Türk Ticaret Kanunuyla ilgili Çatma Hükümleri’nin uygulanabilmesi için çarpışan ve birbirine zarar veren araçların hepsinin gemi olması ve çarpışan gemilerin bağımsız olması gerekir. ÇATMA İki veya daha fazla geminin, bir manevrayı yapmak veya yapmamak veya seyir kurallarına uymamak suretiyle çarpışmasıdır.(TTK m.1286) Çatma olayı en az iki gemi arasında meydana gelir. Dolayısıyla çarpışan veya birbirine zarar veren araçların gemi olması gerekir. Bunlardan biri gemi değilse çarpma hükümleri uygulanmaz. Örneğin, bir geminin yalıya, rıhtıma, dubaya çarpması ya da zarar vermesi durumunda çatmadan söz edilemez. Bu gibi çatma hallerinde Borçlar Kanunu Haksız Fiiller ile ilgili hükümler uygulanır. Aynı şekilde, gemilerden biri diğerinin hizmetindeyse yani gemiler arasında römorkaj sözleşmesi gibi bunların ilişkilerini düzenleyen bir sözleşme varsa bu gemilerin birbirleriyle çarpışması durumunda çatma hükümleri uygulanmaz. Örneğin, bir yolcu gemisiyle bu gemiye yolcu getiren gemi, bir gemiyi yanaştırırken onu getiren Römorkör arasındaki çarpışma içinde aynı durum söz konusudur. Özet olarak belirtmemiz gerekirse Türk Ticaret Kanunu’yla ilgili Çatma Hükümleri’nin uygulanabilmesi için çarpışan ve birbirine zarar veren araçların hepsinin gemi olması ve çarpışan gemilerin bağımsız olması gerekir. Ancak çatma hükümlerinin uygulanması bakımından gemilerin birer ticaret gemisi olması aranmaz. Çatmada çarpışan gemilerin tahsis edildikleri amacın bir rolü ve önemi yoktur.(TTK m. 935/ 1.2) Ayrıca çarpışan gemilerin aynı donatana ait olması çatma hükümlerinin uygulanmasına engel değildir. ÇATMA TÜRLERİ 1) Kusursuz Çatma Çatmanın, umulmayan bir hal veya mücbir sebep yüzünden meydana gelmiş olması veya neden ileri geldiği anlaşılmamasıdır (TTK m. 1287/ 1). Kusursuz çatmanın temel özelliği, tarafların olayda hiçbir kusurunun bulunamaması veya kusurunun tespit edilememesidir. Kaptana veya gemi adamlarına yüklenebilecek bir kusurun varlığı halinde kusursuz çatmadan söz edilemez. Kusursuz çatmanın söz konusu olduğu hallerde gemi ile ilgili uğranılan zararlar donatana, yükle ilgili uğranılan zararlar yük sahibine aittir. Buradaki sorumsuzluk hali, donatanın diğer gemi, yük ve bu gemide meydana gelen bedensel zararlara ilişkindir. Donatanın kendi yük sahiplerine, yolcularına ve gemi adamlarına karşı sorumluluğu ise aralarındaki akdi ilişkiye göre belirlenir. Özet olarak belirtmek gerekirse kusursuz çatma halinde çarpışan gemilerin veya gemilerde bulunan insanların yahut eşyanın çatma yüzünden uğradıkları zarara o zarara uğrayan kişi katlanır. Çarpışan gemilerin yahut gemilerde bulunan can ve malların çatma yüzünden uğradıkları zararlar için tazminat istenmez.( TTK m. 1216) 2) Kusurlu Çatma Tek Taraflı Kusurlu Çatma Tek taraflı kusurlu çatma, çatmanın gemilerden birinin donatanın veya gemi adamlarının kusurundan ileri gelmesi halidir. Tek taraflı kusurlu çatmada, zararı o geminin donatanı tazmin etmek zorundadır.(TTK m. 1217) Kusur, yapılması gereken bir fiilin yapılmaması ya da yapılmaması gereken bir hareketin yapılması demektir. Gemi, zorunlu danışman kılavuz veya isteğe bağlı kılavuz tarafından sevk edilirken onun kusurundan ileri gelen çatmadan da geminin donatanı sorumludur. Gemi zorunlu sevk kılavuzu tarafından sevk edilirken onun kusurundan ileri gelen çatmadan ise geminin donatanı sorumlu değildir.