[caption id=ˮattachment_18715ˮ align=ˮaligncenterˮ width=ˮ610ˮ] İstanbullines Denizcilik A.Ş. Genel Müdürü Bülent Şafak[/caption] Deniz taşımacılığı sektörünün önünün açılabilmesi için iki konunun öne çıktığını belirten Bülent Şafak, “İlk olarak Marmara Denizi’ndeki Ro-Ro terminali olan liman sayısının artırılması ve bu terminallere sahip limanlarla anlaşmalarının uzun süreler için yapılabilmesi, ikincisi ise kabotaj hatlarına KDV muafiyeti getirilmesi” tespitinde bulundu. Yılda bir milyon otomobil eşleniği araç ve 2.5 milyona yakın yolcu taşıyarak ciddi oranda trafik yükünü hafifleten İstanbullines Denizcilik A.Ş.’nin Genel Müdürü Bülent Şafak ile deniz taşımacılığına yönelik faaliyetlerini ve sektörün sorunlarını konuştuk. Yolcu Taşımacılığında Hedeflenen Rakam 4 Milyon  Mevcut altyapınız ve filonuzla ilgili bilgi verebilir misiniz? İstanbullines markasıyla 2006 yılından itibaren kombine taşımacılık modeliyle Marmara Deniziʹnde Ambarlı-Bandırma hattı ile Ro-Ro taşımacılığı yapan firmamız 2013’ten itibaren İzmit Körfezi’nde Eskihisar-Tavşanlı hattı ile binek araç ve yolcu taşımacılığında faaliyetlerini sürdürüyor. İstanbullines filosu toplam 5 gemiden oluşuyor. Ülkemizin en önemli sanayi, ticaret ve turizm bölgesi olan Marmara Denizi çevresindeki Ambarlı Bandırma hattında yılda 64.000 Tır/Kamyon ve İzmit Körfezinde Eskihisar Tavşanlı hattında yılda bir milyon otomobil eşleniği araç ve 2.5 milyona yakın yolcu taşıyarak İstanbul ve Kocaeli gibi metropollerdeki trafik yükünü hafifletmekteyiz. Yolcu taşımacılığında hedeflediğimiz rakam ise 4 milyon.  “Eskihisar- Tavşanlı Hattına 2 Feribot Daha Almayı Planlıyoruz”  Denizyolu taşımacılığında Ro-Ro’da 8 yıl, hızlı feribotta bir yılı geride bıraktınız. Özellikle Eskihisar-Tavşanlı hattındaki yatırımınızın rekabete bir katkısı oldu mu? İzmit Körfezi’ndeki Eskihisar-Tavşanlı hattında 2013 Temmuz’unda çalışmaya başladığımızda bu hatta bir firma tekel olarak çalışmaya alışmış durumdaydı. Burada bizim nihai amacımız sadece bir yatırım ve iş fırsatını hayata geçirmek değil, rekabetin halkımıza doğrudan faydalı kılacak sonuçlarını ortaya koymaktı. Bu hatta yaptığımız 100 MTL yatırımla rekabet güçlenerek tekel durumu ortadan kalktı ve vatandaşlarımıza alternatif bir servis imkanı doğmuş oldu. Filomuzdaki genç gemilerle sadece kuyrukları azaltmadık aynı zamanda seyahat süresini de azalttık ve oldukça konforlu bir seyahat imkanını sunmuş olduk. Öncelikli hedefimiz açıldığımız günden itibaren sürekli yükselen bir müşteri talebiyle karşı karşıya olduğumuz İzmit Körfezi’ndeki yeni hattımız Eskihisar-Tavşanlı’da 2 hızlı feribot daha alarak oradaki feribot sayımızı 5’e çıkarmaktır. Bu feribotların yeni ve modern gemiler olması için çalışıyoruz. “KDV Muafiyeti Sektörde Patlama Etkisi Yaratacak”  Denizyolu taşımacılığı sektörü son zamanlarda nasıl bir süreç yaşıyor? Denizyolu taşımacılığını ve özellikle Ro-Ro tarafını ekonomi, transit ulaşım kolaylığı, taşınan mal miktarı ve güvenliği açısından değerlendirebilir misiniz? Ülkemizin 2023 hedefleri olan 500 milyar dolar ihracat hedefiyle orantılı olarak ithalat da düşünüldüğünde, deniz taşımacılığı anlamında bu büyük ticaret hacminin oluşturduğu mal ve hizmetlerin yüzde 40 oranında Marmara Bölgesi’nden taşınacağını öngörmekteyiz. Bu hedeflere ulaşmak demek kaba bir hesapla deniz taşımacılığının da ona paralel olarak yaklaşık 3 kat büyümesi demektir. Bunun sektöre yatırım açısından önemli bir motivasyon olacağını düşünüyoruz. Bununla birlikte sektörün önünün açılabilmesi için yapılabilecekler ve yatırımcı beklentisi açısından iki konu öne çıkıyor. Birincisi Marmara Denizi’ndeki Ro-Ro terminali olan liman sayısının artırılması ve bu terminallere sahip limanlarla anlaşmalarının uzun süreler için yapılabilmesi, ikincisi ise kabotaj hatlarına KDV muafiyeti getirilmesidir.  