Akbaşoğlu Holding Genel Müdürü Kemal Akbaşoğlu'nu taşıdık 7Deniz'in satırlarına. Şirketin hem bugünü hem de yarınlarını konuştuk Kemal Akbaşoğlu'yla. Şu an şirket bünyesinde 8 tanker, 2 barç ve 1 kuru yük gemisi bulunuyor. Önümüzdeki süreçte gaz tankerini de filosuna katmak isteyen Akbaşoğlu, diğer taraftan da ortalama yaşı 8 olan filosunu daha da gençleştirmek istiyor.

Öncelikle Kemal Akbaşoğlu'nu tanıyabilir miyiz?

Eyüpoğlu Lisesi'nden mezun olduktan sonra İngiltere'de işletme okudum. Sonrasında Cass Business School'da denizcilik finansmanı ve ticareti üzerine yüksek lisans yaptım. 2009 senesinde Türkiye'ye geri döndüm. Döndükten sonra Akbaşoğlu Holding içerisinde farklı departmanlarda uzun süre görev aldım. 2014 senesinden bu yana da şirketin genel müdürlüğünü yapmaktayım. Firmanızın faaliyet gösterdiği alanlar, sahip olduğu gemiler ve kapasiteleri hakkında bilgi verir misiniz? Ana faaliyetimiz denizcilik, bunun yanı sıra farklı yatırımlarımızda oluyor. Holding bünyesinde dönemsel olarak yaptığımız inşaat işleri de söz konusu. Şu anda devam eden bir otel inşaatımız var. Bu otelimizi, denizcilik sektörüne hizmet edecek şekilde planlıyoruz. Denizcilik sektörüne yönelik gemilerimiz 4.000 ila 13.500 DWT arasında tankerlerdir. Şu an 8 tanker 2 barç ve 1 kuru yük gemisi olmak üzere işletmemiz altında toplam 11 gemimiz bulunmakta. Petrol ürünleri taşıyan bir firmasınız. Bu bağlamda sormak isteriz. Bu işin riskleri, zor olan yanları neler? Biz, 1972 yılından bu yana bu işi yapıyoruz. Tanker işletmeciliği kuru yüke kıyasla çok daha komplike ve zor, çok tecrübeli ve profesyonel bir kadroya sahip olmanız şart. Navlunlar risklerle paralel. Ayrıca genç bir filoya sahibiz. Zaten Avrupa'ya çalışmak istiyorsanız gemilerinizin yaşları 15'den fazla olmamalı, fazla olursa doğuda ticaret yapabiliyorsunuz. Bizim sadece bir gemimiz 15 yaşına girmek üzere.

Diğer gemilerimizin ortalama yaşı 8. Şu an aktif olarak çalıştığınız destinasyonlar neler? Dönemsel olarak değişiyor. Karadeniz çanağında aktifiz ama Akdeniz ve Baltık Denizi'nde de çalışıyoruz. Son yaşanan gelişmeler ticaret hacmini düşürdü. Petrol fiyatları da düştüğü için büyük tonajlı gemiler navlun kırıp daha fazla iş almaya başlayınca bizim gibi daha düşük tonajlı işletmeler farklı marketlere yöneldi. Bizde de durum aynı. Kimyasaldan uzaklaşmıştık ama bu gelişmeler sonrasında tekrar kimyasala yöneldik ve bunu ilerleyen süreçte artırmayı düşünüyoruz. Gelelim eğitimlere… Kalifiye eleman sektördeki en büyük problemlerden biri. Yakın zamana kadar 24 ay olan terfi süreleri, her ne kadar 36 aya yükseltmiş olsa bile bir yeni mezun zabit bir kaptanlığa çok kısa sürede ulaşabiliyor. Bu kadar hızlı yükselen personel yeterli tecrübe ve birikime sahip olmadan yeterliliği yükseliyor. Doğal olarak da o yeterlilikte bir pozisyon istiyor ya da iş arayışına giriyor.