(TTK m.1219/1. cümle) Ancak gemi adamlarından olan kimseler kendilerine düşen vazifeleri yapmamışlarsa bu hüküm uygulanmaz. (TTK m.1219/ 2. cümle) İki Taraflı Kusurlu Çatma Çatmanın, çarpışan gemilerin donatılanlarının veya gemi adamlarının kusurlarından ileri gelmesi halinde iki taraflı kusurlu çatma söz konusu olur. Bu durumda çarpışan gemilerin donatanları, çatma yüzünden gemilerin veya gemide bulunan eşyanın uğradıkları zarardan kusurlarının ağırlığı oranında sorumludur (TTK m.1218/1). Bununla beraber, duruma göre, bu oranın saptanması mümkün olmaz veya tarafların aynı derecede kusurlu olduğu ortaya çıkarsa, taraflar eşit oranda sorumlu tutulurlar (1910 tarihli Brüksel Konvansiyonu m. 4 /1). Bu tazminat istemleri bakımından, donatanların yük sahipleri üçüncü kişilere karşı sorumluluğu müteselsil değildir. Ancak, cana gelen zararlar için müşterek kusurlu gemi donatanlarının sorumluluğu müteselsildir. (TTK m. 1290/1). Ayrıca müteselsil sorumluluk çatmaya karışan bütün gemilerin donatanları arasında değil yalnızca kusurlu donatanlar arasında söz konusudur. Ancak TTK m. 1221 uyarınca donatanların deniz serveti ile sınırlı sorumlu olacaklarına ilişkin ilke çerçevesinde donatanların sorumluluğu gemi ve navlunla sınırlı, müteselsil ve müşterek sorumluluk şeklindedir. 3) Kıyas Yoluyla Çatma Geminin, bir manevrayı yapmak veya yapmamak yahut seyir kurallarına uymamak suretiyle başka bir gemiye veya gemide bulunan insanlara veya eşyaya çatma olmaksızın zarar vermesi haline yansımalı çatma denir. Bu durumda da çatma hakkındaki hükümler uygulanır. (TTK m.1220) Ancak manevranın yapılması veya yapılmaması yasal yükümlülük (çatışmayı önleme tüzüğü veya liman tüzük ve yönetmelik gereği) şartları altında gerçekleşmişse, çatma hükümleri uygulanmaz. III- ÇATMA KONUSUNDA GETİRİLEN DÜZENLEMELER 1.)Uluslararası Alanda Getirilen Düzenlemeler 23 Eylül 1910 Tarihli Brüksel Konvansiyonu (Denizde Çatmalara İlişkin Bazı Kuralların Birleştirilmesi Hakkında Milletler Arası Sözleşme) Türkiye 09.05.1937 tarihli ve 3226 sayılı kanunla katılmıştır. Konvansiyon Türkiye hakkında 16. 09.1955 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Çatmadan Doğan Hukuk Davalarında Yetkiye Dair 10 Mayıs 1952 Tarihli Brüksel Konvansiyonu Çatma ve Diğer Seyrüsefer Olayları Hakkında Cezai Yetki ile İlgili 10 Mayıs 1952 Tarihli Brüksel Konvansiyonu Denizde Can Güvenliği Uluslararası Sözleşmesi (SOLAS) Denizde Çatışmayı Önleme Uluslararası Kurallar (COLREG) 2.)Ulusal Alanda Getirilen Düzenlemeler Denizde Çatışmayı Önleme Tüzüğü İstanbul Limanı Tüzüğü İzmir Limanı Nizamnamesi Türk Boğazları Deniz Trafik Düzeni Tüzüğü Türk Boğazları’ndan Geçişlere İlişkin Uygulama Talimatları IV- ÇATMA SONUCUNDA TAZMİNİ GEREKEN ZARARLAR Çatma sebebiyle meydana gelebilecek olan zararları genel olarak sınıflandırmamız mümkündür. Donatanın kendi gemisinde meydana gelebilecek olan zararlar; donatanın kendi gemisinde taşınmakta olan yüklere gelebilecek olan zararlar; karşı gemide ve bunun içinde taşınmakta olan yüklere gelebilecek olan zararlar; çatma sebebi ile meydana gelen kar kayıpları; çevre zararı ya da tehdidi, bunları önlemek veya azaltmak amacıyla alınan tedbirlere ilişkin masraflar, yetkili makamlar tarafından verilen çevre cezaları; çatma sebebi ile meydana gelen ölüm ve yaralanma; çatma ile ilgili diğer kalemler (müşterek avarya, kurtarma, enkaz kaldırma) şeklinde sınıflandırmamız mümkündür. Çatmalarda ortaya çıkması muhtemel ihtilafların tarafları; donatanlar, ayni sorumluluk halleri bakımından gemiler, gemi işletme müteahhitleri, taşıyanlar, kaptanlar, gemi adamları, donatan/kiracı acenteler, mali sorumluluk sigortacıları (P& I), tekne/ makine sigortacıları, yükleme ve boşaltma uçlarındaki yük ilgilileri, yük sigortacıları, yolcular, kurtarmacılar, kamu erki ve çevre hukuku bakımından idare, zarar gören 3. kişiler, çevre- temizlik hizmeti verenler, sağlık ve hayat sigortacıları gibi çok sayıda karşımıza çıkar ve farklı hukuki temellerden dayanarak alırlar. Çatma hükümleri, haksız fiilin bir özel halini teşkil etmekte olup, gemi niteliğindeki iki veya daha çok aracın çatışmaları halinde, gemilere ve gemilerde bulunan insanlara veya eşyaya, bu haksız fiil sonucu verilen zararların tazmini bakımından, hak sahibi ya da muhatap olma konumundaki taraflara uygulanacaktır. 