..vb gibi dünyadaki büyük filoların gemilerinde DANELEC tercih ediliyor. Hatta eski cihazların markasına bakmaksızın hepsini söküp DANELEC taktırmışlar ki, bir üründe 25-30 bin dolar gibi maliyeti göze alıp DANELEC’e geçiliyor. Türkiye’de ise Arkas, Chemfleet, Ince, Denak, Msc, Cenk Roro, Kıran, Kalkavan, KEGM, Izdeniz, Beykim, Konan, Atasoylar, Sonay...vb gib birçok daha sayamadığımız sorunsuz referansımız bulunmaktadır. Aslında harddisksiz marine tip bir bilgisayar bu ürün… Harddisk sd card ile dışardan takılıyor. Bu yüzden titreşim ve nem gibi geminin deniz ortamında bulunmasına karşılık normalden iki kat daha fazla bir süre kadar dayanabiliyor. DANELEC bu tecrübesini yeni zorunluluk olan Ecdis cihazlarına taşıyor. Biz de bu markanın Türkiye’deki yetkilisi olarak, kuralları, armatörün nelere dikkat etmesi gerektiği, DANELEC’in avantajları nelerdir gibi konuları geçen sene ilkini düzenlediğimiz e-Navigation seminerinde anlattık. DANELEC CEO’su Hans Ottosen ve uluslararası satış müdürü Gery Tas geldi. Bu sene tekrar gelecekler. Armatörle bu tip insanların bir araya gelmesi bire bir görüştüğü için armatör temsilcilerinin ilgisini çekiyor. Bu insanlarla konuşma ve sorularının cevaplarını, yeni bilgileri ilk ağızdan alma imkanı yakalıyorlar. Ayrıca yine geçen senede organizasyonda konuşmacı olarak katılan ECDİS’lerin dijital haritalarını ve tüm dijital yayınları özel bir yazılım çözümü ile sunan Norveçli Navtor firması yetkilisi Stale Hoylanskajer de bu sene konuşmacı olarak bizlerle olacak. Navtor piyasadaki eskiden kağıda basılı ürünleri bir yazılıma dökmüş. DANELEC ve Navtor yazılımlarında birbirlerini destekliyorlar. Bu sene Navtor’un da temsilciliğini aldık ve ülke satış müdürü bu yılki etkinliğimize katılıyorlar” ifadelerini kullandı. eNavigation seminerinde bu yılki konuları arasında güncel bilgilendirmeler ve MRV olacağını anlatan Kaptan Ünlü, “MRV (Monitoring Reporting And Verification) diye enerji ve karbondioksit emisyonları üzerine bir zorunluluk geliyor. Geçtiğimiz yıllarda SEEMP (Ship Energy Efficiency Management Plan) adıyla gemilere zorunlu tutulan bir enerji verimlilik planı hazırlandı. Biz bu konuda birçok Firmaya danışmanlık verdik ve vermeye devam ediyoruz. Hali hazırda birçok referansımız var. Önceden plan zorunluluğu vardı ama hiçbir otorite SEEMP içinde ne yazdığına bakmıyordu. Şimdi ilgili otoriteler bu planın içine bakmaya başlayacak. Konunun Türkçesi SEEMP dokümanında öngördüğünüz karbondioksit emisyonununuz, enerji harcamanız, CO2 kirliliğiniz…vb. gibi değerlerinizi görüntüleyecek, raporlayacak ve onay alacaksınız.  Bu rakamlar bir değerlendirmeden geçtikten sonra size bir sonuç çıkacak. Her Liman için özel değerler belirlenecek ve gemilere varış Limanına girebilmesi için bazı extralar isteyecekler. Biraz genel düşündüğümüzde bir emisyon ticareti de başlayacak. Gemi yaşlandıkça, emisyon arttıkça, kurallara uyamadıkça daha fazla harçlar ödeyeceksiniz. Ya bırakacaksınız bu işi ya da geminizi yenileyeceksin. Tamamen bir şeylerin yenilenmesi gibi şeylere giden bir yol olacak. Organizasyonda bu konuyla ilgili çok ciddi ve farklı bilgiler paylaşacağız. Biz armatörün içinden geldiğimiz için tüm anlatımını yaptığımız konularda otorite gözüyle bir anlatım değil aksine tamamen Armatör temsilcisinin nasıl hazırlık yapması, örnek MRV dokümanı hazırlanması, doküman hazırlanırken nelere dikkat edeceği gibi farklı açılardan bilgi aktaracağız.” dedi. Firmalarının Ar-Ge ve inovasyon konusunda da bilgiler veren Ünlü, “Denizcilik tarafında ithalat firması olduğumuz için Ar-Ge olarak çalışmamız yok. Ancak, yeni ürünlerin keşfi, dünyada çıkan yeni ürünlerin Türkiye’ye ithalatı konusunda çalışmalarımız mevcut. YDDO Yazılım Firmamız ile İzmir’de 9 Eylül Üniversitesi içinde  teknoparkta bir ofisimiz var. 4 yazılımcımızla devamlı olarak yazılım geliştirme yapıyoruz. Yaklaşık 1,5-2 senede bir mutlaka yeni bir ürün/yazılım üretiyoruz . SHIPPERNETIX adıyla sektörde çok iyi bilinen bilinen bir yazılımımız var. O yazılımdan sonra gemi/personel performansını ölçen SHIPPERFORM adlı bir yazılımız var. IMO kurallarına göre gemide çalışanların çalışma ve dinlenme saatlerini hesaplayan W&R (WORK & REST HOURS) yazılımımız var. Daha sonra FRATE adında bir gemi broker yazılımımız var. Bunların hepsi sıfırdan, İzmir Depark Şubemizde yerli olarak üretilen yazılımlardır” şeklinde konuştu. Kaptan Kutlay Ünlü, “Bizim bu işe başlangıç noktamız yat sektörü oldu. Kabotajdaki gemiler ve küçük ticari tekneler bizim en uzman olduğumuz noktadır. İkinci sırada yatlar var. Piyasada işlerimizde ciddi bir düşüş var bu alanlarda. Yat imalatlarında ve yatlara ayrılan bütçelerde de büyük düşüşler var. Zaten bunun etkisiyle farklı alanlara yönelirken ek işten ana iş doğmuş oldu. O taraf devam ediyor elbette. Ciddi düşüşten kastım da, biz yılda minimum 25-30 adet orta boy tekne donatımı yaparken şimdi 8-10 adete düştü. Zaten Türkiye geneli yeni gemi inşa sayısı da düştü. Tekne konusunda Türk imalatçılar çok başarılılar. Krizin bir boyutu da normalde yeni inşa taleplerinin Avrupa’dan, Rusya’dan ve Ortadoğu’dan olması ve bu bölgelerde de ciddi kriz yaşanmasından kaynaklanıyor. Bizim ülke ve sektör olarak en iyi olduğumuz konular neyse o konularda daha çok çalışıp uzmanlaşmamız gerekiyor. Yat veya römorkör konusunda önemli başarılarımız var. Bu konuda dünyada belli bir noktaya gelmiş durumdayız. Başarılı firmalarımız var. Bu tip üretimlere ağırlık verip daha iyisi ve kalitesini yaparak dünyada römorkör veya ticari tekne (pilot bot, ticari yat, hızlı personel bot..vb) dediğimiz zaman Türkiye’nin akla gelmesi lazım” ifadesinde bulundu. İbrahim Kocamış - 7DENİZ
Editör: TE Bilisim