Buda bizleri zor durumda bırakıyor. Öte yandan bir çarkçıbaşı da okuldan ilk mezun olduğunda yeni bir gemiye girse hiç makine açmadan baş mühendis konumuna yükselebiliyor. Bir kuru yüke kıyasla bir tankerde çalışan personel rutin PSC denetimine ek olarak her terminalde denetime tabi olduğu gibi periyodik olarak da çeşitli petrol şirketleri ve CDI tarafından denetime tabidir. Zorunlu sertifika eğitimleri haricinde yayınlanan petrol şirketlerinin eğitim bültenleri de gemilerde emniyet komitelerinde ele alınarak işlenmelidir. Her denetimde bu eğitimlerin verildiği ve personel tarafından benimsendiği kontrol edilir. Bunlara ek olarak firma denetimlerini de unutmamak lazım, her üç senede bir ofis denetimi yapılır ve çalışılır bir firma olup olmadığı denetlenir. Genel olarak kendi adımıza şöyle bir değerlendirme yapabilirim: Biz, gemilerimizde çalışan personelimizin evlerine sağ salim gitmelerini sağlamak için gerekli olan bütün eğitimleri veren bir kuruluşuz.

Bu yüzden bizde eğitim her zaman her yerde süren bir yapıda. Altını çizdiğimiz en önemli husus; emniyet. Biliyoruz ki senelerce gemide çalışmış olunsa bile bilgiyi taze tutmak gerekiyor. Örneğin, bir çalışan yüzlerce kez gemi halatı bağlamış olsa dahi bir anlık dalgınlık sonrasında kendine zarar verebilir. Bunun önüne geçmek için yapılabilecek en doğru iş de eğitimleri daimi kılmak. Önümüzdeki dönemde hayata geçirmeyi planladığınız yatırım veya filonuza yeni gemi dahil etme düşünceniz var mı? 2008'den bu yana sektörümüzde yaşanan kriz devam ediyor. Gemiler yaşlanıyor. Bu nedenle hedeflerimizin başında filomuzu yenilemek geliyor. Son dönemde Türk Bayrağı'ndan çıkış da söz konusu. Yabancı bayrakla çalışmak daha rahat. Bu da Türk filosunun kapasitesinde düşüşe neden oluyor. Türk Bayrağı'ndan çıkmayı düşünmüyoruz çünkü ticaretimizin büyük ayağını Türkiye oluşturmakta. Şu an Türk Loydu ile ortak bir çalışma yapıp bunun üstesinden gelmeye çalışıyoruz. Ayrıca önümüzdeki dönemde filomuza gaz tankeri de eklemek istiyoruz. Piyasanın içinde yoğun çalışan şirketlerden bir tanesi Akbaşoğlu.

Bu bağlamda sormak isteriz, Türk denizcilik sektörünün bugünü ve yarınlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Öncelikle şunu söyleyebiliriz, Avrupa'da o kadar büyük armatörler var ki onları gördükçe ülkemizin çok geride olduğunu fark etmemek mümkün değil. Bu da bize, böylesi bir coğrafyaya sahip Türkiye'nin bu alanda daha çok çalışması gerektiğini gösteriyor. Diğer taraftan deniz taşımacılığı ticaret var olduğu sürece var olacak, şu anki navlun fiyatlarının önümüzdeki dönemde yükselmesi muhtemel ama bu kısa vadede mi yoksa uzun vadede mi olur bunun cevabını kimse veremiyor…

Bu noktada destek ve teşvikler konusundaki görüşünüz nedir?

Kanunların ve yasaların uluslararası denizcilik standartlarına ulaştırılması gerekiyor. Örneğin Denizcilik iş kanunu halen daha birçok konuda iş kanuna atıfta bulunuyor, halbuki uygulamalar çok farklı. Bu Ticaret Kanunu için de geçerli. Halen daha kimyasal atık verebileceğimiz deniz tankerlerimiz yok. Gemiler yurtdışında slop vermek zorunda kalıyor. Yurt dışında gemi ziyaretleri teşvik edilirken bizde terminaller sürekli kısıtlamalar getirmekte ve ticari gerekliliğimiz olan denetimlere müsaade etmeyen terminaller dahi var. Limanlarda uygulanan gümrük mevzuatı sektörün uygulamaları ile uyumsuzluk gösteriyor. Bir diğer konu, yabancı bayraklarda sağlanan sigorta prim muafiyetleri, ortaya çıkan maaş farkları dolayısıyla personelin yabancı bayrak gemide çalışmayı tercih ediyor. Bu da yetişmiş eğitimli personeli kaybetmemize sebep oluyor. Sonuçta herkes evine bakmak durumunda.

DERYA ALTUNTEPE - 7DENİZ

Editör: TE Bilisim