25 yıllık tecrübeyle sektörde tanınan isimlerden biri olan Hasan Sancak'ın firması AES Yat, gerçekleştirdiği projelerle hem Türkiye'de hem de yurt dışında dikkat çekiyor. AES Yat isim olarak yeni ama yaklaşık 8 senelik bir geçmişin üzerine kurulmuş eski bir firma. AES Yat Genel Müdürü Hasan Sancak, 25 yıllık deneyime sahip bir gemi inşa mühendisi ve yat sektörüne 9 sene önce girmiş bir isim. İlk olarak Çizgi Yat adıyla kurulan firma, AES Yat olarak yoluna devam ediyor.

AES Yat Proje Müdürü Alperen Ağbaş, 'Bu sektörde markalaşmak zor ama biz işimizi doğru yaparak büyüyor, doğru zamanda doğru yatırımlar yaparak yolumuza devam ediyoruz' dedi. 2014 senesinin kendileri açısından güzel bir yıl olduğunu belirten Alperen Ağbaş'a nasıl sektörde sağlam ilerleyebildikleri sorusunu yönelttik. '2014 yılı içerisinde bir refit projemiz vardı. Sonrasında yurtdışına bir proje yaptık. Genelde Türkiye'de 51 metrelik bu kadar detaylı refitler yapılmıyor. Biz baştan sona bir refit işini bir yıl içerisinde yaptık. Bu zor projeyi Yalova'da bulunan bir tersaneden devraldık.4 yıldır yarım kalmış ve kimsenin tamamlayamadığı bir projeydi. Klas evrakları dahi alınamamış ve adeta kangren olmuş bir projeydi.

Biz bunu canlandırdık' diyerek firma dinamiklerinden kısaca bahsetti. Yurtdışındaki projenin kendilerini ayakta tutan bir proje olduğunu ifade eden Ağbaş, 'Kriz hala devam ediyor. Yurtdışındaki yatları sıfırdan dekore ediyoruz. 2015 yılından umutluyuz. Daha iyi olacağını düşünüyoruz. Sektörümüz dalgalanma yaşanan bir sektör. O dalgalanmanın artık yukarı doğru ivme kazandığını düşünüyoruz. Antalya bölgesinde projeler geçen sene itibariyle canlanmaya başladı. Bizim konuştuğumuz projeler hayata geçme yoluna girdi. İki sene öncesine kadar hiç konuşmadığımız projeleri konuşmaya başladık. Yatların boyutları da artmaya başladı. Daha önce 40 metrelik yatlar için iyi derken, müşterilerin taleplerinde bu rakam daha da arttı. Sektörümüzde bu gibi dalgalanmalar her 15 senede bir oluyor. Üniversitedeki hocalarımız dahi bunu belirtiyordu. Öğrencilerin henüz ikinci sınıfta tersaneler tarafında kapıldığı dönemleri de gördük 5-6 sene tecrübeli arkadaşlarımızın uzun sürelerce iş bulamadığını da... 1990'lı yıllarda böyle bir kriz yaşanmıştı ancak dediğim gibi şuanda yukarıya doğru ivmelenmenin başladığını görüyorum' ifadesini kullandı. Yat sektöründe geçtiğimiz yıllarda üst sıralara tırmanan ülkemizin o yerini kaybettiğini hatırlatan Ağbaş, 'Bunu kaybetmesinin en önemli sebeplerinden bir de yaşanan global kriz oldu.

Ticari teknelerde krediyle projeler dönüyor. Armatörlerin çok büyük miktarda paralarını sunmaları gerekiyor. Bunu gören ve yat yaptıracak olanlarda ticari boyutta bir kriz varken benim yat yaptırmam aşırı lükse kaçar diyerek kendilerini geri çekiyorlar. Aslında bizim potansiyel olan müşterimiz hali hazırda parası bulunan müşteriler. Kriz onları vurmuş olabilir ama yata aktaracakları para hali hazırda kenarda bulunan paradır. Sadece burada mevcut krizin korkularından dolayı ben bunu yata aktarmayayım düşüncesi oluşuyor. Bunun yanında yatlarda vergi muafiyeti, yatları ticari olarak değerlendirmeme sorunları var. Bu konular çoğu yat sahibi tarafından bilinmiyor. Yat sahibi yatını kullanmadığı zaman ticari olarak değerlendireceğini bilmediği için tamamen lüks olarak bakıyor. Halbuki ekstra bir boyutta bir yılda hiç masraf yapmadan bir yat sahibi olabilir hem de bazı durumlarda bırakın masraf etmeyi artı duruma bile geçebilir' şeklinde konuştu. Alperen Ağbaş, 'Ancak özeleştiri yapmamız gerekirse bazı yat üreticilerimiz, kimi zaman fiyatı aşağı çekebilmek için kiralamaya uygun olmayan yatlar üretiyorlar.

Yatını sadece özel olarak değil ticari olarak da kullanabileceğini söylemiyorlar. Yatı yaptıran müşteri yapım sürecinde bu bilgiye ulaştığında üretici bunu yapmak için geç kalındığını söylüyor. Ticari kiralamaya sonradan karar verilmesi masrafları en az iki katına çıkarıyor. Dolayısıyla o tekne kullanıcı için sadece masraf çıkaran bir yapıya sahip oluyor. Bu da insanları bu işten soğutuyor. Bunun baştan anlatıp bu şekilde müşteriye sunarsanız yat sahibi olma algısının da değiştiğini göreceksiniz. Üreticilerin bu konulara özen göstermesi gerekiyor. Projeye başlamak önemli değil, o projeyi bitirmek önemli. Bitiremezseniz elinizde bir bomba gibi patlar ve size büyük zarar verir' ifadesinde bulunarak başarılı bir Proje Yönetimi bakış açısının da sırlarını bize aktarmaktadır.

Türkiye'nin yat ve tekne üretimi konusunda rekabet yaşadığı ülkelerin başında, Almanya, İtalya ve Hollanda gibi ülkelerin geldiğini kaydeden Ağbaş,'Hollanda'dan Oceanco'nun Proteksan'a yüzde 60 oranında ortak olması Türkiye için güzel bir yatırım oldu. Proteksan piyasada lokomotif konumda aslında. Lokomotif durursa vagonlar da durur. O yüzden Proteksan'ın hareket etmesi gerekiyordu. Oceanco dünya çapında ilk üç firma arasında bulunuyor. Bu da bizim sektör için bir prestij şeklinde algılanabilir. Dünyadaki eski konumuza ulaşmamız açısından bir başlangıç olabilir' dedi.

Cengiz Tepebaş - 7DENİZ

Editör: TE Bilisim