Denizcilik sektöründe yer alan 46 alt sektörün kendine özgü pek çok problemi olduğunu söyleyen Deniz Ticaret Odası Başkanı Yusuf Öztürk, en önemli sorunlarından birinin lojistik merkezlerle limanlar arasındaki demiryolu ve karayolu bağlantılarının yetersizliği olduğunu söyledi. Türkiyeʹnin üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen bu avantajdan yeterince yararlanamadığımız tespiti, her alandan ilgili ve uzman kişilerce yapılır. Deniz Ticaret Odası (DTO) Başkanı Yusuf Öztürk ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide denizcilik sektörünün sorunlarını ve bu sorunları aşma noktasında yapılacakları, deniz kenti olma avantajlarımızı nasıl kullanabileceğimizi konuştuk. -Öncelikle denizcilik sektörünün sorunları nelerdir? Denizcilik sektörü, 46 alt sektörden oluşuyor. 46 alt sektörün kendine göre sıkıntıları var. Bunları tek tek saymak çok mümkün değil. Bölgemizdeki sıkıntılardan bahsetmemiz gerekirse en büyük sıkıntılarımızın başında üyelerimizin de yoğunlukta bulunduğu balıkçılık ve tur teknecilerimizin çekek ve barınma sorunları geliyor. Acentalarımızın yaptıkları işlerde gümrük mevzuatına uygun davranmaları gerekir. Gümrük mevzuatındaki çok sert kurallar, maalesef yükleme, boşaltma, operasyon zamanlarını uzatıyor. Onun yanı sıra gözlemlediğimiz en büyük sıkıntılardan bir tanesi de Ayvalık ve Didim arasında yaşanan tersane problemi. Bize en yakın tersane, Alaybey Askeri Tersanesiʹni saymazsanız (o genelde ticari gemileri pek fazla almıyor, askeri gemilerden dolayı çok yoğun oluyorlar) en yakın Yalovaʹda var. Aşağıda da İskendurunʹa kadar maalesef hiçbir tersanemiz yok. Şu aralar sektörün en büyük problemleri bunlar. Bunun yanı sıra Aliağa Limanlar Bölgesiʹnde de çok büyük sorunlarımız var. Oradaki en büyük sıkıntı, yol problemleri. Hem limanlar arasında yol problemi var hem de liman bağlantıları çağa uygun değil. İzmir-Çanakkale yolu yapılıyor ama demiryolu da çok yeterli değil. Sadece deniz değil tüm sektörler için en önemli kriter maliyet. Dolayısıyla denizcilik sektörü de ürünleri ihraç noktasında maliyetleri çok iyi değerlendirmek zorunda. Bu nedenle de limanlara demiryolu bağlantıları, anayol bağlantıları en önemli problemlerden biri. -Bu sorunları aşma noktasında ne tür çalışmalar yaptınız? Sadece biz değil bizim yanımız sıra birçok STK ve limanların yöneticileri, bu konularda yetkililere başvuruda bulundular. Fakat orada bir sahipsizlik söz konusu. Ya SİT alanına takılıyorsunuz ya da özel mülke takılıyorsunuz. Örneğin Aliağa Limanıʹnda ilgilendiğiniz yer, Aliağa Belediye sınırları içinde mi yoksa karayolları sınırları içinde mi o bile tam belli değil. Bu sorunlar böyle devam edip gidiyor. Su ürünleri organize sanayi bölgesi kurulacak -Urlaʹda balıkçı barınağı kurulmak isteniyormuş. Bu projeyi anlatabilir misiniz? O proje henüz gerçekleşmedi. Gerçekleşeceği zaman bunlar konuşulur. Proje ile su ürünleri organize sanayi bölgesi gibi bir yer düşünülüyor. En fazla balıkçılığın yapıldığı bölge, o bölge. Karaburun ve Çeşme tarafına yakın böyle bir organize sanayi kurulursa, yan sektörleri ile beraber, verimli olacağı düşünülüyor. Bunun için de arazi arayışları söz konusu. Her şey tam gerçekleşmedi. Bu konuda İTO da çalışıyor. Bir nevi ortak sayılırız. -Balıkçı barınaklarında yaşanan bir diğer sıkıntı da atık alım sorunu sanırım. Tabii bir de atık alım sorunları var. Biliyorsunuz denizler yüzde 95 karadan, yüzde 5 gemi yoluyla kirleniyor. Tur teknelerinin, balıkçı teknelerinin yanaşacağı iskelelerde atık alımıyla ilgili gerekli altyapı maalesef yok. Bu altyapının olmaması denizlerin kirlenmesine neden oluyor. -Çekek ve SİT sorunu desek bize ne söylersiniz? Çekek yeri bu bölgede sadece Çakalburnuʹnda var. O tesis de gerekli izinlerini şu an tam alamamış durumda. Çünkü imarla ilgili birtakım problemler var. Sadece İzmir Bölgesiʹnde değil Didimʹde Çeşmeʹde Ayvalıkʹta da var. -Bildiğim kadarıyla Foçaʹya da yapılması