Liman anlaşmalarının uzun dönemli yapılamaması özellikle yeni hatlar ve yeni gemiler konusunda yatırım yapabilmenin önündeki en önemli engeldir. KDV muafiyetinin ise deyim yerindeyse sektörde patlama etkisi yapacağına inanıyoruz. Bunun en iyi örneği uçak taşımalarıdır. Uçak taşımalarında yapılan KDV muafiyetinden sonra fiyatlar ucuzlamış ve taşınan yük miktarı çok ciddi miktarda artmıştır.  Deniz taşımacılığı hizmeti sağlarken karşılaştığınız bürokratik engeller neler? Devlet yeteri kadar destek sağlıyor mu? Bu konuda talep ve önerileriniz nelerdir? Son yıllarda  yapılan düzenlemeler ile bürokratik işlemlerde iyileşmeler açıkça görülüyor. Sektörü büyük bir motivasyonla büyümeye yönlendirmek için deniz yapıları, limanların, Ro-Ro terminallerinin oluşturulması, ÇED mekanizması, liman yönetimi  ve özellikle yolcu taşımacılığı alanlarında bürokratik mekanizmaların tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor. Her işlemin sadece tek bir noktadan takibi stratejisini uygulamak lazım diye düşünüyorum. Bürokratik bütün işlemler e-devlet uygulamasında olduğu gibi  günümüz teknolojik imkanları da kullanarak tamamen internet tabanlı ve akıllı telefon destekli mobil uygulamalarla desteklenmelidir.  ROFED (Kabotaj Hattı Ro-Ro ve Feribot İşletmecileri Derneği) kurulduğu günden bu güne sektöre ne kazandırdı? Sektörün sorularına çözüm getirme noktasında derneğin çalışmalarını değerlendirebilir misiniz? ROFED (Kabotaj Hattı Ro-Ro ve Feribot İşletmecileri Derneği)’nin kurucularından ve halen yönetim kurulu üyesi olarak bu derneğin büyük bir boşluğu doldurduğunu ve ciddi katkılar sunduğunu belirtmek isterim. ROFED, Ro-Ro ve Feribot İşletmecilerinin bir çatı altında toplanarak birlik ve beraberlik içinde sorunlarını ve bunlara yönelik çözüm önerilerini tartışmalarını sağladı. Bu sinerji sayesinde gerek Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı nezdinde gerekse kullandığımız limanlar nezdinde işlerin hızlanmasına ve daha iyi diyalog imkanı oluşmasına vesile oldu. ROFED olarak üzerinde durduğumuz konular sırasıyla ülke ekonomisine katkının artırılması, yolcu ve araç trafiğinin denize kaydırılarak trafiğin rahatlatılması, rekabetin kolaylaştırılması ve taşıma ücretlerinin azaltılabilmesi için gereken çalışmaların yapılmasıdır. “Akdeniz Ve Karadeniz’de Yatırım Yapmak İçin Fırsatları Gözlüyoruz”  Son olarak eklemek istedikleriniz nelerdir… Ülkemizin en önemli sanayi, ticaret ve turizm bölgesi olan Marmara Denizi’nde yapılan deniz taşımacılığı büyüklüğü gerçek potansiyeliyle karşılandığında buzdağının görünen kısmı gibi olacak. Aslında ciddi fırsatlar barındırıyor. İstanbul ve Kocaeli gibi iki büyük metropolün Marmara Denizi’ni verimli kullanamadığı için ciddi trafik ve çevre sorunları ile çok büyük miktarda ekonomik kayıplar yaşamakta. Bu konuda yeni yatırımları motive edici adımlarla mesela daha önce bahsettiğim Ro-Ro terminal ve anlaşmalarıyla ve KDV konusundaki muafiyet adımlarının atılması gerçek potansiyelin çok hızlı bir şekilde açığa çıkmasını sağlayacağına inanıyoruz. İstanbullines olarak yakın gelecekte Marmara Denizi’nde ve yurtdışı hatlarda özellikle Akdeniz ve Karadeniz’de yatırımlar yapmak için fırsatları gözlüyoruz. 7Deniz Dergisi Eylül-Ekim 2014 Sayısı/Röportaj
Editör: TE Bilisim