1.) Maddi Zararlar Çatma sonucunda gemilerde ve gemilerde bulunan eşyada meydana gelen zararlar yukarıda da belirttiğimiz gibi, kusurlu tarafça karşılanır. Çatma, gemi adamlarının geminin sevkine veya başkaca teknik yönetimine ait bir hareketin sonucu olduğu takdirde, donatan, kendi gemisinde taşınan yükün ilgililerine karşı sorumlu olmaz. Bu sorumluluk hali sebebiyle kendi donatanından tazminat elde edemeyen yük ilgilisi, söz konusu zarar için diğer kusurlu donatanların birinden yabancı bir hukuka göre tazminat alırsa, bu ödemeyi yapan donatanın fazladan ödemek zorunda kaldığı kısım için sorumsuzluk halinden yararlanan donatana rücu etmesi halinde, kendisine rücu edilen donatan, o yük ilgilisine aynı oranda rücu hakkına sahiptir.  Çatma zararlarının tazminine dair asıl dava açılmadan önce mahkeme vasıtasıyla bilirkişilere delil tespiti yaptırılabilir. Hazırlanacak tespit raporunda, çatmaya karışan gemilerin kusur oranları belirtilmez. Delil dava öncesi yaptırılacak delil tespitlerinde, çatmanın meydana geldiği yerde deniz ticareti işlerine bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesi, bulunmadığı takdirde asliye ticaret mahkemesi, o da yoksa ticaret davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesi yetkilidir. Bedeni Zararlar Çatma, çarpışan gemilerin donatanlarının veya gemi adamlarının kusurlarından ileri gelmişse, bu gemilerin donatanları, gemilerde bulunan kişilerin çatma yüzünden ölümünden veya yaralanmasından yahut sağlığının bozulmasından doğan zararlardan müteselsilen sorumludur. (TTK m. 1218/2) Bununla beraber, duruma göre bu oranın tespiti mümkün olmaz veya tarafların aynı derecede kusurlu olduğu ortaya çıkarsa, taraflar eşit oranda sorumlu olurlar. Donatanların birbirine rücunda, her donatan, kusurunun ağırlığı oranında sorumludur. Bir çatmadan sonra her geminin kaptanı, kendi gemisini, gemi adamlarını ve yolcularını ciddi bir tehlikeye atmadan mümkün olması şartıyla, diğer gemiye, gemi adamlarına ve yolculara yardımla yükümlüdür. Ayrıca kaptan, mümkünse, diğer gemiye kendi gemisinin adını, bağlama limanını, geldiği ve gideceği limanları bildirmekle yükümlüdür. Kaptanın, sadece bu maddede öngörülen yükümlülüğünü ihlal etmesinden dolayı donatan sorumlu olmaz. V- ZAMAN AŞIMI Çatmaya dayanan her türlü tazminat istemi, çatmanın meydana geldiği günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar (TTK m.1297/1). Müşteri kusurlu çatmada donatanların birbirine karşı olan rücu davasında zamanaşımı süresi ise, ödemeden itibaren bir yıldır (TTK m. 1297/2). Çatma nedeni ile bedensel zarara uğrayanların açacakları tazminat davaları da iki yıllık zamanaşımına tabidir. Çatmada yolcu ölmesi halinde, mirasçıların yolcu taşıma sözleşmesi hükümlerine tabi olduğu ve TTK m. 767/ 5 uyarınca, hadiseye donatanın ağır kusuru sebebiyet vermesi halinde on yıllık zamanaşımına tabi olduğuna ilişkin 20.12.1971 tarihli Yargıtay İçtihat kararı mevcuttur. Çatmadan doğan zıya ve hasar, ceza kanunları uyarınca müddeti daha uzun bir zaman aşımı süresine tabi cezayı öngören bir fiilden doğmuş ise, bu süre hukuk davasında da geçerli olur.
Editör: TE Bilisim