planlanıyordu. Orada bir barınma yeri söz konusu. Geçen hafta gittim, orada da gördüm. Çekek yerleri çok sınırlı. Dolayısıyla çok iyi hizmet verememekte. Nereye elinizi atsanız SİT -Çekek sorununun sebebi sadece SİT diyebilir miyiz? Bu bölgede nereye elinizi atsanız SİT. Çekek yerlerinde en önemli sorun hem uygun arazi olmaması, uygun arazilerin de SİTʹe takılması hem de yatırımcı olmaması. Devletin bu tür yerlerin yapılmasında ön ayak olması gerektiğini düşünüyorum. -Sizin öncelikli tercihiniz demiryolu mu olur yol mu? Her ikisi de. Tabii öncelikle demiryolu ama her ikisinin de altyapısının hazır olması lazım. Ürünleri bir an önce, en maliyetsiz şekilde, limana taşımalısınız ki ihracatınızı hızlıca gerçekleştirebilesiniz. Aliağaʹya gittiğiniz zaman görüyorsunuz yolların durumunu; kalabalık. Yeni liman projeleri de var orada. Liman projeleri ile 40 binden fazla araç daha yola çıkacak. -Alsancak Limanıʹnın yetersiz olduğu söylemleri gün geçtikçe artıyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Alsancak Limanı önemli bir liman. Devlet limanı olduğundan dolayı yatırımlar öyle çok çabuk olmuyor. Yetersizliğin en büyük nedenlerinden biri devlet malı olması. Bu da demek oluyor ki siz bir parçayı almak için ihaleye çıkmalısınız. Özel şirket gibi hemen alayım, tamir edeyim, servise sunayım demek kolay değil. Alsancak Limanıʹnın problemi sadece bu değil, başka problemleri de var. Örneğin derinlik yeterli değil. Sadece 9.5-10 metrelik gemiler girebiliyor. Geçen gün sevindirici bir gelişme söz konusu oldu; 3 tane yeni vinç geldi. Yaranın bir kısmı tedavi edilmiş oldu. Fakat yapılması gereken çok şey var. Özellikle kanal projesinin hayata geçmesi lazım. Körfez için Kanal projesi önemli -Kanal projesi nedir? Kısaca söz eder misiniz. Kanal projesiyle İzmir Körfeziʹnin temizlenmesi ve su sirkülasyonu söz konusu olacak. 250 metre genişliğinde, 14 metre derinliğinde ve 8 kilometre uzunluğunda bir kanal açılması planlanıyor. Aynı kanalın minyatürü, liman yaklaşım kanalı olarak açılacak. Böylelikle daha büyük gemiler girebilecek, birim maliyeti azalmış olacak -İzmir Belediye Başkanıʹnın müdahale edilmezse İzmir Körfezi, Efes gibi olacak serzenişine katılıyor musunuz? Doğru bir serzeniş. Çünkü Efes de zamanında deniz kenarında bir limandı. Nehirlerin getirmiş olduğu alüvyonlar orayı yıllar boyunca bakım, derinleştirme ve tarama olmadığı için karaya dönüştürdü. Bu durum İzmir Körfezi için de bir gerçek. Taranması lazım ve su sirkülasyonu sağlandığı zaman Körfez temizlenebilir ancak. Aksi taktirde bu tür yatırımlar yapılmaz ise sonunda olacağı bu. -Aliağa Limanı, Alsancak Limanıʹnın bir alternatifi olabilir mi? Tabii ki. Her zaman söylediğim gibi yatırım önemlidir. Hele ki bu bölgeye yapılan her şey, bir taş bile koysanız, önemlidir. Aliağa Bölgesiʹne yatırımlar yapılıyor. Çandarlı Limanı söz konusu. Bunlardan her biri, Türkiyeʹnin 2023 hedeflerine ulaşmasına faydası olacak projeler. -Kruvaziyer turizminde de bir azalma söz konusu. Neden? Dünyaya kruvaziyer turizmi yüzde 7 oranında azaldı. Türkiyeʹdeki oranlara bakarsak bir azalma söz konusu değil. İzmir bazında ise bir azalma söz konusu. Kuşadası, Çeşme öyle değil. Buradaki neden şu: İzmirʹe uğrayan 2 hattın bir tanesi Kuşadasıʹna kaydı, biri de Çeşmeʹye kaydı. Kaymanın sebebi ise kruvaziyerlerin bu yerlerden daha iyi ücret almaları. Masrafları daha uygun olduğu için onlarla anlaşma gerçekleştirdiler. -Son soru olarak Hükümet 2015-2017 yatırım planını açıkladı. Bu yatırım planında lojistik merkezler ile ilgili yatırımlar da yer alıyor. Bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyim? Yatırım planına göre lojistik merkezlere önem verilecek. Kemalpaşa Lojistik Merkeziʹnin altyapısı tamamlandı. Şimdi üst yapısı tamamlanacak. Bu lojistik merkezle limanların hem demiryolu hem de karayolu ile bağlantıları sağlanacak. Bu en fazla beklediğimiz şeylerden biriydi. 7DENİZ
Editör: TE Bilisim